Korona kriziyle beraber zorlaşacak ekonomide artacak işssizlikte, ülkedeki göçmenler işini ve oturumunu kaybetme riskiyle karşı karşıyalar. Bu zorlukta sosyal yardıma başvuranları ise vatandaşlıkta başka sorunlar bekliyor...
2019'da, neredeyse Biel şehrinin nüfusu kadar İsviçre'ye göç kaydedildi. Şimdi küçücük İsviçre’de 8,6 milyondan fazla insan yaşıyor. Korona salgınının yol açtığı küresel ekonomik krizin ardından, İsviçre'ye göç baskısı daha da artacaktır. İsviçre'deki artan işsizlik rakamları göz önüne alındığında, bu sınırsız göçün nihayet durdurulması gerekiyor.Nedenlerine gelince...
Duyduklarımdan değil gördüklerimden biliyorum.
Örneğin bundan yıllar önce AB ülkeleri içinde serbest dolaşım şengen yasası oylamasından önce, İsviçre’de hükümet yetkilileri halkın bu yasayı kabul etmesi için ‘’Merak etmeyin. Sadece kalifiye işci gücü İsviçre’ye gelecek. Bizim ülkemizde olmayan kalifiye işci gücüne ihtiyacım var’’ demişti. Peki sonra ne oldu?
Tüm İşci bulma (Temporär Büro) kurumları firmalara ucuz işci pazarlamaya başladı. Hatta AB ülkelerinde işci bulma kurumları İsviçre'dek firmalara işci bulmak için ilanlar verdi. Şu an fabrikalardaki en basit işlerde bile, Doğu Blok ülkelerinden oturum almaya gerek olmaksızın 2-3 aylığına İsviçre’ye gelip çalışan kalifiyesiz işcilerle dolu. Ülkede o kadar işssiz göçmenin çalışabileceği işlerde bile, AB ülkelerinden gelip ucuz maaşa çalışan işciler var. Ailesini ve çocuklarını ülkesinde bırakıp kendisi Gasthof’ta bir tek odada kalan bu işcilerin harcaması ve giderleri, İsviçre’de yıllardır düzen kurmuş, ailesinin geçimi ve çocuklarının eğitimini sağlamaya çalışan yerleşik göçmenlerle asla aydı değil. O günden bu güne İsviçre’de yaşayan göçmenlerin iş güvencesi de kalmadı. Fazla maaş talep eden işcilere patronlar ‘’Kapıda 100 tane sırada bekleyen işci var’’ yanıtını veriyor. Ucuz ve kaçak işci çalıştıran işyerleri denetlenecek denildi. Bu sözler hiç bir zaman yerine getirilmedi. Şengen anlaşmasından önceki vaatler ‘’ kervan yolda düzelir’’ diye düşünen hükümetin sözleri tam aksine ‘’Kervan yolda düzülür’’ gibi oldu. Halk ne yazık ki dolaylı olarak kandırıldı.
İş hayatında adeta pamuk ipiliği üzerinde yürüyen göçmenlerin durumları şimdi daha da zorlaşıyor...
Korona krizinin ekonomik etkileri daha yeni başlayacak. Şu an söylenen yazılan rakamlar sadece buz dağının görünen yüzü. Hükümet ufak ve orta çaptaki firmaların bu krizden en az hasarla atlatabilmesi için sıfır faiz ve az bürokratik yöntemlerle ''Ekonomik Yardım Paketi'nden kredi imkanları sundu. Bu yardım sadece firması şirketi olanlara yapıldı. Ancak karı-koca çalışan çiftlerin evlerinde temizlik yaparak az da olsa bir geliri olan ev hanımı, bu süreçte çalışamadı ve bu yardım paketinden faydalanamadı. Taksi şoförleri bu yardım paketinden destek alamadı. Serbest meslek yapan çok kişi bu kriterlerde sayılmadığı için bu süreçte büyük zorluk yaşadı. Yeni iş kurma aşamasında veya işini yeni kuranlar için, önümüzdeki dönem piyasanın durgun olacağı dikkate alınırsa işleri pek kolay olmayacak.
