Credit Suisse risk alımını azaltmak için kötü bir yıl seçmiş olabilir. İsviçre bankasının Salı günkü bilanço uyarısı, Bloomberg International yazarı Paul J. Davies’e göre geçmiş davalarının tazminat ödemelerinin belirlenmesi sebebiyle manşetlerde yerini aldı. Ancak yatırım bankasındaki endişe verici bir işletme kayıplarını da ortaya çıkardı.
Bankada yatırımcıların hiç ihtiyaç duymadığı yeni sorunlara yol açtı. Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre bir yıldan az bir süre görevde kalan bankanın reformist başkanı Antonio Horta-Osorio'nun devrilmesinin üzerinden henüz bir hafta geçti. Horta-Osorio’nun Kovid kurallarını ihlal ettiği ve coşkusu ve tavırları sebebiyle diğer yöneticileri üzdüğü gerekçesiyle görevinden ayrıldığı biliniyor.
Davies’e göre, asıl soru ise Credit Suisse'in müşterileri üzerindeki itibarına zarar verip vermediğidir. Zira İsviçre bankasının aile yatırım ofisi Archegos’un çöküşünden ve Greensill bağlantılı yatırım fonlarındaki müşteri fonlarındaki kayıplarından sonra müşteriler nezdindeki itibarının zarar görüp görmediği en büyük soruyu işaret ediyor.
Hisse senedi ticaretindeki en büyük endişe kaynağı ise ABD’deki rakipleri dördüncü çeyrekteki düşüşlerin sonrasında dahi en iyi getirilerini paylaşırken Credit Suisse’in hisse senetlerin alanında silikleşmesi oldu.
Credit Suisse’e ilişkin işaretler en iyi ihtimalle bile karışık gözüküyor. 2022 yılı bankanın sorunlarını düzeltme yılı olduğu halihazırda kabul ediliyordu. Banka bu yıl risk yönetimine yatırım yapacak ve kaynaklarına daha fazla odaklanacak. Salı günkü gibi bir kâr getirisi uyarısının asıl sorunu ise, bankanın geçmesi gereken daha uzun bir yol olduğuna işaret etmesidir.
Banka en kötü ihtimalle Deutsche Bank’ın son beş yılda maruz kaldığı sıkıntıları tekrarlayabilir. Yavaşlayan ve duraklayan reformlarla birlikte yavaşça kan kaybeden işletme maliyetlerin getirilere göre çok daha yavaş düşmesi sebebiyle kârlılıkta uzun vadeli bir düşüşe maruz kalabilir.
Credit Suisse geçen sene büyük bir kayıp verdi. 2016'dan bu yana en kötü yıllık bilançosunu açıklayacak olan banka yaklaşık 1,2 milyar İsviçre Frangı (1,3 milyar dolar) zarar bildirecek. Kayıplardaki aslan payı ise bankanın kasım ayında açıkladığı 1,6 milyar İsviçre Frangı değerindeki iyi niyet ödemesinden kaynaklanıyor.
Bunun da ötesinde banka Salı günü yaptığı açıklamada, dördüncü çeyrekte geçmiş davalarla ilgili ve Greensill veya Archegos fiyaskolarıyla hiçbir ilgisi olmayan çok sayıdaki dava masrafları için 500 milyon İsviçre Frangı ücret ayıracağını söyledi. Bu ücretler, gayrimenkul satışlarından elde edilen 225 milyon İsviçre Frangı değerindeki kazancıyla bir miktar dengelendi.
Credit Suisse, iyi niyet ödemelerini saymadıkları takdirde dördüncü çeyrekte eşit bütçe bildireceğini açıkladı ve bu da bankanın 275 milyon İsviçre frangı kârının olduğu anlamına geliyor. Bu rakam, analistlerin yılın son üç ayı için 700 milyon İsviçre Frangı'ndan fazla olan kâr tahmininin çok altında. Bankanın 2021’in başından bu yana %30 düşen hisseleri bu haberle birlikte %2,6 oranında geriledi.
Credit Suisse, Archegos'un çöküşünden kaynaklanan kayıplardan sonra yeniden değerlendirilirken yatırım bankası genelinde daha az risk alma kararı nedeniyle kısmen gelir kaybı oluştu. Banka yüksek kaldıraçlı aile ofisine emsallerinden daha fazla maruz kalmış ve risk yöneticileri bu yatırımları oldukça kötü bir şekilde idare etmişti.
Ancak Credit Suisse, dördüncü çeyrekte piyasalardan aniden geri çekilen zengin Asyalı müşterilerden de gelir kaybetti. Çok fazla ticaret yapma ve agresif bir şekilde kaldıraç kullanma eğiliminde olan bu müşteriler geri çekilme sebebiyle borçlanmayı kestikçe hem servet yönetimi işletmesindeki varlıklarda hem de bankanın ticaret gelirinde zarar oluştu.
Banka birincil aracı kurum olarak bilinen hedge fonlarına borç verme ve ticaret yapma işinden vazgeçmesinin ardından hisse senedi işlemlerinde beklenenden daha fazla zemin kaybetmiş olabilir. Aynı zamanda, Credit Suisse'in yatırım bankacılığında kendi tedbirlerini de artırması, zaten yavaşlayan daha geniş bir pazarda sabit gelirli ticaret işletmesine zarar vermiş olabilir.
Asya gelirlerindeki düşüş bir kısa süreli bir gerileme veya Davies’e göre Çin yönetiminin girişimcilere ve gayrimenkul şirketlerine olan baskısı sebebiyle büyük Asya serveti hikayesinde sonunun başlangıcı olabilir. Ancak bu aynı zamanda Credit Suisse ile ticaretin bölgedeki müşterileri için daha pahalı hale geldiğinin de bir göstergesi olabilir. Tüm bunlar, gelecek hafta UBS Group’tan gelecek bilançolar ve bir sonraki hafta Credit Suisse'den gelecek daha fazla ayrıntı ile daha net hale gelecek.
Bir diğer gelir kaybı konusu ise yatırımcılar için daha sıkıntılı: Credit Suisse'in sabit gelirli ticareti, satın alma kredileri ve mortgage tahvillerindeki uzmanlığını korumak için çok fazla sermaye gerekiyor. Bu alanda devam eden tedbirler, gelirde kalıcı bir düşüş anlamına gelecektir.
Credit Suisse'in detaylı görünüm dördüncü çeyrek bilanço raporuyla netleşecek. Ancak burada da tıpkı Deutsche Bank gibi biraz reform ve biraz daha az risk almanın, planlarda öngörülenden daha büyük bir gelir kaybına yol açacağına dair belirtiler var. Davies bankanın bu hikayesinin pek iyi anlatılmadığını belirtiyor.