Bugün hayatın hangi noktasına bakarsanız bakın, hep bir vefasızlık, hep bir hayal kırıklığı ve acı hikayeler ile karşılaşıyoruz. Güven konusunda tereddütler yaşıyor, yola çıktığımız insanların bizi yarı yolda bırakma ihtimalinden dolayı sürekli tedbir almak durumunda kalıyoruz. Peki böyle olmalı mı.?
Neden sonuna kadar güvenebileceğimiz, hiçbir tereddüt ve şüphe duymadan yola çıkacağımız kimse kalmadı etrafımızda. Acaba toplumsal bir erozyon mu yaşıyoruz.?
Sosyal hayatta çevresinden etkilenip doğruyu ve güzeli bulan birçok insanın var olduğu gibi bunun yanında tam tersine çevresinden olumsuz etkilenip de telafisi mümkün olmayan bedelleri ödeyen birçok insanda mevcut. Ama bizlere pazara kadar değil mezara kadar güvenebileceğimiz insanlar lazım. Bu insanların yetişmesi için de bizlere çok büyük sorumluluklar düşüyor.
Dost illa yan yana diz dize olmak değil,
Asıl can cana, kalp kalbe olmaktır.
Hz. Mevlana
Ramazan Ayını Uğurlarken
11 ayın sultanı Ramazan, feyziyle, bereketiyle gelip geçti. Hem gönül ve ruhlarımıza hem de bedenlerimize dokunup geçti. Ne mutlu, Ramazan ayına ulaşıp, onun kıymetini bilip, hakkıyla değerlendiren ve mükâfat olarak da bayrama ulaşanlara...
Allah Ramazan ayında yaptığımız ibadetlerimizi kabul etsin. Evlerimize ve işlerimize huzur ve bereket versin. Sonuç olarak bu mübarek ay bize, burada sayılamayacak kadar çok kazançlar sağlamıştır. Önemli olan Ramazan ayında kazandığımız güzel özellikleri, Ramazan ayından sonra da devam ettirmektir.
Unutmamalıyız ki, her günümüzü Cuma, her gecemizi Kadir, her ayımızı da Ramazan yapmak bizim elimizdedir. Yeter ki biz, bu mübarek zamanları en iyi şekilde değerlendirmesini bilelim. Bu vesile ile Ramazan Bayramınızı en kalbi duygularla şimdiden tebrik ederim.
Kimseyi Kırmayalım
İnsan olarak çok kırılgan, alıngan bir yapıya sahibiz. Hoşumuza gitmeyen, beklemediğimiz durumlarda yahut ummadığımız birinden duyacağımız bir söz, bir hareket bizlerin alınganlık yapmasına, küsmesine ya da tavır almasına sebep olmakta. Bu tavrı bazen en yakınlarımıza, arkadaşlarımıza veya dostlarımıza dahi sergilemekteyiz. Beklentilerimiz gerçekleşmediği, istediğimiz işler olmadığı, sevmediğimiz ya da hoşumuza gitmeyen durumlarda hemen tavır içine girerek olayın ne olduğunu neden kaynaklandığını dahi düşünüp anlamadan yorumlar yaparak kendimize göre sonuçlar çıkarmaktayız. Aslında bu da bir tür hastalıktır ve tedavi edilmesi gerekir. Buna kısaca nefs(nefis) terbiyesi diyebiliriz.
Kırma dostun kalbini onaracak ustası yok.
Soldurma gönül çiçeğini sulamaya tası yok.
- Yunus Emre
Günün Sözü
Çok keyifli anınızda kimseye bir şey vaat etmeyin, çok öfkeli anınızda da kimseye yanıt vermeyin.