Dünyanın en zengin ve en köklü bankalarından biri olan Credit Suisse’in toplamda 100 milyar dolardan fazla bir paraya denk gelen 18 binden fazla banka hesabına ilişkin verilerinin sızması, Avrupa Parlamentosu'nun gündemine oturdu. Credit Suisse sızıntısı sonrası, İsviçre’nin kara para aklamak için yüksek-risk teşkil ettiği değerlendirildi. Salı günü Avrupa Parlamentosu'nun (AP) çoğunluğu İsviçre’yi kara listeye almayı destekledi.
"Yeterli önlemler alınmıyor"
Avrupa Parlamentosu’nun en büyük politik grubu olan Avrupa Halk Partisi (AHP) bu öneriyi Pazartesi günü parlamentoya sundu. AHP, İsviçre'nin bankaların kara para aklamasını engellemek adına yeterli önlemler almadığını savundu.
Riski tekrar gözden geçirin teklifi
AHP, banka mahremiyet yasalarının bu yönde suistimal edilmemesi gerektiğini vurguladı ve Avrupa Komisyonu’nu, İsviçre’nin Avrupa Birliği finansal bütünlüğünü bozma riski olup olmadığını tekrardan değerlendirmeye davet etti.
Salı günü, AP’nin, sırasıyla, en büyük ikinci ve üçüncü grupları olan Sosyalistler ve Demokratların İlerici İttifakı (S&D) ve Rönesans Avrupa (RE), AHP’nin kara liste önerisini destekledi. Bu üç parti, AP’nin çoğunluğunu oluşturuyor.
"Bankaların çıkarı toplumun önünde tutuluyor"
Bu partilerin Credit Suisse’e karşı tutumlarını İsviçre’nin Yeşil Partisi, “Ülkenin banka yasaları bankacıların spesifik çıkarlarını toplumsal çıkarların önünde tutuyor” diyerek destekledi. Yeşil Parti, “Bu işleyiş en kötü otoriter ülkelere layık. Mutlaka durdurulmalı” sözleriyle fikirlerini pekiştirdi.
23 ülkedeki şirketler de etkilenecek
Eğer İsviçre kara listeye alınırsa, Kuzey Kore, İran ve Panama’nın dahil olduğu 23 ülkedeki şirketler de etkilenecek. Henry Pope, haberinde, listenin amacının ismi geçenleri kötülemek veya utandırmak olmadığını, bankaların ve diğer finansal kurumların yasalara uymalarını sağlayarak AB’nin ekonomik bütünlüğünü korumak olduğunu yazıyor. Eğer İsviçre kara listeye alınırsa, ülkenin finansal sektörünün ciddi bir itibar zedelenmesi yaşaması bekleniyor.