CEO’ların Yüzde Dördü Psikopat: Güç ve Para Peşinde Koşan Toksik Liderler

Psikopatlar etraflarındakileri kasıtlı olarak manipüle ederler ve yine de çoğu zaman CEO'durlar. Bu yüzden çoğu zaman uyarı işaretlerini fark etmiyoruz.

ZÜRİH- Psikopatlar etraflarındaki insanları manipüle etmede ustadırlar ve bu yetenekleri sayesinde çoğu zaman CEO konumlarına ulaşırlar. Yakın zamanda yapılan araştırmalar, üst düzey yönetimde bulunan kişilerin yaklaşık yüzde dördünün psikopat eğilimler taşıdığını ortaya koydu. Güç ve para arayışında olan bu kişiler, büyük şirketlerde sıkça yer alıyorlar ve çevrelerindeki insanları ciddi anlamda etkiliyorlar.

İsviçre’de, üst yönetim kademelerinde psikopat özellikler sergileyen liderlerin varlığı düşündüğünüzden daha yaygın olabilir. Psikopatlar, manipülasyon yetenekleri ve yalan söyleme becerileriyle tanınır ve bu özellikler sayesinde çoğu zaman üst düzey yönetici pozisyonlarına yükselebilirler. Bir araştırmaya göre, genel nüfusta psikopat kişiliklerin oranı yaklaşık yüzde 1 civarındayken, üst yönetimde bu oran yüzde 4’e kadar çıkabiliyor. Bu da demek oluyor ki, büyük şirketlerde çalışan liderlerin bir kısmı çevresindekileri kasıtlı olarak manipüle eden ve bu şekilde yönetim stratejileri geliştiren kişilerdir.

Psikopat Liderlerin Davranış Kalıpları

Psikopatların liderlik pozisyonlarına gelmesi, onların güç ve kontrol arayışından kaynaklanıyor. Bu kişiler, güçlü konumlarda bulunmak ve başkalarını manipüle ederek kendilerini daha üstün hissetmek isterler. Şirketlerdeki psikopat liderler, çalışanları üzerinde baskı kurarak, onları manipüle ederek ve yalanlar söyleyerek güçlerini pekiştirirler. Genellikle karizmatik ve etkileyici bir dış görünüşe sahiptirler, bu da onların zararsız veya etkili liderler olarak algılanmasına neden olur. Ancak derinlerde, toksik bir çalışma ortamı yaratırlar ve uzun vadede şirket performansına zarar verirler.

Stephan Siegfried gibi uzmanlar, psikopatların genellikle karmaşık ve uzun cümlelerle kendilerini ifade ettiklerini, yeni ve etkileyici sözcükler kullanarak bir izlenim yaratmaya çalıştıklarını belirtiyorlar. Bu kişiler, duygusal terimler yerine bilişsel terimlerle konuşurlar ve çevrelerinde sürekli bir mücadele havası yaratırlar. Genellikle “çalışanlar” yerine “takipçiler” gibi ifadeler kullanmaları da onların kişilik özelliklerini ele veren bir işarettir. Kendilerini üstün göstermek adına başkalarını küçümsemek ve rakiplerini gözden düşürmek de sık rastlanan davranışlarıdır.

İsviçre Üst Yönetiminde Psikopatlar Var mı?

İsviçre gibi finans ve ticaret dünyasında güçlü bir konuma sahip bir ülkede, üst düzey yöneticiler arasında psikopat özellikler sergileyen kişilerin varlığı dikkat çekicidir. Psikopatların iş dünyasında bu kadar başarılı olmasının nedenlerinden biri, kendilerini karizmatik ve etkili liderler olarak gösterebilmeleridir. Ancak bu tür liderlerin bulunduğu şirketlerde sıklıkla yüksek çalışan devamsızlığı, yüksek stres ve işten ayrılmalar gözlenir. Çalışanlar üzerinde yarattıkları olumsuz etkiler, sadece psikolojik değil, aynı zamanda ekonomik sonuçlar da doğurur. Yüksek iş gücü devri, üretkenliğin azalması ve moral bozukluğu, bu şirketlerin performansını doğrudan etkileyen unsurlar arasında yer alır.

