Malûm Korona günleri..
Umumiyetle evdeyiz..
Bir başka ifadeyle, mecburi ikâmet..
Evde olan ne yapar?..
Hele de bizim gibi eski yazar çizer taifesindense?..
Eski defterleri karıştırır..
Biz de öyle yaptık..
Birkaç kitap geçti elime.. Bir tanesi oldukça ilgimi çekti.. 2009 tarihine götürdü beni..
Yemek uzmanı ve yemek kültürü yazarı Sevim Gökyıldız, Hanımefendinin başarılı bir eseri..
“İstanbul’da 40 Yıllık 40 Lezzet Durağı” adlı çalışmasının ardından İstanbul’un Esnaf Lokantaları’nı da kitaplaştırmış Sevim Hanım..
İstanbul Ticaret Odası’nın o yıllardaki Başkanı kültür duayeni, nezâket timsali, gönül adamı ve Dostlar Divanımızın köşe taşlarından Doç. Dr. Murat Yalçıntaş kardeşimin desteğiyle hazırlanan “İstanbul’un Esnaf Lokantaları” adlı kitabı bir kere daha inceleme imkânını buldum.. Hatıralar debreşti.. O kitabın tanıtım gününe bende davet edilmiştim.. Zaten Murat kardeşim İTO'nun yurt içi yurt dışı pek çok etkinliklerine beni davet ederdi.. Ve o güzel günü bir kere daha hatırladım.. Önce tanıtım töreni gerçekleşmişti, ardından da kitaba konu olan yemekler ikram edilmişti misafirlere.. Lokanta sahipleri ürünleriyle beraber davetlilerin huzuruna çıktılar..
Kitaba konu olan, esnaf lokantaları.. Bir zamanlar aziz İstanbul’umuzun hemen her köşesinde sıkça görülürdü.. Mesela, doğup büyüdüğümüz Fatih'deki tarihi Malta Çarşısı’nda benim hatırladığım 3 - 4 tane esnaf lokantası vardı.. Hatta lokanta olarak da tanımlamazlardı kendilerini.. Ahçı yazarlardı tabelâlarına.. Sonra, fast-food, kebap ve lahmacun kültürü egemenlik kurunca bu lokantaların adedinde azalma oldu.. Ama çok şükür ki bitmediler.. Ve bizler onlara sahip çıktıkça da yaşayacaklar..
Sevim Gökyıldız Hanımefendi gerçekten büyük emek vermiş.. Tarihe vesika olarak kalabilecek fevkalâde bir kitap hazırlamış..
Evet, kitapta yer alan lokantalar yemekleriyle de o akşam davetlilerin hem kalplerinde hem de midelerinde taht kurdular..
Neler neler.. Kuzu gömleğine sarılmış kuş üzümlü ve fıstıklı iç pilâv..
Süt danasından yapılmış tas kebabı.. Arpacık soğanlı et yahnisi.. Sızma zeytinyağıyla yapılmış enginar.. Yer elması.. Çalı fasulye ve yaprak sarma..
Bu yemekler ve daha niceleri, çocukluğumun lezzetini aratmayacak biçimde o akşam İTO salonunda arz-ı endam ettiler..
Kimlerdi o lokantalar?.. Bazılarını sizlerle paylaşayım..
Kadıköy-Yanyalı Fehmi Lokantası.. Beyoğlu-Ağa Lokantası.. Halıcıoğlu-Anadolu Lokantası.. Eminönü-Ankara Lokantası.. Harbiye-Arzu Restoran.. Beşiktaş-Balkan Lokantası.. Sirkeci-Battal Usta.. Beşiktaş-Bolu Et Lokantası.. Çemberlitaş-Bursa Gül Restoran.. Kumkapı-Doyuran Lokantası.. Eminönü-Ege Restoran.. Tophane-Fasuli Lokantası.. Kadıköy-Güler Osmanlı Mutfağı.. Galata-Güney Restoran.. Beyoğlu-Hacı Abdullah Lokantası.. Kapalıçarşı-Havuzlu Restoran.. Üsküdar-Kanaat Lokantası.. Fatih-Kömür Lokantası.. Süleymaniye-Ali Baba Kanaat Lokantası.. Üsküdar-Öz Bolu Lokantası.. Şişli-Pehlivan Lokantası.. Nuruosmaniye-Sefa Lokantası.. Çarşıkapı-Şar Lokantası.. Beşiktaş-Tarihi Hünkâr Lokantası.. Nuruosmaniye-Tarihi Subaşı Lokantası.. Aksaray-Vatan Lokantası.. Tepebaşı-Şahin Lokantası.. Cihangir-Öz Konak Muhallebicisi..
Gerçekten diğer davetlilerle birlikte ben de mest olmuştum o gece..
Netice-i kelâm;
Damak tadı arayan İstanbullu okuyucularım ve de yolu aziz İstanbul’a düşüp lezzete önem veren diğer şehirlerdeki kardeşlerim, bu lokantaları arşivinize kaydedin..
Gün gelir lâzım olur..
Tabi şu salgın hayırlısıyla bir bitse inşallah.. Herkes cıvıl cıvıl mekânları doldursa..
Ancak bu lokantalardan fire verenler var mı?..
Doğrusu onu da ben bilmiyorum..
Vesselâm..