Haydi Türkçem

Hüseyin Samsunlu

Dil, nesilden nesile hem bilgilerin aktarılmasını hem de kültürün aktarılmasını sağlar.Dört nesildir Avruda yaşıyoruz. Amacımız kazanmak,sahip olmaktı,kazandıklarımızın yanında hiçbir zaman kaybetmememiz gereken deǧerlerimiz var. Bunların belkide en önemlisi dilimiz yani Türkçemiz. Türkçemiz Orta Asyadan başlayan göç ile bizle her yere gelmiş ,Millet olarak bizi var eden en önemli etkenlerden birisi. Gurbetçi 50 yıldır Avrupada Türkçesine ne kadar sahip çıkabilmiş,gelen nesillere Türkçemizi ne kadar aktarmışız. Bugün baktıǧımız zaman bu konuda alarm zilleri çoktan çalmaya başlamış farkında deǧiliz yani sınıfta kalıyoruz arkadaşlar.

Yıllardır yöneticilerimiz ,Sivil Toplum kuruluşları,aileler söyleyip duruyor ,Türkçe çok önemli.Bu konuda neler demişiz bugüne kadar.Örneǧin:

Türkçemize sahip çıkacaǧız,çıkıyoruz

Türk Kültür derslerine önem veriyoruz

Eǧitim önemli Türkçemizi unutturmayacaǧız.

Aman ne olur çocuklarınızla Türkçe konuşun

Cocuklarınıza Türkçe okuma alışkanlıǧı verin.

Dilimizi bilmeyen, kökünden uzaklaşır.

Türkçe seferberliǧi başlatıyoruz

Ve daha nice sözler edildi 50 yıldır.Ancak bu konuda sınıfta kalmak üzereyiz, bu imtihanda hiç de başarılı deǧiliz. Burda doǧan çocuklarımız ülke dilini yada dillerini öyle böyle öǧrenecek bundan kaçışları yok. Ama 20 yaşından sonra çocuklarımızın Türkçe öǧrenme ihtimalleri olmadıǧı gibi kendi çocuklarına Türkçe öǧretme imkanlarıda isteselerde olmayacak. İki nesil sonra Türkçe konusunda sıfırlanıyoruz arkadaşlar uyanın artık.

Her sözün başı iki dilliliğin ve çok dilliliğin günümüzün küreselleşen dünyasında faydalı ve zaruri olduğu vurgulanırken iki dilli olan bu çocukların anadillerini kaybetmemelerini aksine diğer İsviçreli çocuklar gibi okulda kademe kademe Almancalarını, geliştirerek yüksek bir seviyede konuşabilmelerini, okuyup yazabilmelerini sağlamak hem İsviçre okul sistemi için ,hem anne ve babalar için hem de çocukların geleceği için üzerinde durulması gereken vahim bir konudur. Bunun için de aslında Türk toplumunun bir lobi oluşturması vazgeçilmezdir.Çocuklar ne kadar iyi Almanca bilirlerse o kadar hem eǧitimde hemde yaşamlarında başarılı olacaklardır. Türk televizyon programlarından çocuğunun Türkçeyi öğrendiğini zanneden velilerimize bir dilin ancak okulda o dilin temel eserlerini okuyarak, Tarihini tanıyarak öğrenilebileceğini, Türk kültürünün ancak bu şekilde genç nesillere aktarılabileceği anlatılamadı.

her iki dili de çok iyi kullanan gençlerimiz, çocuklarımız her iki ülkeye de büyük katkılar sağlayacaktır.Çok dilli bir kültür ve eğitim hayatıyla karşı karşıyayız. Buna göre önlem almak ve buna göre bugünümüzü ve yarınlarımızı planlamak durumundayız.Çok açıktır ki, Almancayı doğru dürüst bilmeyen insanlara „çocuklarınızla Almanca konuşun“ demek, “çocuklarınızla hiç bir şey konuşmayın“ demekle özdeştir

Acil Çözüm olarak, Türkçe derslerinin sınıf geçmeyi etkileyen dersler olarak belirlenmesi,En azından Türkçe secmeli dersolarak gittiǧi okullarda olsun. Yunus Emre Vakfının bu konudaki başarılı çalışmaları var,bu kurumun İsviçrede de bir temsilcilik açması konusunda bir girişim başlatılmalı.

Sayın Büyükelçimiz İlhan Saygılı Bey ,her fırsatta vatandaşlarımıza, STK’lara Türkçenin önemini anlatmaya çalışırken, lütfen bizler duyarsız kalmayalım. Ayrıca bu konuda nihayet yeni atanan Eǧitim müşavirimiz sayın Seyithan Razı beye ve görevli öǧretmenlerimize destek verilmesi çok önemlidir

Mübarek Ramazan Bayramınız Kutlu olsun.

Çocuklarımızı Türk kültür derslerine gönderelim,geleceğimize yatırım yapalım.

TEMA VAKFINA ÜYE OL, DESTEK OL,TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN
Üzerinize vazife olmayan işlere karışın : BİR AĞAÇLA KARDEŞ OLUN

Sağlıcakla kalın.
hsamsunlu@bluewin.ch

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.