Bern ile Brüksel arasındaki gelecekteki ilişkilere yönelik müzakereler resmen başlıyor.
BERN - İsviçre'nin tarafsızlığını ve uluslararası ticaretini koruma arzusu, AB'nin ise siyasi birlik ve ekonomik büyümesi gibi farklı öncelikleri bulunuyor. Ancak, bu müzakerelerin sonucuna dair belirsizlikler ve zorluklar mevcut.
İsviçre'nin Avrupa iç pazarına erişimi şu ana kadar çeşitli ikili anlaşmalarla sağlanmaktaydı. Ancak, AB'nin İsviçre ile ilişkileri güncelleme baskısı artıyor ve yeni anlaşmaların yanı sıra mevcut anlaşmaların da güncellenmesi isteniyor. Ancak, bu müzakerelerin geleceğini belirleyen çeşitli sorunlar bulunuyor; bunlar arasında AB'nin yasal değişikliklerini dinamik olarak benimsemesi, insanların serbest dolaşımı ve ücret korumasının güvence altına alınması gibi konular yer alıyor.
İsviçre'deki siyasi ve toplumsal tepkiler farklılık gösteriyor. Sağcı muhafazakar SVP, AB ile her türlü yakınlaşmayı reddederken, diğer taraflar ise genel olarak müzakerelere açık olmakla birlikte bazı endişeleri dile getiriyor. İsviçre hükümeti ve medyası da konuya farklı açılardan yaklaşıyor; hükümet, mevcut temelin desteklendiğini belirtirken, bazı medya organları AB ile ilişkilerin belirsizliğini vurguluyor.
Müzakerelerin önümüzdeki dönemde nasıl ilerleyeceği belirsiz olsa da, İsviçre'deki kamuoyunun ve paydaşların farklılığı göz önünde bulundurularak sonuçların belirsiz olduğu vurgulanıyor. Bu süreçte, İsviçre'nin doğrudan demokrasisi ve değişken ittifakları da dikkate alınması isteniyor. Bir referandumun en erken 2026 yılında yapılması bekleniyor ancak sonucun şimdiden belli olmadığı bir gerçek.