Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Halihazırda İsviçre'de 130 bine yakın kardeşimiz, soydaşımız var. Bu topraklarda kendine hayat kuran, iş kuran, geleceğini yine burada gören siz kardeşlerimize artık 'Gurbetçi' değil 'Avrupalı' diyoruz." dedi
Erdoğan, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından düzenlenen "İsviçre'ye Göç'ün 50'nci Yıl Dönümü"nde katılımcılara hitap etti.
Samimi misafirperverliklerinden dolayı İsviçre makamlarına, etkinliği düzenleyen YTB ve destek veren sivil toplum kuruluşlarına şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Özellikle bu sene Türkiye'den İsviçre'ye göçün 50'nci yılını geride bırakıyoruz. Halihazırda İsviçre'de 130 bine yakın kardeşimiz, soydaşımız var. Bu topraklarda kendine hayat kuran, iş kuran, geleceğini yine burada gören siz kardeşlerimize artık 'gurbetçi' değil 'Avrupalı' diyoruz. Zira dün 'acı vatan' olan Avrupa, bugün artık sizlerin yeni yurdu, ikinci vatanı haline geldi. Özellikle de tarihi göçlerle dolu bir millet olarak bin yıl önce Orta Asya'dan gelip Anadolu'yu kendilerine yurt edinen atalarımız bununla yetinmemiş, bir ayaklarını Anadolu'ya sabitleyip ötekiyle üç kıta yedi iklimi kucaklamışlardır. Bugün 50-60 yıl önce iş için evlerine helal rızık götürmek için Avrupa yollarına düşen kardeşlerimiz hamdolsun aradan geçen sürede kıtanın tamamında kök saldı."
Yarım asır evvel Avrupa'ya gelen birinci kuşağın, yerini dördüncü kuşağa bırakmaya başladığına işaret eden Erdoğan, "Artık sadece işçilerimizden değil yurt dışında yaşayan iş adamlarımızdan, siyasetçilerimizden, akademisyenlerden bahsediyoruz. Sadece gurbetçilerden değil anavatanla bağı güçlü, siyasetten ticarete, sivil toplumdan iş dünyasına kadar her alanda varlık gösteren 6 milyonu aşkın Avrupalı Türklerden bahsediyoruz." ifadesini kullandı.
"HİÇ ŞÜPHESİZ BU NOKTALARA KOLAY GELMEDİNİZ"
İsviçre'ye gelen Türklerin 50 yılda elde ettiği başarılardan büyük gurur duyduklarını vurgulayan Erdoğan şunları kaydetti:
"Hiç şüphesiz bu noktalara kolay gelmediniz ve hepsinden öte son 50 yılda elde ettiğimiz her başarının arkasında her günü acıyla hasretle kimi zaman dışlanmakla örülmüş çok büyük bir mücadele vardır. Az önce izlediğimiz belgeselde bunların bir kısmına şahit olduk. 46 yıldır burada bulunan Cem Karatekin kendi hayat hikayesini, mücadelesini bizimle paylaştı. Başardığımız her şeyi önce Allah'ın yardımına sonra emeğimize, gayretimize, alın terimize borçluyuz.
Zorluklar karşısında yılmadan, sabır ve metanet içinde bu topraklarda tutunmaya, ayakta kalmaya çalıştık. Geride bıraktıklarımızın hasreti içimizde büyüse de hedeflerimizden asla vazgeçmedik. Geride bıraktığımız yarım asır özellikle gurbeti sılaya çeviren her bir vatandaşımın yürek parçalayıcı bir hikayesi olduğunu biliyorum. Bugün burada her okuduğumda kalbimi dağlayan birkaç anektodu sizlerle özellikle paylaşmak istiyorum.
Bir vatandaşımız gurbet macerasını bakınız nasıl kelimelere döküyor; 'Bizi çalışacağımız yere götürdüklerinde buranın bir kömür madeni olduğunu öğrendim, kimseye ses etmedim, hiç kimseye bir şey söyleyemedim ama ben karanlıktan çok korkardım. Öyle ki uyurken bile biraz ışık isterdim. Ekmek derdine yerin 1200 metre altında zifiri karanlıkta tam 18 yıl boyunca çalıştım ama karanlık korkum geçmedi, hiç geçmedi, geçmeyecek.'
Bir başka kardeşimiz; '18 sene Avrupa'nın bir şehrinde çalıştık ama adres sormadan bir yeri özellikle de sorgulamadan arayıp da bulamıyorduk çünkü biz 18 yıl boyunca hep şehrin altını gördük, üstünü görmedik ki bilelim.'
