İsviçre Hükümeti Şengen konusunda halkı kandırdı

Cemil Baysal

Son günlerde medyada, İsviçre ile AB arasındaki (Rahmen Abkommen) yani Kurumsal Temel Anlaşma'nın imzalanmadığı haberleri yer aldı. Önümüzdeki günlerde de bu konu sıkca medyada tartışılmaya konuşulmaya devam edecek. Sosyal Demokrat ve Sol kesim anlaşmanın imzalanmasını ve SVP gibi muhafazakar kesim imzalanmamasını talep ediyor.

İki ülke arasındaki anlaşmadaki anlaşmazlığın ne olduğunu halk pek bilmiyor. İsviçre'de serbest dolaşım anlaşması sonrası iş piyasasında büyük dengesizlik oluştu.

Şengen Serbest dolaşım anlaşması, ülkedeki bilhassa ekonomik piyasadaki tüm dengeleri bozdu. Bana göre ülkenin DNA ayarlarıyla oynandı. Ucuz işci çalıştırılmasına karşı denetlemeler yapılacak denildi, hepsi fiyasko. İşverenlerin bu durum çok hoşuna gidiyor. Bunun acısını gelecek yıllarda hissedecekler. Şengen anlaşması kapsamında, yasanın kabul edilmesi için başta halka yalan söylendi. AB ve Efta ülkelerinden sadece ihtiyaç kalifiye eleman alınacak ve kota konulacak denildi. Ancak, bugün artık restoranlarda temizlik işcileri bile AB'den. Temporär Bürolar, yani geçici işci pazarlama kurumları artık AB ülkelerine şube açtı. Almanya'daki, Fransa'daki, Avusturya'daki ve diğer ekonomisi kötü olan AB ülkelerindeki insanlardan İsviçre'ye taşınan çok. Hiç oturum alma sorunu olmamasından dolayı, daha düşük maaşlara çalışmaya gönüllü olarak gelen AB ülkesindeki bu kişiler piyasayı bozdu. Son yıllarda İsviçre'ye gelen yerleşen yabancılar sıralamasında başı Almanlar çekiyorr. Bu göç, İsviçre'deki çalışanların iş bulmalarını, buldukları veya uzun yıllardır çalıştıkları işlerdeki maaş dengesini ve haklarını sorunlu hale getirdi. AB o kadar uyanık ki, üstelik İsviçre'de hiç çalışmayanların sosyal haklardan da yararlanmalarını öngören değişiklikleri İsviçre'nin kabul etmesi için baskı yapıyor. Şu an halihazırda bile İsviçre'ye kısa süreliğine gelip bir işte çalışan AB ülke vatandaşı, işssiz kaldığı anda RAV yani iş bulma kurumundan işssizlik maaşı alabiliyor. AB, AB'deki tüm işssizleri neredeyse İsviçre'ye yıkmaya çalışıyor. Şu an son senelerde AB ülkelerinden İsviçre'ye gelip sosyal yardım alanların sayısı anormal yüksek. Bu da halktaki tepkileri artık artırdı. Buna rağmen sosyal kesim AB ile anlaşmanın gerçekleşmesini Halk Partisi SVP artık buna dur denilmesini talep ediyor. Artık her firmanın kapısında 100-200 kişi iş bulabilmek için sırada beklediği için, ne çalışan insanlar maaş zammı talep edebiliyor ne de işini değiştirmeye kimse cesaret edebiliyor...

Sınır güvenliği konusuna girmeye hiç gerek yok. Orası tam bir rezalet. Kriminal turistler günübirlik gelip, çaldıklarını minibüse doldurup tekrar aynı günün gecesi memleketlerine geri dönüyorlar. AB ülkelerinden kaçan kriminal kişiler elini kolunu sallayark sınırdan geçiyor. Bu nedenle İsviçre tüm terör örgütlerinin üssü oldu. Ayrıca zorla gelmelerine gerek kalmadan, ülkedeki bir siyasi parti her fırsatta terör örgütü yandaşlarına kol kanat germe işini fazlasıyla üstleniyor zaten.

BERN ve BRÜKSEL ANLAŞAMADI
Federal Hükümet AB'nin sunduğu anlaşma taslağını imzalamadı

Bern ve Brüksel'in yıllardır müzakere ettiği dosya şu anda masada. Federal Konsey şimdi dernekler, Kanton ve Parlamento temsilcileriyle antlaşma metnini görüşmek istiyor. Müzakereci Roberto Balzaretti (53) Brüksel'e 35 tane A4 sayfasıyla geri döndü. 13 sayfalık bir sözleşme taslağı, üç resmi protokol metni ve üç beyan.

