BERN- İsviçre’nin Aargau kantonunda, İsviçre Halk Partisi’nden (SVP) Andreas Glarner, İslam karşıtı bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle eleştiri oklarının hedefinde. Aargau savcılığı, tartışmalı paylaşım nedeniyle siyasetçi hakkında soruşturma başlatılmasına izin verilmesini talep etti.
Tartışmalı Paylaşım
SVP’nin tartışmalı isimlerinden biri olan Andreas Glarner, sosyal medya platformu X’te (eski adıyla Twitter) İslam’a karşı hakaret içeren ifadeler kullanmıştı. Paylaşımda İslam’ı hedef alan ve aşağılayıcı nitelikte olduğu belirtilen ifadeler, ülkede büyük bir tepki topladı. Bazı sivil toplum kuruluşları ve bireyler, Glarner’in ifadelerinin nefret söylemi içerdiğini savunarak suç duyurusunda bulundu.
Savcılığın Talebi
Aargau savcılığı, Glarner’in dokunulmazlığının kaldırılarak adli makamlar tarafından yargılanabilmesi için parlamento onayı talep etti. İsviçre yasalarına göre, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, ancak parlamento izniyle mümkün oluyor. Savcılıktan yapılan açıklamada, “Paylaşımın cezai soruşturmayı gerektiren ifadeler içerdiği” belirtilerek konunun parlamento gündemine taşındığı ifade edildi.
Hukuki ve Siyasi Tepkiler
SVP’li Glarner’in paylaşımı, sadece hukuki değil, siyasi anlamda da tartışmalara yol açtı. Birçok siyasetçi, Glarner’in ifadelerinin toplumda kutuplaşmayı artırdığını belirterek, nefret söyleminin siyasette yeri olmadığını vurguladı. Özellikle Müslüman toplulukların temsilcileri, bu tür ifadelerin toplumda hoşgörüsüzlüğü teşvik ettiğini belirtti.
Glarner’in Savunması
Andreas Glarner ise paylaşımıyla ilgili olarak herhangi bir suç işlediği görüşüne katılmadığını ve bunun ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Daha önce de benzer tartışmalı açıklamalarda bulunan Glarner, SVP’nin İslam ve göçmen politikalarına yönelik sert duruşuyla tanınıyor.
Sonraki Süreç
Parlamentonun savcılığın talebini kabul edip etmeyeceği önümüzdeki günlerde netlik kazanacak. Talep kabul edilirse, Andreas Glarner hakkında resmi bir soruşturma başlatılacak ve İsviçre hukuk sistemi çerçevesinde yargılanabilecek.
İsviçre kamuoyu, bu davanın hem ifade özgürlüğü hem de nefret söylemi sınırları açısından önemli bir emsal teşkil edebileceği görüşünde.