Sadece gurbete gidenler için değil geride bıraktıkları için de bu 50 yıl gerçekten zor olmuştur. Anne babası gurbete giden bir evladımız bu ayrılığı şöyle anlatıyor; 'Bir kez olsun anneme doyasıya sarılamadım. 11 ay dile kolay 11 ay beklerdim birlikte olacağımız o bir ayı. Bütün çocukluğum anneme sarılabileceğim, sesini duyabileceğim, kokusunu hissedebileceğim yaz tatilini beklemekle geçerdi. Sonra bir yaz günü çıkageldi daha ben ona doyamadan bir kez olsun anneciğim diyemeden bir rüya gibi hayatımdan çıkıp giderdi. Benim çocukluğum annemi beklerken yaşlandı.'"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene 50'nci yılı geride kalan göç sürecinin her bir aşamasının hasret, acı ve gözyaşıyla bezenmiş hikayelerle dolu olduğuna işaret etti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yurt dışında yaşayan her bir kardeşimiz hangi kökene, meşrebe, mezhebe ait olursa olsun Türk milletinin temsilcisidir ve bizim gözümüzde 82 milyon vatandaşımızdan hiçbir farkı yoktur." dedi.
Erdoğan, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından düzenlenen "İsviçre'ye Göç'ün 50'nci Yıl Dönümü"nde katılımcılara hitap etti.
Gerek İsviçre'de gerekse Avrupa'nın diğer ülkelerinde kendilerine hayat kuran vatandaşları beşeri bir köprü olarak gördüklerini belirten Erdoğan, Türk toplumunun siyaset, ticaret, eğitim, sosyal hayat ve sivil toplumdaki başarılarıyla gurur duyduklarını söyledi.
Erdoğan, "Yurt dışında yaşayan her bir kardeşimiz hangi kökene, meşrebe, mezhebe ait olursa olsun Türk milletinin temsilcisidir ve bizim gözümüzde 82 milyon vatandaşımızdan hiçbir farkı yoktur." diye konuştu.
Bu anlayışla dünyanın 100'e yakın ülkesindeki vatandaşlara ulaştıklarını, onların dertleriyle, sıkıntılarıyla yakından ilgilendiklerini dile getiren Erdoğan, son 17 yılda bu anlamda daha önce hayal dahi edilemeyen tarihi pek çok adım attıklarını ifade etti.
Münhasıran yurt dışında yaşayan vatandaşların sorunlarıyla hemhal olmak üzere Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığını kurduklarını, Türk dilinin ve kültürünün yaygınlaştırılması, genç nesillere aktarılması amacıyla da dünyanın her yerinde Yunus Emre enstitüleri açtıklarını anlatan Erdoğan, dünya çapında büyükelçilikler ve konsoloslukların sayısını artırarak, vatandaşların devletine erişimini kolaylaştırdıklarını vurguladı.
Erdoğan, Cenevre Başkonsolosluğunun vatandaşlara daha kaliteli hizmet verecek yeni ofis alanının da geçen ekim ayında hizmete girdiğini anımsattı.
Teknolojinin imkanlarını kullanarak yurt dışındaki vatandaşların işlemlerini mümkün olduğunca elektronik ortamda yürütebilmesini sağladıklarına değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Demokrasinin en temel unsuru olan seçme hakkınızı rahatça kullanabilmeniz için gümrüklerin yanı sıra yurt dışı temsilciliklerimizde de sandık kurduk. Bu uygulamadan 24 Haziran 2018 seçimlerinde 5'inci defa istifade ettiniz. Her seçimde elde ettiğimiz tecrübeler ışığında bu sistemi geliştiriyor, güncelliyor, yerli yerine oturtuyoruz. Tapudan nüfus işlemlerine, pasaport harcından diplomaya kadar pek çok işlemi kolaylaştırdık, basitleştirdik. Pasaport haçlarını yurt dışında yerleşik vatandaşlar için yarı yarıya düşürdük. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza gayrimenkul satışında KDV istisnası tanıdık. Siz kardeşlerimizin de doğum yardımı ile çeyiz ve ilk konut hesaplarından faydalanabilmesini sağladık."
"ÖNEMLİ BİR SIKINTIYI ORTADAN KALDIRDIK"
Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşlarının sivil toplum örgütü çatısı altındaki faaliyetlerini hep desteklediklerini anımsatan Erdoğan, "Eğitim konusunda ister bulundukları ülkelerde ister kendi ülkemizde olsun evlatlarımıza üniversiteye girişten barınmaya kadar her alanda kolaylıklar sağladık. Yine yurt dışındaki evlatlarımızdan binlercesini düzenlediğimiz programlarla ülkemize getirerek tarihlerini, kültürlerini, medeniyetlerini yakından görmelerini temin ettik. Yaşadıkları ülkelerdeki araçlarıyla Türkiye'ye gelen vatandaşlarımızın bunları sınırlarımız içinde kullanabilme sürelerini 2 yıla çıkartarak, önemli bir sıkıntıyı ortadan kaldırdık." şeklinde konuştu.
