İsviçre Mahkemesi Türkiye’yi bir kere daha haklı buldu

Daha önce Başsavcılık tarafından iki kez askıya alınan dava, Türkiye Cumhuriyeti'nin itirazı sonucu Federal Ceza Mahkemesi tarafından süspansion kararı askıya alınarak yeniden soruşturulmanın sürdürülmesi istendi...

Cemil Baysal ZÜRİH-  Daha önce iki kere askıya alınan soruşturma Türkiye’nin temyiz itirazı sonucu yeniden ele alınıyor. Bellinzona Federal Ceza Mahkemesi Temyiz Kurulu Türk konsolosluğu'na yönelik molotoflu saldırılarıyla ilgili olarak cezai soruşturmanın süspansiyon kararını bir kez daha askıya aldı. Savcılık soruşturturmayı yeniden sürdürecek. Federal Mahkeme Hakimleri Başsavcının işinini daha iyi yapmasını ve davayı sonuçlandırmasını istedi. 

DNA İZLERİ, AŞIRI SOLCU STAUFFACHER’İ İŞARET EDİYOR

Olay yerinde devrimci bir yapının uzun süredir lideri olan daha önceden sabıkalı bir kişinin DNA izi bulundu. Federal Mahkeme aynı solcu aktivist 69 yaşındaki bayan Andrea Stauffacher’in 2002 yılında İspanya Başkonsolosluğu’na havai fişekle yaptığı saldırıyla benzerliğin bulunduğunu belirtti. O zaman DNA izi üzerinden yapılan soruşturmanın neticesinde radikal solcu Andrea Stauffacher 17 ay hapse mahkum olmuştu.

Sonuçlanmadan askıya alınamaz

Bellinzona Federal Ceza Mahkemesi Türk Başkonsolosluğu'na yönelik gerçekleşen saldırının soruşturmasının sonuçlandırılmadan askıya alınamayacağını belirtti. Davanın ancak ya yargılama, ya iddianame veya cezai emir ile sonuçlandırılması gerektiği vurgulandı. Şüpheli durumlarda savcılığın olayı sürdürmesi gerektiği, şüpheli bulunan konuların mahkemenin karar yetkisinde olduğu hatırlatıldı.

Polis saldırıdan sonra yapılan soruşturmalarda, olay yerinde bulunan bir havai fişek sapında radikal solcu aktivist Andrea Stauffacher’in DNA izini tespit etti. Federal savcı Kathrin Streichenberg, saldırıdan beş aydan uzun bir süre sonra Zürih şehir polisine, pek çok kez ceza almış sabıkalı olan aşırı solcu Stauffacher’i araştırmasını istedi. Araştırma emrinde soy ismi Stauffacher Kistler olsa da, daha önce en az bir kere evlenmiş olan bu kadının medeni hali ve eşinin kayıtlarda bulunmadığı ve bilinmediği söylendi. Soy ismi, Andrea Stauffacher’in eski arkadaşı olan ve sonradan evlendiği, iyi bir soylu aile olarak bilinen Res Kistler’den geliyor. Bu şahıs aynı zamanda, “Devrimci Yapı” nın yukarıda belirtilen web sitesi Aufbau.org'u üzerine tescil ettirdi. Eskiden aşırı solcu görüşlerinin savunucusu olan bu şahıs, şimdi bir emlak sahibi ve tüccar olarak çalışıyor.

Ancak buna rağmen sanık olarak susma hakkını kullanıp hiç bir açıklama yapmaması ve başka bir bulguya ulaşılamaması nedeniyle Federal Başsavcı Kathrin Streichenberg Ocak ayında olayı askıya aldı. Bu ikinci süspansiyon oldu. İlkinde şikayeti haklı bulunan Türkiye, yeniden itiraz etti ve bu defa temyiz kurulu tarafından ikinci kez haklı bulunmuştu. 

2017 yılının Ocak ayı

 2017 yılının 17 Ocak'ını 18’ine bağlayan gecenin sabahına doğru kimliği belirsiz kişiler, Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğunun Zürih Kreis 6'da Weinbergstrasse'de bulunan binasına molotoflu yakıcı malzemeler fırlattı. Bir pencere hasar gördü, insanlardan yaralanan olmadı. 

Gece yarısından hemen sonra Weinberg caddesinde bulunan Türk Başkonsolosluğunun güvenlik kameraları, diplomatik temsilciliğin tam karşısında bir hareketlenme tespit ediyor. Caddenin diğer tarafında koyu giysili bir kişi yeşil bir alanda görülüyor. Ondan birkaç adım uzaklıkta, sivil bir araçta Zürih polisi duruyor. Bu polisler başkonsolosluğu koruyorlar.

18 Ocak 2017, sabahın erken saatleri. 00.30’dan hemen önce ilk havai fişekler Weinberg Caddesi üzerinden tıslayarak ilerliyorlar ve konsolosluk binasının dış cephesine ve önüne çarpıyorlar. Binadaki insanlar korku ile oradan uzaklaşıyorlar. Bu atışlar yaklaşık bir dakika sürüyor. Daha sonra olay yerinden birkaç metre uzakta bulunan polis aracı harekete geçiyor. Yetkililer orada bir atış rampası buluyorlar. Failler ise çoktan oradan uzaklaşmış. Şehir polisine bağlı araştırmacılar konsolosluğun önünde, korku füzesi olarak adlandırılan iki atış rampası buldular. Bunlardan birinin üzerinde, aşırı solcu ve “devrimci yapının” kurucusu olan, tanınmış Zürihli Andrea Stauffacher’e ait DNA izleri bulundu.

