Hicret’in ikinci senesi, miladi 624 senesinde bizlere farz kılınan Ramazan ayındaki oruç ibadeti hepimize hayırlı olsun. Bu ayın İslam alemine ve bütün insanlığa barış huzur ve esenlik getirmesini niyaz ediyorum. Ramazan ayının önemini ve Ramazan kültürünün yaşatılması konusundaki hassasiyetimi birçok yazımızda defalarca belirttim.
Olağanüstü bir hal yaşadığımız bu zamanda her şey eskisi gibi olmamalı. Huzurlu müreffeh zamanlarda yaşadığımız Ramazan kültürünü bu zamanda yaşamamız doğru olamaz. Kardeşlerimizin bir bölümü yakınlarını ve evlerini ve kaybederek çadır kentlerde hayatlarını idame ettirmeye çalışırken bizim lüks otel salonlarında israfa varan iftar şovlarına son vermeliyiz. ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ diyen bir şanlı Peygamberin ümmeti olarak onun gösterdiği istikametten ayrılmamalıyız. İftar sofraları için yapacağımız masrafları deprem bölgesindeki kardeşlerimize paylaşmamız bizim için mecburiyet olmalıdır.
Eğer bir iftar organizesi yapılacaksa bu bile depremzedelere dönük bir yardım kampanyası olmalıdır. Hatta iftar sofrasında buluşunca bile neler yapabileceğimizi konuşmalıyız. Bizim iftar şöyle görkemli oldu gibi şovlardan kaçınmalıyız. Bu ramazan ayında kardeşlerimizin kursağından geçmeyen hiçbir lokma bizim de kursağımızdan geçmemelidir. Milli birlik ve kardeşlik bunu gerektirir.
Her şeylerini kaybetmiş olan insanımıza gerek kumanyalarımız gerekse de tavır ve hareketlerimizle moral olmalıyız. Düğünde takılan altın ve paraları depremzedelere gönderen yeni evli çitlerden, düğün yapmayıp yapılacak masrafları deprem bölgesine gönderen asil vatan evlatları var olduğu müddetçe biz bu yükün altından biiznillah kalkarız. Bir de “desinler”den kaçarak kendimize gelmeliyiz.
Acılar paylaşarak azalır, sevinçler paylaşarak artar… Bu sözden yola çıkarak bu Ramazan ayını iyi değerlendirmeliyiz. Savaşlar, salgın hastalıklar, doğal afetler insanları bir araya getiren durumlardır. Zor durumda kalan insanlara maddî ve manevî yardımlar yaparak, birlik ve beraberlik sayesinde toplumlar; zorluklara daha güçlü direnirler, her daim dayanışma halinde olurlar. Türk milleti tarih boyunca en küçük olaydan en büyük olaylara kadar içinde bulunduğu durumda birlikte hareket etmenin gururunu yaşadı. Bu Ramazan birlikte hareket etme ayı olmasını diliyor, hepinizi Bu Ramazan boyunca deprem bölgesi için yeniden yardım seferberliğe davet ediyoruz. İnsan, dostlarının acılarına, onlarla bir olup ağlayıp sızlamakla değil, yardım ve bakım ile katılmalıdır. Eller çoğalınca, işler hafifler. Bu sözleri unutmayalım. Siz deprem bölgesinde toplu iftarlar verin, biz de sizin bu güzel davranışınızı haberleştirelim.