Değerli okurlar bu ayki yazımızda başlıkta da göreceğiniz gibi içimizdeki gizli birini, bizimle beraber yaşayan, bizi sorgulayan içsel bir duygudan yani vicdanımızdan bahsedeceğiz.
Vicdan insanın bütün duygu ve düşüncelerini, bu duygu ve düşüncelerdeki maksat ve niyetlerini adım adım izleyen, hiçbirisini kaçırmayan, hatır, gönül, hoşgörü, merhamet, dostluk, iltimas vb. tanımadan yargılayıp sorumluluğu takdir eden her zaman uyanık bir hakimdir.
Aldığımız kararlarda , yaptığımız iş ve işlemlerde hep bizi sorgulayan, yargılayan, yönlendiren vicdanımız değil midir?
Ünlü bir düşünürün söylediği gibi 'En mükemmel adalet vicdandır.'
Değerli okurlar her zaman her yerde doğru olmak zorundayız, ama her doğru her yerde söylenirmi derseniz buna cevap vermek biraz zor. İnsan toplumsal bir varlık olması hasabiyle yaşadığı topluma karşı sorumludur ve ona göre davranmak zorundadır. Bazen bireysel vicdanlarımız toplumsal vicdan karşısında çelişebilir. Aynı şekilde bireysel vicdanlarımız kurum, kuruluş yada işverenlerimizle de çelişebilir. Hatta günlük yaşamda patronumuzu yada işverenimizi vicdansızlıkla, hak yemekle suçlayabiliriz ama bu bakış açısı ve vicdani muhasebe tamamen bizim kendimize göre yaptığımız bir değerlendirmedir. Belkide vicdansızlıkla yada haksızlıkla suçladığımız patron, işveren, kurum yada kuruluş çoğunluğu ilgilendiren bir konuda karar aldığı için, bu karar bir kısım vicdanları rahatsız edecek ama çoğunluk için genel fayda vereceği için toplumda kabul görür.
Peki kendi vicdanımızla verdiğimiz kararlar başka vicdanları rahatsız eder mi?
Edebilir. Çünkü biz kararlarımızı verirken vicdanımızı rahatlatmak ve vicdanımızın sesine göre hareket etmek eğiliminde olduğumuz için vereceğimiz kararın başka vicdanları rahatsız edebileceği fikrini pek düşünmeyiz. Çünkü kendi vicdanımızın rahatlaması başka vicdanların rahatsızlığından daha önemlidir. Bu tamamen insani bir olgu olup bunu bencillikle karıştırmayalım. Burada insan kendi iç yargılamısını yapar ve vicdanının sesine göre hareket eder. O yüzden insanların verdiği kararları eleştirirken bana uymuyor yada benim vicdanıma ters geliyor demeden önce alınan kararın ne için alındığı, hangi şartlarda alındığı, genele yani topluma olan faydaları gözönünde bulundurulmalıdır.
Bazen içimize sindiremediğimiz yada vicdanen rahatsız olduğumuz durumlar olabilir. Peki o zaman vicdanlarımızı nasıl rahatlatacağız desem ne dersiniz?
Değerli okurlar Mevlana bunun için aynen şöyle demiş.'Vazifesini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına ne mazeretin devası ne ilacın şifası deva getirirmiş'
Yeni bir yıla daha girdik. Umarım bu yeni yılda savaş, terör ve ölümleri değil başarıyı, kardeşliği, arkadaşlığı, dostluğu konuşuruz. 2016 yılının sizlere ve sevdiklerinize sağlık, mutluluk ve huzur getirmesi dileklerimle sözlerime son zamanlarda sosyal medyada çok sık kullanılan şu sözlerle son vermek istiyorum.
Yastık değil kafa rahat olacak.
Döşek değil vicdan rahat olacak.
- Ve insan; Yorgana değil huzura sarılıp uyuyacak.