Terörist saldırı şüphesi

Türkiye Cumhuriyet Zürih Başkonsolosluğu olayın ertesi günü yaptığı açıklamada, bunun arkasında terörist bir saldırı olabileceğinden şüphe duyulduğunu belirtmişti. Aynı zamanda radikal sol kanat sahnesinin üsleri saldırıyı itiraf etti. Olaydan kısa bir süre sonra, aufbau.org da dâhil olmak üzere aşırı solcu siteler, olayı üstlendiklerini belirten bir yazı yayınladılar. Saldırının sebebini ise, Türkiye hükümet yetkililerinin Davos’ta yapılacak olan WEF’e katılımlarını gösterdi.

Soruşturmalar kısa süre sonra Federal Savcılığa devredildi. Molotoflardan birinin tahta çubuğunda DNA izi tespit edildi. Bu devrimci yapının iyi bilinen lideri Andrea Stauffacher'di.

 Pazartesi günü yayımlanan Federal Ceza Mahkemesinin kararı, olaydan altı ay sonra ilk kez polis tarafından Stauffacher'e yaklaşıldığını gösteriyor.

Federal Ceza Mahkemesi Temyiz Kurulu, kararında, ele geçirilen DNA izinin Stauffacher'ın bir şekilde eylem öncesinde havai fişek roketiyle temas ettiğini gösterdiğini kabul etti. İtiraf mektubu aynı zamanda, olası bir Stauffacher eylemine işaret ediyor. Her halükarda sol aktivist aleyhindeki şüpheler giderilemedi. Özetle Federal Ceza Mahkemesi tarafından, yeterli çok sayıda şüphenin bulunduğu ve Federal Savcılık Ofisi tarafından verilen süspansiyonun anlamsız olduğu belirtildi.

Bellinzona’dan Gelen Şamar

Savcı Streichenberg 10 Kasım 2017'de "Suç işleme niyeti ile patlayıcılara ve zehirli gazlarla tehlike yaratmak" suçundan bir dava açtı ve ardından hemen tekrar bu davayı askıya aldı. Buna karşılık Türkiye, Bellinzona’da ki Federal Ceza Mahkemesine şikâyette bulundu. Temyiz kurulu orada bu şikâyeti kabul etti ve federal savcılığa daha fazla araştırma yapmasını emretti.

Ama pek bir sonuç çıkmadı. Kasım 2018'de Stauffacher polis tarafından tekrar sorgulandı ancak ifade vermeyi reddetti. Savcı Streichenberg bunun üzerine davayı ikinci kez askıya aldı ve Türkiye bunun üzerine Bellinzona'daki Temyiz Kuruluna geri başvurdu. Yargıçlar 11 Eylül 2019’da açıklanan kararlarında Federal savcısını birkaç kez azarladı ve araştırma görevlerinde ek çalışma yapmaları gerektiğini önerdi. 

Öte yandan Türkiye Cumhuriyeti bir temyiz itirazında bulundu ve Federal Ceza Mahkemesinde haklı bulundu: Askıya alınan dava yeniden ele alındı. Sonuç olarak Stauffacher Kasım 2018'de polis tarafından tekrar sorgulandı ancak yine bir açıklamada bulunmadı ve ifede vermeyi reddetti. İki ay sonra Ocak 2019’da Federal Savcılık, ceza davasını ikinci kez askıya aldı. Yine Türkiye Cumhuriyeti buna karşı bir şikayette bulundu ve şimdi bir kez daha haklı bulundu ve Federal Başsavcı ‘nın soruşturmalara devam etmesi istendi.

Streichenberg davayı askıya alma gerekçesi olarak DNA izlerinin Stauffacher’e karşı bir şüphe oluşturması adına yeterli bir kanıt olmadığını belirtti. Bu kişi aynı zamanda bir ifade vermeyi reddetti ve daha fazla soruşturmaya gerek görülmedi.

Öne sürülen bu argümanlar hakimler tarafından çürütüldü. Federal savcılığın, Stauffacher’in daha önce de benzer olaylar yaptığını hesaba katmadığını belirtti. Mesela aşırı solculuk yanlısı bu kişi 2002'de Zürih'teki İspanya Başkonsolosluğu'na korku roketiyle saldırmaktan 17 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Benzerlikler çok bariz.

Hâkimler, Stauffacher’n “Devrimci Yapıya” olan bağlılığı da bir ipucu olabilir, diye yazdı. Bunun da yeterli şüphe verdiği belirtildi. Ardından Federal Ceza Mahkemesi, Federal Savcılığa, şüpheli durumlarda ceza emri çıkarmanın veya iddianamenin hazırlanmasının görevi olduğunu hatırlattı. Eğer şüpheli kanıtlar varsa, bunların geçerli olup olmadığına Federal Savcılık değil, yetkili mahkeme karar verir denildi.

2017 yılının 17/18 ocak gecesi bu malzemelerle Zürih Türk Başkonsolosluk binasına molotflu saldırı gerçekleşti. 

YASAL UYARI: İZİNSİZ KOPYALANAMAZ

İsviçre Haberleri