ZÜRİH-Son yıllarda İsviçre’de et tüketiminde dikkat çekici bir düşüş yaşanıyor. Watson’ın haberine göre, İsviçre halkı giderek daha fazla etten uzaklaşarak bitki bazlı alternatiflere yöneliyor. Bu trendin arkasındaki nedenler arasında sağlık kaygıları, çevresel etkiler ve hayvan refahına verilen önem yer alıyor.
Et Tüketimi Azalıyor
2020 yılında yapılan bir araştırmaya göre, İsviçre’de kişi başına düşen yıllık et tüketimi 50 kilogramın altına indi. Bu oran, son 30 yılın en düşük seviyelerinden biri olarak dikkat çekiyor. Özellikle genç nesil, vegan ve vejetaryen beslenme tarzını benimseyerek bu değişime öncülük ediyor.
Bitki Bazlı Alternatiflere İlgi Artıyor
Et tüketimindeki azalma, bitki bazlı gıda sektörünün büyümesine de yol açtı. İsviçre marketlerinde artık birçok bitkisel protein kaynağı ve vegan ürün bulmak mümkün. Araştırmalar, İsviçre halkının %40’ının düzenli olarak bitki bazlı alternatifleri tercih ettiğini ortaya koyuyor. Özellikle tofu, tempeh ve bezelye proteini gibi ürünlere olan talep hızla artıyor.
Çevresel ve Sağlık Kaygıları
Et tüketiminin azalmasındaki temel faktörlerden biri de çevre bilincinin artması. Et üretiminin karbon ayak izi, su tüketimi ve ormansızlaşma üzerindeki olumsuz etkileri, tüketicileri daha sürdürülebilir seçeneklere yöneltiyor. Ayrıca, kırmızı et tüketiminin azaltılmasının kalp hastalıkları ve obezite gibi sağlık sorunlarının önlenmesinde önemli bir rol oynadığı belirtiliyor.
Restoranlar ve Süpermarketler de Uyuyor
Gıda sektöründeki bu değişim, restoran menülerine ve süpermarket raflarına da yansımış durumda. Vegan ve vejetaryen menüler giderek yaygınlaşırken, birçok restoran yalnızca bitki bazlı yemekler sunan özel menüler hazırlıyor. Süpermarketlerde ise et ürünlerinin yerini vegan burgerler ve bitki bazlı sosisler alıyor.
İsviçre’deki bu dönüşüm, yalnızca bireylerin beslenme alışkanlıklarında değil, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik ve hayvan hakları konusunda da önemli bir farkındalık yaratıyor. Uzmanlar, bu eğilimin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini ve İsviçre’nin daha sağlıklı ve çevre dostu bir toplum olma yolunda ilerlediğini öngörüyor.