Mecliste kabul edilen iki düzenlemeyle yurt dışında yaşayan vatandaşların önemli bir sorununu daha çözüme kavuşturduklarına değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yurt dışındaki vatandaşlarımıza vasi olarak atanan yabancılar, Türkiye'deki sistemi tam bilmedikleri için mağduriyetler yaşıyordunuz. Bu mağduriyetlerin en çoğu huzurevi, bakımevi, hastane ve hapishanelerde bulunan vatandaşlarımızın vasi kanalıyla pasaport uzatma işlemleri esnasında oluyordu. Ayrıca bulunduğunuz ülkedeki sosyal güvenlik, sosyal yardım ve ikamet hakkı gibi en temel haklarını kaybetme durumlarıyla karşılaşıyordunuz. Yeni düzenlemeyle yabancı makamlarca atanan vasi ya da velinin kararın verildiği ilgili ülkedeki dış temsilciliklerimizde pasaport işlemlerini yapabilmesinin önünü açtık. Vatandaşlık kanunumuzda yer alan 'anne-babası birlikte vatandaşlıktan çıkan çocuklar Türk vatandaşlığını resen kaybeder' hükmünü kaldırdık. Böylece gençlerimizin 18 yaşında ülkemiz vatandaşlığında kalabilmesine imkan tanıdık. İnşallah bundan sonra da sizlerin hayatını kolaylaştıracak, sıkıntılarını gidecek adımları atmayı sürdüreceğiz."
Salondakilere "Türkiye anavatanınız ancak İsviçre de yuvanızdır." diye seslenen Erdoğan, "Burada yaşıyor, burada üretiyor, çocuklarınızı burada yetiştiriyorsunuz. Anavatan ile bağınızı hiçbir şekilde koparmadan İsviçre toplumuna her zaman ve her zeminde eşit katılımınızı destekliyoruz. Asimilasyona ne kadar karşıysak, entegrasyonu da o derece kuvvetli bir şekilde savunuyoruz. Bizler Avrupa'da sığıntı değiliz, yabancı değiliz, öteki hiç değiliz." diye konuştu.
"AVRUPA'DA EV SAHİBİYİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz tarih boyunca olduğu gibi bugün de Avrupa'da ev sahibiyiz. Sizler İsviçre Türk toplumu olarak Avrupa'nın en çoğulcu ve kültürel açıdan zengin ülkesinde çalışıyor, yaşıyorsunuz. Bunun yanında tarihiyle, kültürüyle, hoşgörüsüyle, medeniyet birikimiyle, mazlumlara sahip çıkışıyla, dünyanın en büyük ülkelerinden birinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarısınız. Asırlardır mazlum ve mağdurlara kapısını açarak tüm insanlığa örnek olmuş, vicdanlı bir milletin evlatlarısınız. Sizlerden, mensubu olduğunuz milletinizden, dilinizden, kültürünüzden, en önemlisi de bayrağınızdan gurur duymanızı istiyorum. Bu bakımdan 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' diyoruz. Yola böyle devam edeceğiz."
Önceliklerinin yurt dışında yaşayan Türk gençlerinin ülkesine, yani Türkiye'ye bağımlı değil, bağlı bir anlayışla yetişmeleri olduğunun altını çizen Erdoğan, "En büyük temennimiz ise sizlerin İsviçre'de mensubu bulunduğunuz yerel siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, iş çevreleri, meslek örgütleri ve eğitim kurumları aracılığıyla siyaset, ekonomi ve kültür alanlarında etkinliğinizi artırmanızdır." değerlendirmesini yaptı.
"DAYANIŞMANIZ ÇOK ÖNEMLİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilhassa yabancı karşıtlığı, İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılık gibi yurt dışında yaşayan vatandaşların can ve mal güvenliğini doğrudan ilgilendiren konularda dayanışmanın önemine dikkati çekti.
Norveç'te 2011 yılında yaşanan Breivik katliamını hatırlatan Erdoğan, "Önlem alınmazsa, dikkatli olunmazsa ırkçılığın nelere sebebiyet vereceğini herkese göstermiştir. Barış Pınarı Harekatımız sonrasında kimi Avrupa ülkelerinde yaşanan üzücü hadiseler yurt dışındaki vatandaşlarımız için çetin sınamaların habercisidir. Daha çok çalışarak, daha fazla örgütlenerek, birlik ve beraberliğimizi daha sıkı tutarak bu süreci de atlatacağımıza inanıyorum." ifadesini kullandı.
Programa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Genel Başkan yardımcıları Leyla Şahin Usta ve Cevdet Yılmaz ile İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da katıldı.
Etkinliğin sonunda, İsviçre'deki Türk toplumuna katkılarından dolayı bazı vatandaşlara plaket verildi.