Haber: Bahtiyar Okumuş
BERN – Federal İstatistik Dairesi (BFS), Çalışma, Irkçılıkla Mücadele Dairesi ve Devlet Göç Müsteşarlığı (SEM) tarafından iki yılda bir gerçekleştirilen araştırma çarpıcı sonuçlar verdi. Yayınlanan rapora göre, İsviçre’de her üç kişiden biri ayrımcılık veya şiddet kurbanı olduğunu iddia ediyor. Bu oran İsviçre’de yaşayan göçmen kökenli kişilerde yüzde 40, 15-24 yaş grubunda ise yüzde 50’ye kadar çıkıyor.
İçişleri Bakanlığı Perşembe günü yaptığı açıklamada, çalışmanın ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve ayrımcılık alanlarındaki toplumsal değişimler hakkında bilgi sağladığını belirtti. Yayınlanan raporda genel olarak ırkçılık ve yabancı düşmanlığına ilişkin rakamların yüksek olmasına rağmen sabit kaldığı açıklandı. Özellikle Müslümanlara ve Yahudilere yönelik ayrımcılığın çok daha fazla olduğu görülüyor.
2022 Yılında yapılan çalışmanın sonuçlarına göre, İsviçre’de yerleşik nüfusun yüzde 60 gibi büyük bir oranının ırkçılığı göze çarpan bir sorun olarak gördüğünü gösteriyor. Ayrıca, önceki yıllara göre ırkçılıkla mücadele tedbirlerini yetersiz bulanların oranı da artma eğiliminde olduğu ortaya çıktı.
Anket çalışmasına katılanların yaklaşık yarısı, ırkçılıkla bütünleşme veya ırkçılıkla mücadele tedbirlerinin, dernekler, bireyler, siyasi dünya ve okullardan önce devletin öncelikli görevi olduğuna inanıyor.
Ayrımcılık ve şiddetin nedenleri çoğu zaman etno-ırksal sebeblerden kaynaklanıyor. Bu nedenle, mağdurlar çoğunlukla milliyetten (%50), ten renginden, vücut özelliklerinden (%19), dinden (%17) ve hatta etnik kökenden (%15) bahsediyor.
Bu şiddet içeren ve/veya ayrımcı olaylar, her şeyden önce işte veya iş ararken (%54), ardından kamusal alanda (%29) ortaya çıkıyor. Araştırmanın sonuçları bir dilsel bölgeden diğerine karşılaştırılabilir olsa da, diğer yandan yoğun nüfuslu bölgelerde ayrımcılık ve şiddet daha sık görülmektedir.