Göçmenler olmasa ne olur?

Cemil Baysal

Önümüzde 18 Ekim'de sonuçlanacak, adaylar arasında çok sayıda Türk kökenlilerin de bulunduğu Ulusal Parlamento Seçimi var.
Seçimlerden önce kuşkusuz siyasi partilerin birinci gündemi Avrupa'ya gelen göç akını olacak. Dolayısıyla şimdiden gerek medyada gerek halkın nabzında önümüzdeki günlerde göç ve göçmen tartışmalarına hazırlıklı olalım.
Bu tartışmaları gözönüne getirerek, neredeyse İsviçre'de yaşayan 2 milyona yakın göçmenin İsviçre'yi boşaltıp anavatanlarına veya tatile gittikleri Temmuz ayını gözümün önüne getirdim.
Çok kez siyasi forumlarda benzer tartışma konularını okudum tanık oldum. Önümüzdeki dönem bu tartışmalar tavan yapacak.
Temmuz ayında 2 milyona yakın göçmenin büyük çoğunluğu, okul tatili olması nedeniyle yerli halkın büyük bölümü de tatil için ülke dışında olunca, otoyollar, restoranlar , Migroslar, Cooplar, Shopping Centerler boş. Daha buna benzer çok yer sayabilriz. Sadece tüketici açısından bakınca neredeyse bu mekanlar işletmeler kapılarına kilit vuracak.
Bu işyerlerinin bir de çalışan istihdam yönüne bakınca, yolları temizleyen, inşaatlarda çalışan, hastanelerdeki hasta bakıcıları ve İsviçre'nin yerel halkının asla tenezzül edip çalışmak istemediği işlerde çalışan binlerce onbinlerce göçmeni gözönüne getirince, gerçekten göçmenlerrin tamamının boşaldığı Temmuz ayında göçmensiz bir İsviçre'de hayat sanki durmuş gibi oluyor. Böyle bir yaşam ilk etapta cazip gibi görünse de, ülkenin ekonomisi açısından kimsenin hayal edeceği bir durum değil.

Türkiye pahalı mı?
Tatilimin bir bölümünü Marmaris'te geçirdim. Türkiye'yi pahalı diyen, Hayat standartları ve dolayısıyla halkın refah düzeyi ve beklentileri bu bağlamda arttı diyenler var.
Bir kaç yıl önce Avrupa'dan gelen gurbetcilerin 2. el 10 yıllık arabaları yakınlarının düğünlerinde olan en lüks araç olduğu için gelin arabası olurdu. Şimdi bakıyorum, Avrupa'dan tatile aracıyla gelmiş gurbetcilerin arabalarına kimse bakmıyor. Avrupa'da bir çoğumuzun sıfır model satın alamayacağı otomobilleri rahatca alabiliyorlar.

Otellerimizin hakkını verelim: Fiyatlarımız çok ucuz
İsviçre'deki 3-4 yıldızlı otelleri ve sunulan hizmeti bilenleriniz vardır. Fransa, İtalya ve İspanya gibi ülkelere otellerine gidip Türkiye'dki en kötü 3-4 yıldızlı otellerin sunduğu hizmetleri mukayese edince bizim ülkemiz çok çok ucuz.
Kapıdaki karşılamadan tutun size odaya kadar eşlik eden çalışanın güleryüzlü personelin davranışlarını kıyaslıyorum, kapıda karşılamayı bırakın, girişte sadece ödeme ve girişinizi yaptıktan sonra size odanın numarasını ve yönünü tarif eden resepsyondaki çalışanın soğuk ruhsuz tavırları ülkemizin otelleriyle asla kıyaslanmaz.
Antalya ve diğer bölgelerimizdeki 5 yıldızlı otellerin fiyatlarına göre sundukları kalite başlı başına inanılmaz bir durum. Bazı bölgelerde tanıştığım Alman, Hollanda ve diğer ülkelerden turistlerin memnuniyetlerinden dolayı ailecek 18-20 defa aynı otele aynı beldeye geldiklerini duydum ve gördüm.

Önümüzde 1 Kasım tarihinde Türkiye'de seçimler var. Yurtdışında dolayısıyla  İsviçre'de seçim nasıl hangi takvimlerde gerçekleşecek somut ayrıntıları elde edince sizleri en doğru yetki isimlerin açıklamalarıyla bilgilendirmeye devam edeceğiz.
Avrupa'nın tek bir seçim bölgesi olması yönünde Yas ateklifi var. Seçimlere kısa zaman kala bu gerçekleşir mi bakıp göreceğiz. Seçimlerden önce Yurtdışında yaşayan Türklere bazı vaatler verildi ama maalesef sadece emeklilerin aracıyla Türkiye'de kalma süresi 1 yıldan 2 yıla çıkarıldı. Vatandaşlar verilen vaatlerin yerine getirilmesini bekliyor.

Türkiye'ye tatile giden vatandaşların gözüyle, Türkiye'yi siz nasıl gördünüz, anılarınızı ve görüşlerinizi tarafsızca yazmanızı isterim.
Eskiden gittiğinizde Türkie ile şimdi ki Türkiye arasındaki farkları sizin gözünüzden merak ediyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.