Attığımız Başlıktan Da Anlaşılacağı Gibi, Herşey İstediği Ölçüde Olmuyor İnsanın..
Âmiyane Tabirle; Hayat Arefeyi Gösteriyor Ama Bayramı Göstermiyor..
Ticari Faaliyetlerde De, Tahsil Zamanlarında Da, Aile İlişkilerinde De, Duygu Çerçevesinde De.. Her Yerde.. Her Alanda..
Durum Bu Şekil Ve Şemaildeyken, Bazen Boş Sandalyeye Benzetiyorum Ben Hayatı..
Mesela; Birini Oturtmaya Gönlün Vardır, O Boş Sandalyeye, Ancak Bir Türlü Oturtacak Kimseyi Bulamazsın.. Bazen De Bulursun, Bu Defa Da Bir Bakarsın Sandalyenin Bir Ayağı Kırılmış..
Üzülürsün, Hayat Dersin, Kısmet, Nasip, Dersin, Geçersin..
Sonra Da Ruhunu Dinlendirmek İçin, Oturursun Bir Deniz Kenarına.. Dalar Gidersin.. Gözlerin Ummanı Tarar Durur.. Dünyanın Bir Han, Herkesin De O Hanın İçinde Yolcu Olduğunu Bir Kere Daha Anlarsın..
Bazen Hatıralarını Geçmişle Buluşturursun, Bazen De Hayâllerini Geleceğe Taşımaya Gayret Edersin..
Ve Hayatın Önemli Bir Kısmının Gerçekten Çok Acımasız Flû Fotoğraflardan İbaret Olduğunu Anlarsın..
En Sonunda Da;
"Yalandır Dünyada Bütün Alkışlar..
Bunu Haykırıyor Dikili Taşlar..
Ölümsüz Yolculuk Ölümle Başlar..
Sana Hakk'tan Başka Bir Dost Ne Gerek" Sözüne
"Eyvallah"
Deyip Noktayı Koyarsın..
Evet, Bizde Aynen Öyle Yaptık Ve Her Zamanki Gibi "Vesselâm'ı Da Unutmadan, Yazımızı Bitirdik..
Geceniz Hayırlı Ve Huzurlu Olsun..