Korona salgınının neden olduğu ekonomik hasar tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi İsviçre’de de çok büyük. Devlet Ekonomik İşler Sekreterliği'ne (Seco) göre, 109 bin şirket Nisan ayının başında 1,3 milyon kişiye kısa süreli çalışma başvurusunda bulundu. Bu tüm İsviçre’deki çalışan işçilerin yüzde 24,5'ine karşılık geliyor. Yani her dört çalışandan bir kişi evde kaldı. 2009'daki mali kriz sırasında yaşanan olumsuzluğun on kat daha fazlası. 26.000 kişi Mart ortasından bu yana işini kaybetti. Bu işini kaybedenler Korona krizi bahane edilerek mi işten çıkarıldı ya da cidden krizden mi etkilendi belirsiz. İşsizlik oranı yüzde 2,5'ten 3,1'e yükseldi ve muhtemelen yükselmeye devam edecek. İşssizlik oranı yüzde 7’lere dayanabilir deniliyor.
Hem Vatandaş olamıyor hem Oturumu Kaybediyor
Ekonomi kriz, işsizlik ve geçiz zorluğu yetmezmiş gibi, aralarında Türk vatandaşlarının da bulunduğu göçmenleri başka tehlikeler de bekliyor.
Bazı kantonlar malum vatandaşlık ve yabancılar yasasını katılaştırdı. Örneğin en son yasayı sıkılaştıran Aargau Kantonu’nun düzenlemesine göre, İsviçre vatandaşlığına başvuracak adayların, son 10 yılda sosyal yardım almamış olmaları gerekiyor. Bazı kantonlarda sosyal yardım alanların isimleri yasalar gereği Göç Dairesi’ne bildirlmesi gerekiyor. Sosyal yardımla geçinen ailelerin oturumlarının uzatılmama riski de bulunuyor.
Korona ekonomik krizinden dolayı işini kaybeden ve bu bağlamda çifte cezalandırılacak olan kuşkusuz ülkede yaşayan göçmen halkı olacak.
Belki geçim sıkıntısı ve maddi zorluklar yaşayan gerçekten sosyal yardıma muhtaç çoğu aile, oturumunu kaybetme korkusundan dolayı sosyal yardıma başvuramayacaklar. Ya da İsviçre vatandaşlığına başvurmayı planlayanlar siciline olumsuz referans yazdırmamak için sosyal yardıma müracaat etmeye cesaret edemeeyecek. Kurunun yanında yaşta yanacak.
Bu konuda hükümet Kantonlara daha duyarlı olma çağrısında bulundu. Ancak şengen anlaşması öncesi söylenenlerle uygulamalardaki tutarsızlıkları görünce, bu noktada da resmi dairelerdeki eşitsiz uygulamalar sonucunda çok mağdur aile olacaktır.
Ekonomik göçmenlerin sayısı artıyor
Korona salgınını durdurmaya yönelin önlemlerin ekonomik sonuçları sadece İsviçre'yi değil, dünya ekonomisini de etkilemekte. Dünya Çalışma Örgütü'ne (DSÖ) göre, korona 25 milyona kadar insanı işsizliğe götürebilir. Küresel ekonomik kriz göz önüne alındığında, İsviçre üzerindeki göç baskısı büyük ölçüde artacaktır. Gelecekte, sadece AB'den daha da fazla insan refah düzeyi yüksek İsviçre'nin kapısına dayanabilir. Üçüncü dünya ülkelerinden gelen ekonomik göçmenlerin sayısı da artacaktır. İsviçre’nin 2015 - 2045'teki nüfus gelişimi senaryolarında, Federal İstatistik Ofisi de AB'den göç artışının öncelikle ekonomik kalkınmaya bağlı olduğunu varsayıyor.
İsviçre'de bilhassa işsiz göçmen ve sosyal yardım alanların sayısı da artacağından, bu sınırsız göç derhal durdurulmalıdır. Bu durumda, dünyanın dört bir yanından gelen ekonomik ve sosyal göçmenlerin ve AB ülkelerinden gelen kalifiyesiz işçi gücüne kapılarını açmaya devam etmemeli. İsviçre dışından gelecek işcü gücünün öncelikle İsviçre’de eksikliği olan kişiler olmalı. Öncelik İsviçre’de bu krizden etkilenen işssiz kalan sosyal yardım alan kişilerin iş bulmaları olmalı. Sığınmaya muhtaç mültecilere de denetimli bir şekilde yardım edilmeli. Hem işci gücü alımlarında hem sığınmacıların kabullerinde istismarlara izin verilmemeli. İsviçre’deki toplumun ihtiyaçlarına göre kontrollü bir göç her zamankinden daha fazla önem kazandı.
Korona krizine bağlı olarak iş veya özel hayatında etkileneler, lütfen yaşadığı mağduriyetleri ve hijkayelerini mail olarak cemil.baysal@postgazetesi.ch adresine yazsınlar.