Siegfried’e göre, bu tür kişiliklerin vicdanlarının olmadığı ve empati yeteneklerinin gelişmediği nörobiyolojik olarak ölçülebilir. Psikopat liderler, korku ve endişe gibi duyguları işleyemedikleri için daha sert ve acımasız kararlar alabilirler. Ayrıca, çevrelerindeki insanları manipüle ederek, yalan söyleyerek ve aldatma yoluyla hedeflerine ulaşmada son derece başarılıdırlar. Bu da onları şirketler için uzun vadede büyük bir risk haline getirir.

Psikopatların Tespiti Mümkün mü?

Psikopat liderlerin tespiti ve bu tür kişiliklerin zararlı etkilerinden korunmak, şirketler için son derece önemlidir. Stephan Siegfried’e göre, bir kişinin psikopat özellikler taşıyıp taşımadığını anlamak için motivasyon mektuplarını ve yazışmalarını dil analizi yoluyla incelemek oldukça etkili bir yöntem olabilir. Psikopatlar genellikle karmaşık cümleler kullanarak, yeni ve dikkat çekici sözcüklerle kendilerini öne çıkarma eğilimindedirler. Bu kişiler, başvurdukları pozisyonun gerektirdiği özelliklerden çok daha fazlasını vaat ederler ve kendilerini üstün göstermek için duygusal manipülasyon tekniklerine başvururlar.

Ancak günümüzde yapay zeka ve dil analizleriyle bu tür kişilikleri tespit etmek daha da kolaylaşmıştır. Yine de en geç kişisel görüşme sırasında bu tür kişiliklerin belirli davranış kalıplarını sergilediği anlaşılabilir. Özellikle güç ve kontrol arayışıyla öne çıkan psikopatlar, konuşmalarında ve davranışlarında belirgin bir çatışma ve mücadele havası yaratırlar. Kendi başarılarını sürekli ön planda tutarlar ve başkalarının başarılarını küçümserler.

Toksik Liderlik Şirketlere Ne Kadar Zarar Veriyor?

Toksik liderlik, sadece çalışanlar üzerinde değil, aynı zamanda şirketin genel performansı üzerinde de büyük bir etki yaratabilir. Yüksek iş gücü devri, çalışan motivasyonunun düşmesi ve iş yerinde moral bozukluğu, bu liderlerin yarattığı zararlardan sadece birkaçıdır. Siegfried, bu tür liderlerin neden olduğu yüksek maliyetlerin önlenebilmesi için eğitime ve önlemeye erken aşamada yatırım yapılmasının önemine dikkat çekiyor. Eğer bu tür liderler erken tespit edilmezse, şirketlere büyük maddi kayıplar ve uzun vadeli sorunlar yaratabilirler.

Örneğin, Siegfried’in çalıştığı İsviçreli bir inşaat şirketi, liderlikteki toksik davranışları fark edemediği için yüz binlerce franklık maddi zarara uğradığını itiraf etti. Şirketler, bu tür davranış kalıplarını erken fark edebilmek için gerekli tedbirleri almalı ve organizasyonel yapılarında toksik liderliğe izin vermemelidir.

Sonuç

İsviçre gibi güçlü bir ekonomiye sahip bir ülkede, üst düzey yöneticiler arasında psikopat kişiliklerin bulunması şirketler için büyük bir risk oluşturuyor. Toksik liderlik, hem çalışanlar hem de şirketlerin genel performansı üzerinde ciddi olumsuz etkilere yol açabiliyor. Bu nedenle, şirketlerin bu tür liderleri erken tespit edebilmesi ve zararlı etkilerden korunabilmesi için önleyici tedbirler alması hayati önem taşıyor. Psikopat liderlerin yarattığı zararları en aza indirmek, iş dünyasında sürdürülebilir bir başarı için kritik bir adım olarak görülüyor.

Kaynak: 20min

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İş ve Ekonomi Haberleri