Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılında boşanma oranlarında önceki yıllara kıyasla önemli bir artış oldu. 2024 yılında Türkiye'de toplam boşanma sayısı 210 binin üzerine çıkmıştır. Bu rakam devam etmekte olan on binlerce davanın dışında sonuca bağlanan davaları yansıtıyor. Bu rakamlara göre 2023 yılına göre yüzde 15 oranında bir artışa işaret etmektedir.
2024 yılında boşanma davalarının yüzde 57'sinde davayı açan taraf kadındır. Erkekler tarafından açılan boşanma davaları ise yüzde 43 oranındadır. Bu veriler, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazandıkça boşanma kararı alma eğilimlerinin arttığını göstermektedir. Kadınların iş gücüne katılımının artması ve ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları, evliliklerinde daha az bağımlı olmalarına neden olmuş ve mutsuz oldukları evlilikleri sonlandırma cesaretlerini artırmıştır.
Üniversite mezunu çiftler arasında boşanma oranı yüzde 27'nin üzerindedir. Lise mezunu çiftlerde bu oran yüzde 37 civarındadır. İlköğretim mezunu çiftlerde ise boşanma oranı yüzde 42'ye yaklaşmaktadır.
20-29 yaş arasındaki çiftlerde boşanma oranı yüzde 32'dir. 30-39 yaş arasındaki çiftlerde bu oran yüzde 42'ye çıkmaktadır. 40-49 yaş arasındaki çiftlerde boşanma oranı yüzde 22'ye düşmektedir. 50 yaş ve üzeri çiftlerde ise boşanma oranı yüzde 12'nin altındadır.
İşsizlik oranlarının yüksek olması ve ekonomik belirsizlikler, aile içi huzursuzluğun artmasına neden olmaktadır. Örneğin, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, son yıllarda işsiz sayısında artış yaşanması, aile içi çatışmaları artırmış ve boşanmalara yol açmıştır. İşsizlik, maddi sıkıntılar ve geçim derdi, evliliklerde büyük stres kaynağı olabilir ve bu da çiftlerin arasındaki ilişkileri olumsuz etkileyebiliyor.
Kadınların iş gücüne katılımının artması, ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarına ve evliliklerinde daha az bağımlı olmalarına neden olmuştur. Bu durum, kadınların mutsuz oldukları evlilikleri sonlandırma cesaretini artırmıştır. Ekonomik bağımsızlık, kadınların kendi ayakları üzerinde durabilmelerini sağlar ve mutsuz oldukları evliliklerde kalmalarını engeller. Ortay çıkan rakamlar toplumun çekirdeği oluşturan ailenin içinde bulunduğu vahim durumu ortaya koyuyor.
Doğrudur zaman değiştikçe bazı değerler erozyona uğrayabilir. Bunun için devletler önleyici tedbirler alır, destek ve teşvikler uygular. Boşanmalar artıyor. Doğum oranları düşüyor. Yani erimeye doğru hızlı ilerliyoruz.
Sağlıklı bir aile yapısı bir insanın hayatta sahip olabileceği en değerli hazinedir.
Ailenin devamını sağlayacak olan çocuklar için aile çocuğun ilk sosyal deneyimlerini kazandığı yerdir. Çocukların gelişiminde aile yol gösterici ve kuralları öğretici önemli rol oynar. Çocuğun doğru ve yanlışı öğrenmesinde, cinsel kimliğini kazanmasında, davranışlarını kontrol etmesinde, ailenin rolü çok büyüktür. Aile içinde yalnız anne ve babanın görev ve sorumlukları yoktur. Çocuklar da yaş, cinsiyet, kişilik ve yetenekleri doğrultusunda görev almalıdır.
Sevgi, saygı, hoşgörü ve anlayışın hâkim olduğu bir ailede büyüyen çocuk kendini ve çevresindekileri seven, kendisiyle ve hayatıyla barışık, özgüveni yüksek bir birey olarak yetişir. Uyumlu ve özgür bir aile içinde dengeli ve tutarlı ilişkilerle büyüyen çocuk, bir birey olarak yetişkin yaşamına ulaşabilir.
Bir yerlerde yanlış yapıyoruz ve kimse bu yanlışa parmak basmıyor. Bu kanayan yaraya bu gün müdahale edilmese yarın altında kalırız
Melih Cevdet'e sormuşlar "evlilik nedir?" diye. “Eskiden” demiş, “Kız tarafının ve oğlan tarafının ailesi bir araya gelir, yeni çiftin kuracağı yuva için beraber hazırlık yapılır, beraberce yeni ev düzülürdü.
Tabii o zamanlar evler genelde bahçe içinde müstakil evlerdi. O yüzden buna 'evlenmek' denirdi. Şimdi ise yeni evliler apartman dairelerinde yani katlarda oturuyorlar, bu yüzden artık evlilik 'katlanmaktır'...”
Bir genç babasına sorar; ''Baba evlenmek kaça mal olur?'' Baba cevap verir: ''Bilmiyorum oğlum, ben hâlâ ödüyorum.'' Evlilik bu hali almamalıdır. Evlenmeden önce gözünüzü dört açın evlendikten sonra yarısını kapayın!..
Tam 65 yıl... Bunca sene, nasıl evli kaldınız?
Yaşlı çift cevap verir: Bizim zamanımızda kırılan şeyler tamir edilirdi, şimdiki gibi hemen çöpe atılmazdı!..
Aile bir ülkenin var olması en stratejik kurumudur. Yıkılırsa ortada ne devlet kalır ne millet.