Yüce Allah, haksız şekilde bir kişiyi öldürenin sanki bütün insanları öldürmüş gibi olacağını, bir kişinin hayatını kurtaranın da sanki bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olacağını bildirmiştir.
Bütün semavi dinlerde sevgi, merhamet ve barış teşvik edilmiş; zorbalık, zulüm, şiddet ve terör benzeri hareketler yasaklanmıştır.
Dini rahatça yaşayabilmek barışın devamına bağlıdır. Barışın olmadığı yerde dini yaşamak zorlaşır.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa, ilk kez büyük ölçekte Rusya-Ukrayna savaşı ile karşılaştı ve ülkelerin, ekonomik, siyasi ve içtimai hayatları altüst oldu.
Savaşın ilk dönemlerinde Rus saldırılarının sonlanması istenirken ilerleyen aylarda Rusya’ya yaptırımlar ve Ukrayna’ya silah satışları başladı. Batılı ülkeler, savaşın tüm Avrupa’ya yayılmadan Ukrayna’da kalmasını istediler. Bunun için de ellerindeki silahları Ukrayna’ya göndererek taraflarını belli ettiler. Yapılan yaptırımlar ve silah sevkiyatı, Rusya’ya geri adım attırtmadı, böyle devam ederse de Batılı ülkelerin ne gönderdiği silahlar ne de uyguladıkları yaptırımlar işe yaramayacak. Olan Ukrayna’ya ve artan pahalılık neticesinde Avrupalı orta direk halka oldu.
Bu arada İsviçre’nin Ukrayna’ya silah sevkiyatı karşısındaki tavrı takdirle karşılandı. Çok silah, çok ölüm getirir. İşin en garip yanı ise hiç kimse barışın sağlanması için adım atmıyor.
Savaşın devam etmesi ölümlerin artmasına, şehirlerin yıkılmasına, telafisi yılları alacak travmalara neden oluyor. Barış sever, hak hukuk havarisi geçinen ülkeler maalesef gerçek maksatlarını ve çirkin yüzlerini gösterdiler. Ukrayna savaşının son bulmasını istemedikleri gibi Filistin’deki orantısız savaş karşısında bile ateşkesin sağlanmaması için beyanat verecek kadar ileri gittiler.
Hani Avrupa’nın insani kriterlerini oluşturan “Kopenhag Kriterleri” yazılı olduğu yerde mi kaldı?
Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, azınlık hakları, işleyen piyasa ekonomisi!..
Yukarıda sıralanan kriterler Avrupa Birliği’nin olmasa olmazıdır. Bu kriterler müreffeh Avrupa’yı yaşanılır hale getirdi. Savaş varsa bu kriterler uygulanamaz ve Avrupa kriterlerinden bahsetmek hayal olur. Rusya-Ukrayna savaşı Avrupa Birliği’nin sonunu getiriyor. İsrail’in Filistin’deki katliamı da Avrupa’nın insanlık anlayışını bitiriyor.
Avrupa’nın bundan sonra aday ülkeleri için yayınlayacağı yıllık ilerleme raporlarının hiçbir kıymeti kalmamıştır. Savaş isteyen, silah gönderen, ateşkes istemeyen bir Avrupa’nın hiçbir insani kriteri olamaz.
Yüzyıllar boyu yaşanan savaşlar neticesinde büyük acılar çekerek, büyük bedeller ödeyerek ders alan milletler, barış ve savaş için şu veciz sözleri söyleyerek tarihe not düşmüşlerdir:
-İyi bir savaş veya kötü bir barış hiç olmamıştır.
-Barış bile büyük bedellerle satın alınır.
-İnsan savaş gibi inanmadığı bir şey için acı çekeceğine, barış gibi inandığı bir dava uğruna ölse daha iyi değil mi?
-Barışın sürekli olmadığı bir dünyada, kültürel doku ve ekonomik yapıda gelişme olamaz.
-Barış zamanında oğullar babalarını toprağa verirler, savaş zamanında ise babalar oğullarını toprağa verirler.
-Barışın hiçbir maliyeti yoktur. Buna ek olarak tüm masrafıyla herhangi bir zaferden son derece daha avantajlıdır.
Son olarak şunu da hatırlatalım! Zalimin zulmüne rıza gösterenler, onun zulmüne maruz kalır. Zulüm ile abat olanın akıbeti berbat olur.