İsviçre Türk Toplumu yeni yönetimini seçerek kan tazeledi. Bu seçimin insanımız için milat olmasını diliyorum. Hepimize hayırlı olsun. Her yönetimin öncelikleri vardır. Fakat İsviçre Türk Toplumu gibi isminiz varsa muhataplarınızla masaya oturunca elinizin altında dosyanız ve bu dosyada belli veriler bulunması lazım. İTT’ye bağlı kuruluş sayısı, bu kuruluşların sahip olduğu üye sayısı, üyelerin kaçının İsviçre vatandaşı olduğu ,kaçının bayanlardan oluştuğu, kaçının oy kullanma hakkı olduğu…
Dini bir cemiyetse üye sayısının yanı sıra cuma cemaat sayısı, gençlik kollarındaki gençlerin sayısı, spor Kulübü ise lisanslı sporcu sayısı, lokal veya camilerin mülkiyetlerinde olup olmadığı, mülklere ne kadar para ödendiği gibi konularda mutlaka birer envanter çalışması bulunmalıdır.
Uluslararası pazarlama, halkla ilişkiler ve piyasa araştırmaları gibi bir çok konuyu içine alan ve 19. yüzyıldan beri üniversitelerde Public Relations (PR), ismi verilen bölümü bulunuyor. Yani ülkeler, kurum ve kuruluşlar siyasi partiler işverenler gibi birçok sektör, şirketlerinde Public Relations (PR), mezunu kişilerden oluşan bölümü oluşturuyor. Bu bölüm yukarıda belirttiğimiz araştırma ve verileri toplar ve rakamlar üzerinde muhataplarını kendilerini daha kolay anlatır, ürettiği ürünü pazarlar. İsviçre Türk Toplumu yönetiminin de her şeyden önce İsviçre'de temsil ettikleri potansiyelin insan kaynaklarını ve taşınmazlarını oluşturan bütün verilerini elde etmesi lazımdır.
Yani bir siyasi parti temsilcisiyle masaya oturduk mu “oy potansiyelimiz bu kadardır” diyebilmeliyiz. Elinizde temsil ettiğiniz toplumla alakalı sağlam veriler yoksa kimseye bir şey anlatamazsınız. Siyasilerin zaafı oy potansiyeli ise, sizinle görüşebilmek için randevu talebinde bulunmaları gerekir. Ekonomik gücünüz ve oluşturduğunuz istihdamla devletin sosyal kasalarına tüketen değil de katkı veren olurdunuz. Eğitim seviyeniz yüksekse toplumun her kesiminde saygı duyulan bir topluluk olursunuz. Okul aile birliklerinin vazifesi takvimleşmiş günlerde etkinlik yapmakta ziyade liseye ve üniversiteye gönderdikleri öğrenci sayısıyla ile ön plana çıkmalıdır.
Yarım asrı geçirdiğimiz İsviçre’de hala federal düzeyde milletvekilimiz niye yok? Oy potansiyelimiz olmasına rağmen bizi dikkate alan kimselerin olmayışının kusurunu başkalarında aramanın alemi yoktur. Çünkü biz hâlâ kendimizi tarif edecek verilere sahip değiliz. Sahi ya İsviçre’de kaç Türk yaşıyor? Tam sayıyı bilen yok. İsviçre vatandaşın olup Türk vatandaşı olarak kaydedilmeyen kaç çocuğumuz var?
Dini kuruluşlar olarak kültür coğrafyamız olan balkan Müslümanlarını da cemaat sayımıza ilave edersek gücümüz daha da katlanacaktır. Ülkemizi ziyarete eden İsviçreli dostlarımızdan haberimiz var mı? Onlarla bağlantıya nasıl geçeriz bu potansiyelle iki ülke ilişkilerinde nasıl yönlendirebiliriz. Türkiye’ye yatırım yapmış hangi İsviçreli şirketlerle bağlantımız var.
Anlayacağınız çok eksiğimiz var. İTT Başkanı Şeref Yıldız’ın hem çok yapacağı işi var hem de yarım asırdır bekleyen ötelenen sorumlarımızın çözümü için gönüllü yardımcılarına ihtiyacı olacak. Kendisini işe sağlam bir yönetim, güçlü bir sekretarya ve bir çok konuda çalışma grubu kurmanın öncelikleri olacağını açıklaması "Evet bu çalışma başarıya ulaşır" dedirtti. Biz medya olarak insanımıza hizmet eden herkese destek olmaya devam edeceğiz. İTT yönetimine kolaylıklar diyor, hayırlı hizmetlere vesile olmalarını diliyoruz.