KEBAP DUMANINDAN HAFRİYAT TOZUNA

Turgut Tunç

"Köşe

Depremin yıldönümü yaklaşırken hala kalıcı konutlara geçemeyen, sevdiklerini, hayatlarını ve hayallerini kaybedenlerin azımsanmayacak kadar çok olduğu yüzyılın felaketinin yaşandığı Anadolu’da hayatlar, hayaller devam ediyor ve yeniden yazılıyor.

Çadırlarda kalmak oranı az olmasına rağmen konteynerlerde aileleriyle yaşayanlar, ayakta kalma ve hayata tutunma mücadelesi veriyor.

Yakın zamanda kalıcı konutların ilklerinin verilmeye başlanacağı Hatay’a, Kırıkhan’a ve Kahramanmaraş’a yıldönümü öncesi tekrar gittim. Eski fotoğraflarına bakarak yenileriyle karşılaştırma cesareti bulamadım. Capcanlı hayatların yaşandığı, kebapçıların dumanlarının hiç dinmediği Antakya’da, bu duman ve kokuların yerini hafriyat yıkım tozları almış. Hasarlı binaların yıkımının devam ettiği şehir, yeniden yaşama tutunma gayretinde. “Gidemeyik ağam biz buralardan, yapamayız öyle başka yerlerde” diyen 7’den 70’e kenetlenmiş şehirler gördüm.

Kahramanmaraş hakeza öyle, derme-çatma ilk günlerdeki dükkanlardan konteyner çarşılara geçiş hızlı olmuş, maşallah. Gezerken selamlaştıklarımız “Unutmaya çalışırken yine yeniden gelen deprem ve sarsıntılar 6 Şubat’ı hatırlatsa da gidemeyiz buralardan ağabey” diyorlar.

Hatay’daki dik duruşlardan birkaçı eski dostlarım… Etçim Kemal isimli dükkânı işleten Kemal Dereci; “Bizim anladığımız iş bu; kebap, lahmacun yapmak, tepsi kebabını hazırlamak ve müşterimizin beğenisine sunmak. Kasabız biz; bildiğimiz, sevdiğimiz iş bu bizim. Gidemeyiz öyle başka yerlere. Bizim nefesimiz Antakya” diyor. Depremin ilk günlerinden hemen sonra Hatay Şehirlerarası Otobüs Terminali karşısına derme çatma ondülinler ve saç levhalarla etrafını kapatarak yaptığı kebap tezgahını yenilemiş, epey de güzel olmuş, çok şükür. Tepsi kebabı, lahmacun ve ev tipi sucuk yapıp satıyorlar. “Çorba kaynıyor, birçok kişi de evine ekmek götürüyor buradan” diyor. Deprem sonrası kasap amca-yeğen Ahmet ve Mehmet’le iş birliği yapıp, el ele verip toparlamışlar.

Bir diğeri toptancı Osman Uygun, düşmüş bir vicdansız mal sahibine dert yanıyor. Çatlamış duvarlar arasında ekmeğinin derdinde. Malının yüzde 70’i deprem gecesi zayi olmuş ama kapıda yatmış kalanı yağmalanmasın diye çoluk çocuk. Şimdi ise yurt dışında bulunan ev sahibinin kira artış baskısı. “Yıkılmadık, ayaktayız” diyor; sabrederek, şükrederek.
Bir başkası umre ve hac organizasyonu yapan Öğür Güzeller kardeşim; “Bizim mayamız bu topraklar. Mayamızdan ayrılmadan ayakta kalmaya çalışacağız abim” diyor. İnsanlar yarınlardan umutlu ve mücadelesini hiç bırakmadı, çok şükür. Gittiğim tüm bölgelerde hamd ve şükür en yüksek noktada, onları diri tutan da bu.

Tabii ki, yıkılan binaların hafriyatını kaldırmak Kahramanmaraş ve Hatay’da uzun zaman alacak, yıllara sari gözükse de çalışmalar ilk günden itibaren hız kesmeden devam ediyor. Enkaz kaldırma bir taraftan, binaların imarı diğer taraftan. Bir de STK’ların çalışmaları. Deprem bölgesini ziyarete gittiğinizde her il ve ilçede, her an sokaklarda, caddelerde bir STK ekibini görebilirsiniz. Kimi gıda, kimi içme suyu, kimi giyecek yardımı, kimi odun kömür dağıtımında. Türkiye’nin eli, gönlü, gölgesi deprem bölgesinde.

Rabbim böyle acılar, felaketler bir daha göstermesin. Depremde ölenler başta olmak üzere tüm şehitlerimize ve geçmişlerimize rahmet eylesin. Yaralılarımıza ve gazilerimize sıhhat, afiyetler versin.

Muhabbetle…

Turgut TUNÇ
Turguttunc@gmail.com"

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.