Bu ay İsviçre'de bir kaç ilki birlikte yaşadık. Bunlardan ilki İsviçre Alplerinin 4 bin 478 metre yüksekliğine sahip olan ve dünyada en çok bilinen dağ zirvelerinden Matterhorn'a ay yıldızın yansıtılması oldu. Belki "Ne var bunda?" diyebilirsiniz, Türk bayrağının dışında birçok ülkenin bayrağı ve koronavirüs ile mücadele eden kurumların simgeleri yansıtıldı. Doğru, onlar yansıtıldı.
Fakat Zermatt Turizm Ofisi'nin programında Türkiye yoktu. Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (MÜSİAD) İsviçre Şube Başkanı Şeref Yıldız'ın yakın takibinin ve ısrarlı talebinin bu başarıda büyük rolü olduğunu hatırlatalım. Başkan Şeref Yıldız, Zermatt Turizm Ofisinden olumlu sinyal alarak, İsviçre'de faaliyet gösteren 12 Türk sivil toplum örgütünün logolarını kullanarak, yazı yazarak, bu talebin İsviçre'de yaşayan Türk toplumunu ve Kovid-19 salgınında onlarca ülkeye bilâ-ücretsiz sağlık malzemesi hibe eden Türkiye'deki 83 milyon Türkü ve İsvicre’de yaşayan 100 bin Türk’ü çok mutlu edecek bir jest olacağı dillendirildi ve 24 Nisan'da Türk bayrağı İsviçre'nin en yüksek zirvesine yansıtıldı. Bu başarı birlikte hareket etmenin, yani birlik olmanın bereketidir. İsviçre'de yaşayan bir Türk olarak bize bu gururu yaşatan tüm sivil toplum kuruluşlarına teşekkür ediyoruz.
Diğer bir önemli konu da yine MÜSİAD İsviçre'nin organizesi ve Türkiye'nin Bern Büyükelçisi İlhan Saygılı'nın başkanlığında İsviçre'nin doğusundan batısına kuzeyinden güneyine kadar ne kadar STK temsilcisi ve kanaat önderi varsa video konferans yöntemiyle bir toplantı yapıldı. Bu da İsviçre'deki Türk toplumunun 60 yıllık göç tarihinde bir ilk oldu. Bu kadar geniş katılımlı bir toplantı olması bir yana artık vatandaş devletiyle bir birlik gösterisi yaptı. Bu zamana kadar "küçük olsun benim olsun" gibi küçük hesaplarla bir yere varamadık. Ne Ankara tarafında ne de İsviçre makamları tarafında bir etkimiz veya bir yaptırımımız vardı. Fakat bundan sonra biz birlik ve beraberlik içinde olursan güçlü bir şeklide hem yaşadığımız ülkeye hem de geldiğimiz ana vatanımıza daha faydalı olacağımızı düşünüyorum.
Sayın Büyükelçimiz İlhan Saygılı'nın başkanlığını yaptığı bu toplantıların devamını diliyoruz. Biz de bu toplantılarda yer almak istiyoruz diyenlerin de katılımının ve sayının armasını bekliyoruz. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" zihniyetinde devlet adamlarımız var. Hasta bir Türk vatandaşını doktora götürecek ona araba gönderip aldıracak karnını doyuracak, onun sağlık işlemlerini takip edecek bir devlet anlayışı ve bu anlayışı hayata geçiren diplomatlarımız var.
Biz de medya grubu olarak vatandaşlarımızın derdiyle dertleniyor, seslerine ses olmaya devam ediyoruz. 30 yıla aşkın bir zamandır medya sektöründe İsviçre’deki insanımızla hemhal olduk. Biz de toplumumuzun ihtiyaçlarına cevap vermek için teknolojinin imkanlarını kullanarak İsviçre'deki kanaat önderlerimizle canlı yayınlar yaparak toplumumuzla kaynaştırarak güzel bir sinerji oluşturduk. Yaptığımız yayınlar izlenme, takip edilme ve paylaşılma sayısı ile basılı gazetede yakaladığımız başarıyı sosyal ve görsel medyada da yakalamanın gururunu yaşıyoruz. Aldığımız çok olumlu tepkilerin yanı sıra eksiklerimizi bildiren gerçek dostlarımızın olduğunu da gördük ve her gün daha iyi olabilmek için çalışma içerisindeyiz. Post gazetesi, İsviçre Türk toplumunun bir emeği ve başarısıdır. Bizim başarımız toplumumuzun teveccühü ile yükselmektedir. Sözümüzü mübarek Ramazan-ı Şerif ayının manevi atmosferinden yararlanarak, Peygamber Efendimizin "Birlikte rahmet vardır. Ayrılıkta azâb-ı ilahi vardır" hadisi şerefini hatırlatarak bitirelim.