Orhan Gencebay ustamızın "Uslan Artık Deli Gönül" şarkısında ne diyor? "Hepimiz bir misafiriz, zaman gelince göçeriz, ecel acı can alırken, her şeyimizden geçeriz!" Öyle ya, kim kalacak ki? Ya da bu dünya kime kalacak ki? Bu dünyanın bir düzeni var; herkes bu düzen, bu intizam çerçevesinde, kendisine biçilen rolü oynayıp gidiyor. Kimisi menzil-i maksûd'a, kimisi cehennemin esfelesi'ne. Allah hepimizi karnesini düzgün alanlardan eylesin.
Gelelim esas meseleye; bugün arşivimi karıştırırken, kelimeleri çok zarif ve hoş kullanan, her cümlesi gönlümüzde iz bırakan, Dostlar Divanı üyesi, şair, Doç. Dr. Hikmet Erbiyik kardeşimin duygulu ve anlamlı "Misafir" başlıklı şiiri geçti elime. Tekrar okudum ve inanın tekrar etkilendim. Ve sizlerle de paylaşarak yine bir "Gece Sohbeti" yapmak istedim.
Şiirlerinde, artık zamanımızda unutulmaya yüz tutmuş ağdalı Osmanlıca kelimeleri kullanan Hikmet Hoca ve bence de çok iyi ediyor. O kelimeleri bilgim doğrultusunda ben de yazılarımda kullanmaya gayret ediyorum. Onları unutmayalım ve unutturmayalım. Çünkü onlar bizim kâdim lisânımızın bakîyeleri.
Sonuç olarak, işte geldik, işte gidiyoruz. Ne mutlu güzel iz bırakabilenlere ve birbirlerini Allah için sevenlere. Evet kıymetli dostlar, bakalım Hikmet Erbiyik Hoca ne demiş:
**MİSAFİR**
Sergüzeşt-i hayatım, yaşanmış dilim dilim. Şafak kızıllığında, ufka bakan ben kimim? Gün gelip çıkacağım şu menzilde bir konuk. Bir uzun galeride, tablolar, canlı, donuk.
Güzergâh çizilirken bir 'Kalem-i Kader’den. Başlar yolculuğumuz artık rahm-ı mâder’den. Etfallik ve sabâvet, bir rüzgâr gibi geçer. Pembe gençlik rüyası, çok geniş paylar biçer.
Bir öğle güneşidir, ömrümüzün kemâli. Pek de uzun sürmez ki parlak günün zevâli. Fırtınalı ömürde, hem bolluk var, hem darlık. Şems-i asır gibidir, artık şu ihtiyarlık.
Şu âlemde hiçbir şey, kalmıyor karârında. Yaza ulaşmak da var, gitmek de bahârında. Misafir bu konaktan, gün gelip de çıkacak. Bir ezeli nehirde, damla damla akacak.
Güller gibi kuşlar da, ağaçlar da, misafir. Ebed yolculuğunda, hepsi de akar bir bir. Hâleli gözlerimiz, hayâl içinde iken. Ufukta gurûb ile, bir kızıllık yükselen.
Haşrin sabahı gelir, cümle beşer dirilir. Bir bekâ aleminde, cem oluruz hep bir bir. Ebedi meskenlerde, misafirlik de biter. Sevgili'nin halveti, cümle kalplere yeter.