Ne anlaşmaları bunlar?

Bu anlaşmanın adı şimdi resmen insta- "Kurumsal Çerçeve Anlaşması"
(institutionelles Rahmenabkommen)
deniyor - bu anlaşmanın kalbi sayılıyor. Bu, Bern ve Brüksel'in neredeyse beş yıldır müzakere ettiği görüşmelerin özünü düzenliyor. AB ile işin hukuku boyutunun ikili anlaşmaların nasıl uyarlanacağı sorusu. Ve bu sorular üzerine anlaşmazlık sözkonusu olduğunda yargı makamı kim, kim yargıla? Bununla birlikte, sözkonusu anlaşmadaki tüm ikili anlaşmalar etkilenmez, ancak sadece beş başlık etkileniyor. Bunlar;
Şengen- Kişilerin serbest dolaşımı, kara taşımacılığı, hava taşımacılığı, tarım ve ticaret alanındaki teknik engelleri içeriyor.

İsviçre'nin yükümlülükleri taahhüdü nedir?

Anlaşma, bu anlaşmalardan biri söz konusu olduğunda İsviçre'nin AB yasasını üstleneceğini öngörmektedir. Ancak bu otomatik olarak değil. AB'de bir yasada değişiklik olduğunda, bu ülkede (İsviçre) Parlamento ve halk yasadaki değişiklikleri kabul etmek isteyip istemediğini oylayabilir. İsviçre bu yasaları reddederse, AB anlaşmazlık çözümü sürecini başlatabilir.

Yabancı yargıçlar var mı?

Hem evet hem hayır. Prosedür şu şekildedir: bir anlaşmazlık durumunda, memnun olmayan taraf ilk önce hakemlik yapacak ortak Komiteye gelir. AB temsilcileri ve İsviçre temsilcilerinin oturduğu bu siyasi organ, bugün çeşitli anlaşmalar için zaten var. Bir üç ay içinde orada taraflar uzlaşamazsa, taraflar bir tahkim mahkemesine başvurabilir. Ayrıca, burada da İsviçre ve AB yargıçlarının sayısı yarı yarıyadır. Tahkimin kararı bağlayıcı olacaktır. Kaybeden taraf bunu uygulamazsa, diğer taraf telafi edici önlemler alabilir. Bununla birlikte, bu önlemler "nispeten"olmalıdır, tamamen uygunsuz olmamalı.

Yani "yabancı hakimler" yok mu?

Elbette var. Avrupa Adalet Divanı (AAD) de bu mekanizmada karar vermek için önemli bir role sahiptir. Ancak, AB hukuku bir anlaşmazlık durumunda yorumlanması gerekiyorsa, AAD bu olayı yorumlayacaktır. Ve hakemlik yapan ortak komite bu kararı devralmalı. Uzmanlar, anlaşmazlıkların yüzde 90'ında bunun olacağını varsayıyorlar.

Peki İsviçre AB ile hâlâ ne hakkında tartışıyor?

Bir yandan ücret koruması hakkında. En tartışmalı nokta antlaşma metninde değil. Çünkü müzakereci Balzaretti'nin müzakere etmesine izin verilmedi. Aslında, "İsviçre ücret koruması" müzakere görevinde Federal Konsey'in "kırmızı çizgisi" idi. Bu yüzden müzakereleri yasakladı. AB'nin nihai talebi İsviçre'nin "kırmızı çizgileri" ni tamımaz ve geçerli değildir. Bir Protokolde yer alan neyse o. Bu da AB ücretlerin korunmas yasası. AB, İsviçre'nin üç yıl içinde AB Maaş koruma yasasını üstlenmesini istiyor. Bu İsviçre'de olduğu kadar yüksek değil.


Peki ya AB vatandaşlarının Direktifi?

Bu diğer önemli konu. Direktif, burada hiç çalışmamış olsalar bile, AB vatandaşlarına İsviçre'de sosyal yardım hakkı verecektir. Sözleşme metninde belirtilmemiş - ancak açıkça hariç tutulmamıştır. Bu nedenle, bu direktifin Hakem Heyeti ortak komite ve AAD'ye getirilecek ilk anlaşmazlık dosyası olma ihtimali mümkün. İsviçre hala bu direktifi kabul etmek zorunda kalma gibi bir riski var.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.