İSVİÇRE'DE POLİSE YETKİ VEREN YASA NE ANLAMA GELİYOR

İbrahim Taş

Eylül 2020'de İsviçre Federal parlamentosu yeni bir terör yasasını kabul etmişti. Polizeiliche Massnahmen zur Bekämpfung von Terrorismus (PMT). Yasa, İsviçre'nin anayasal değerleri ile çelişmektedir. Masumiyet karinesinin yerini bir tehlike varsayımı almıştır.

Kanundaki tedbirler bir mahkeme tarafından değil, sadece şüphe üzerine (delil olmaksızın) polis tarafından ifa edilebilecek. Bu düzenleme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ihlal etmektedir. 60‘ dan fazla İsviçreli hukuk profesörü , Federal Konseye karşı yaptıkları açıklamada bu yasanın insan hak ve hürriyetlerini ihlal eden bir yasa olduğu konusunda uyarıda bulundular.

Bu yasa çerçevesinde Polis 12 yaşından itibaren ve 15 yaşına kadar olan çocuklara yönelik Ev hapsi gibi tedbirleri herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın uygulayabilecek. Bu yasa çok açık, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin bir ihlalidir ve İsviçre'ye Birleşmiş Milletler'den sert eleştirilerin gelmesine sebep olmuştur.

Terör ile mücadele adı altında hazırlanan bu kanun Polislerin keyfi tutuklamalar ve gözaltı yapmasına kapı açabilir. Mahkeme kararı olmaksızın, yalnızca "şüphe" üzerinden tedbir kararı verebilirler. Bir ay önce bir vatandaşımız bana; “Endişeliyiz, Göçmenlere-yabancılara karşı önyargılı olan bir polis memurunun yapabileceklerini düşünmek bile istemiyoruz” dedi.
Bu vatandaşımızı anlıyorum elbette. Her meslekte, her toplumda önyargılı olan insanlar olabileceği gibi, polis mesleğindede bu olabilir.

Hukukçular bu yasayla terörizmin yeni tanımının büyük ölçüde genişletilebilecegini belirtiyor, sadece şüphe üzerine istediklerine terörist damgasının vurulmasından endişe ediliyor. Hukukçular ve Siyasetçilerin endişeleri şu yönde. Ögretmen talebesini şüphe üzerine şikayet edebilir, veliler ögretmenleri şüphe üzerine şikayet edebilir, dini azınlıkların yanı sıra, yabancı iş adamlarını, STK ve dernek başkanlarını, gazetecileri, iklim aktivistlerini ve hatta 12 yaşından itibaren çocuklar da sadece şüphe üzerine terörist olarak kabul edilebilir endişesi var. İsviçre'deki insan hakları savunucuları, çok belirsiz tanımlar nedeniyle terörle mücadele yasasını keyfi ve insan haklarına aykırı bir yasal düzenleme olduğunu düşünüyorlar.

Elbette her konuda olduğu gibi bu konudada son sözü isviçre halkı söyleyecek. 13 Haziran 2021 de Seçim-Referandum yapılacak, çıkacak sonucuda herkes mecburen demokrasinin gereği kabul edecek. Doğal güzelliklerin ve özgürlüklerin ülkesi olarak bilinen İsviçre’de böyle bir yasanın kabul edilmemesi için milletvekili olarak elimden geleni yapacağım. Ancak sadece benim mücadele etmemle olmaz. Birçok Göçmen Dernekleri ve Sivil Toplum Kuruluş (STK) Başkanları ile önümüzdeki günlerde biraraya gelip, bu durumu kendilerine teferruatlı anlatacağız. Göçmenlerin bu yasa ile ilgili düşünce ve endişelerini en üst düzeyde dile getirmeye çalışacağım. Kendi kantonumda, bütün siyasi partileri kapsayan ziyaretler yapacağım. Sevgili okuyucularım, eğer sadece fikir ve düşüncelerinizden dolayı terörist muamelesi görmek istemiyorsanız, lütfen bırakın size faydası olmayan ideolojik farklılıklardan dolayı birbirinizle uğraşmayı. Birlik olun! Beraber olun!

Sağlıcakla Kalın.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.