Değerli Okurlar
Ömür sermayemizden bir seneyi daha geride bırakıyoruz.
Yeni yıla girerken bizlere düşen, geçmişin muhasebesini yapmak ve geleceği plânlamaktır. Zaman hızla akıyor, ömür sermayemiz tükeniyor. Günleri “dün” eyledikçe, sayılı günlerimiz azalıyor.
Yılları eskittikçe, hesap gününe biraz daha yaklaşıyoruz. Senenin başında evimizin duvarına astığımız takvimden her gün bir yaprak koparıyoruz. Birer birer kopuyor takvimin yaprakları. Bir de bakıyoruz ki, o kocaman takvim yaprakları tükenmiş, senenin sonu gelmiş. Nasıl da göz açıp kapamak kadar çabucak geçti yüzlerce gün, binlerce saat!
Şair ne güzel ifade ediyor bu hakikati!
“Geldi geçti ömrüm benim, şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle geldi, bir göz yumup açmış gibi”
Biten takvimin yerine bir yenisini asıyoruz. Ömrümüz olursa, onların da tükendiğini göreceğiz.
Bir gün biz de bir takvim yaprağından önce düşeceğiz dünyadan. Biten takvimi yenilediğimiz gibi ömrümüzü de yenileyebilme, uzatabilme imkânımız olacak mı?
Kopan her takvim yaprağıyla birlikte, ömrümüzden bir gün geri gelmemek üzere gidiyor. Belki duvardaki takvimin tükenişinden haberimiz oluyor ama, ya ömrümüzün hızla azalmasından, gün be gün sona doğru yaklaşmasından haberimiz var mı?
Geçen günlerle beraber, aslında ömrümüzün geçtiğini hiç düşünmüyoruz. Bizden önce başkaları için hep böyle oldu, bizim için de böyle olacak.
Başkaları için sıradan olan bir gün, bizim için en büyük göç başlayacak.
Günlerden bir gün nehir kenarında yaşlı bir adam dalgın dalgın hızla akan suya bakıyordu. Genç adam yaklaşıp: “Amca, çok dalmışsın, neye bakıyorsun öyle? ” diye sorunca ihtiyar adam içini çekerek: “Akan ömrüme evladım, akan ömrüme bakıyorum.” der.
Yaşadığımız şu zamanda insan, akıntıya kapılmış gibi yaşıyor. Sel gibi kopup gelen hadiselerin içinde sürüklenip gidiyor. Zaman nehrinin içinde bu güne geldiği gibi, ömrü varsa yarına gidecek ve nihayetinde de ahirete varacaktır.İnsan istemese de bir yolcudur. Yolcu ise gideceği yeri düşünmelidir. Gideceğimiz bir yere adım adım vardığımız gibi, ömrümüzü de an an, gün gün yaşıyoruz. Durum böyleyken ömrümüzü çok uzun zannetmekle aldanıyoruz. Hiç bitmeyecek nazarıyla baktığımız ömrümüzü hoyratça savuruyoruz.
Sahi, insanın ömrü ne kadar?
Bir nehir kadar hızlı mı akar?
En değerli sermayemizden bir seneyi daha bir daha geri gelmemek üzere kaybetmiş durumdayız.
Bir insan olarak, bugünden yarına, bir sene içinde neler yaptık, neler yapamadık, bunların muhasebesini iyi yapmamız gerekir.
Bunu yapmalıyız ki, bize sermaye olarak verilecek olan yeni bir yılı, iyi değerlendirelim.
Geride bıraktığımız sene içinde yaptığımız hata ve kusurlarımızı bir daha tekrarlamayalım.
Sermayelerin en değerlisi ve paha biçilmez olanı, ömür sermayesidir.
Gün, aklımızı kullanma vaktidir.
Yeni bir yıla daha girerken günleriniz, aylarınız, yıllarınız bereketli olsun. Allah herkese sağlık, sihhat uzun ömürler nasip etsin. Yeni yılınız kutlu olsun.