Sağlık savunucuları, referandumda onaylanan yasanın, ülkedeki gevşek tütün düzenlemelerini sıkılaştırma yolunda önemli bir adım olduğunu söyledi.
İsviçre Ulusal Konseyi üyesi ve girişimin bir savunucusu olan Flavia Wasserfallen, “Birçok kuruluş adımlarını attı ve gençlerin korunmasına öncelik veren bir çözümü savundu” dedi.
Batı’nın çoğunda, tütün reklamları uzun zaman önce gözden düştü, ancak sigara ve e-sigaraların reklam panolarında, sinema salonlarında ve etkinliklerde sergilendiği bu Alp ülkesinde yaşamaya devam etti. müzik festivalleri gibi.
Ancak seçmenler Pazar günü artık onları görmekle ilgilenmediklerini ve tütün endüstrisinin ve hükümetin güçlü muhalefetine rağmen, daha katı düzenlemeler olduğunu açıkça belirttiler. seçmenlerin yüzde 56,6’sı tarafından onaylandı ve ülkenin en yüksek sigara içme oranlarına sahip olmasına rağmen, ülkenin Fransızca ve İtalyanca konuşulan bölgelerinden güçlü destek aldı.
Son yıllarda İsviçre’de tütünle ilgili ürünlerle ilgili daha katı düzenlemeler getirmeye çalışmak için adımlar atılmıştır. 2015 yılında, ülkenin yürütme organı olan Federal Konsey, tütün ve ilgili ürünlerin reşit olmayanlara satışını yasaklayacak ve reklamları kısıtlayacak bir Tütün Ürünleri Yasası önerdi.
Parlamento sonunda, 18 yaşın altındakilere tütün satışını yasaklayan, ancak reklamların çoğunlukla engellenmeden devam etmesine izin veren yasanın zayıflatılmış bir versiyonunu onayladı.
En son girişim, tütün mevzuatının zayıflamasına yanıt olarak kurulan 40’tan fazla sağlık kuruluşundan oluşan bir grup tarafından başlatıldı. Seçmenlerin Pazar günü onayladığı reklamcılıkla ilgili hükümleri içeren yenilenen Tütün Ürünleri Yasası’nın 2023’te yürürlüğe girmesi bekleniyor. İnisiyatifin arkasındaki komitenin başkanı olarak görev yapan Hans Stöckli Pazar günü söyledi. Bay Stöckli, sonucu “tarihi bir dönüm noktası” ve iyileştirilmiş tütün düzenlemesine yönelik “gerekli bir adım” olarak nitelendirdi.
Tedbir karşıtları daha sıkı kısıtlamaları aşırı olarak nitelendirdi. Tütünün yaş kısıtlaması olması gerektiği konusunda anlaşsalar da, yeni kuralların yasal bir ürüne fiili bir yasak anlamına geldiğini çünkü çocukların potansiyel olarak her yerde reklamlara maruz kalabileceğini söylediler.
İsviçre’nin tütün endüstrisi ile uzun süredir yakın bir ilişkisi vardır. Philip Morris ve Japan Tobacco International’ın ülkede uluslararası merkezleri var ve British American Tobacco’nun da güçlü bir varlığı var.
Hükümete göre, Avrupa Birliği’nde üretilmesi veya satılması yasa dışı olan yüksek katranlı sigaraların üretimi de dahil olmak üzere, endüstri İsviçre’de yaklaşık 4.500 kişiyi istihdam ediyor. Sigaralar, ülkenin önde gelen ihracat kalemleri arasında çikolata ve peynirle birlikte yer alıyor.
Yeni kurallar yürürlüğe girdikten sonra bile İsviçre, diğer birçok ülkeden daha liberal tütün düzenlemelerine sahip olmaya devam edecek. Ayrıca, 2004’te imzalanmasına rağmen, tütün salgınıyla mücadeleye uluslararası bir yanıt olan Dünya Sağlık Örgütü’nün Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’ni onaylamak için gereken tüm şartları da yerine getirmeyecek. Amerika Birleşik Devletleri de sözleşmeyi onaylamadı.
Pazar günkü oy pusulasında tek konu Tütün Ürünleri Yasası değildi. İnsanların İsviçre’yi küresel tıbbi ilerlemeden mahrum bırakabileceğinden korktukları bir hareketle, seçmenler ülkedeki tüm insan ve hayvan deneyleri için önerilen bir yasağı reddetti.
Seçmenler ayrıca, hükümetin sübvansiyonları bölgesel radyo ve televizyon istasyonlarına olduğu kadar çevrimiçi medyaya da genişletme önerisini reddederek, İsviçre medya kuruluşlarına daha fazla mali destek sağlamaya karşı karar verdiler.
Federal damga vergileri yasasında, şirketlerin yeni sermaye artırmasını daha ucuz hale getirecek hükümet onaylı bir değişiklik de reddedildi ve muhalifler bunun esas olarak büyük şirketlere fayda sağlayacağını söyledi.