Avrupalı Türklerin yakından tanıdığı AP Eski Milletvekili Ozan Ceyhun, Ak Parti İzmir 1. Bölge 5. sıradan milletvekili adayı oldu. Solcu kimliğiyle bilinen Ceyhun, seçim vaatlerinden geçmişe dair “keşke”lerine kadar her şeyi dobra dobra Post Gazetesi’ne anlattı. Ak Parti adayı Ozan Ceyhun milletvekili seçilirse, Avrupa meclislerinin ardından Türkiye’de de meclise giren ilk vekil olacak.
Osman Saka
FRANKFURT – 1960 yılında Adana’da doğan, gençlik yıllarını İstanbul’da geçiren, ancak 1980’de askeri darbe yüzünden anavatan Türkiye’den ayrılmak zorunda kalan, önce Avusturya’ya ardından 1982’de Almanya’ya yerleşen ve Almanya’da iki ayrı parti ile iki kez Avrupa Parlamentosu milletvekili seçilmeyi başaran Ozan Ceyhun, Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekili olarak yaptığı çalışmalarla kamuoyunun takdirini kazanmıştı. Sosyal demokrat kimliğiyle bilinen Ceyhun, AK Parti’nin kurulduğu 2002 yılında partiye karşı çıkışlar yapmıştı. Partinin kuruluşuyla başlatılan negatif propagandanın da etkisiyle eleştirel bir siyaset izlediğini kaydeden Ceyhun, “AK Parti’den ilk olarak çekinmiştim. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da benim karşı görüşte olduğumu biliyordu. Ancak zaman içerisinde, Avrupa siyasetinde üstlendiğim görevler dolayısıyla AK Partili arkadaşları daha yakından tanıma fırsatı buldum. Bana en ufak bir şekilde olumsuz bir tavır sergilemediler. Gördüm ki, bu arkadaşlar bir davaya gönül vermiş, yürekleri Türkiye için atan, tertemiz insanlar. Türkiye’yi layıkıyla temsil ediyorlar ve her platformda dik duruyorlar” dedi.
ERDOĞAN BİR DÜNYA LİDERİ
Sonraki süreçte babası Demirtaş Ceyhun’un ve Recep Tayyip Erdoğan’ın etkisiyle yeniden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak dövizle askerliğini yapan Ceyhun, “Cumhurbaşkanımız beni ve benim gibi birçok kişiyi memlekete kazandırmıştır. Benim başlangıçta milletvekilliği gibi bir düşüncem yoktu. Türkiye için bir nefer olarak hizmet ediyordum. Baktım ki, Türkiye’de başta sağlık sistemi olmak üzere birçok hizmet, Avrupa’daki ülkelerden daha iyi veriliyor. Çözüm süreciyle ülkenin en önemli sorunlarından biri ortadan kaldırılmak üzere. Recep Tayyip Erdoğan, güçlü duruşuyla bir dünya lideri. Ben de AK Parti saflarına geçtim ve bu mücadeleye daha iyi katkı sunmak istedim” şeklinde konuştu.
CHP SOSYAL DEMOKRAT DEĞİL
Türk kökenli vatandaşların Avrupa seçimlerinde daha çok sosyal demokrat partilere oy verdiklerinin altını çizen Ceyhun, “Avrupa’daki sosyal demokrat anlayışla, Türkiye’de sosyal demokrat olduğunu iddia eden CHP’nin anlayışı çok farklıdır. Avrupa sosyal demokrasisi, dine saygılı hatta Hristiyanlığa sahip çıkan, insanların temel hak ve özgürlüklerini savunan, halkçı bir yapıdadır. Türkiye’de ise bunun tam tersi olarak, elit olduğunu iddia eden bir grubun devlet üzerindeki tahakkümünün devam etmesini isteyen bir CHP var. CHP’nin halkın diliyle, diniyle, bütün temel değerleriyle bir derdi var. AK Parti’nin yıllardır başarıyla uyguladığı sosyal yardım politikalarını eleştiriyorlar. Avrupalı herhangi bir sosyal demokratı Türkiye’ye götürün ve bilgilendirin, AK Parti’ye oy verecektir. Çünkü Avrupa sosyal demokrasisini Türkiye’de temsil eden parti AK Parti’dir. CHP ise kesinlikle bir sosyal demokrat parti değildir. Aslında ne olduğunu tam olarak kimse bilmiyor. CHP kimlik bunalımı yaşıyor. AK Parti’nin başarılı sosyal yardım politikalarını eleştirirken, marjinal sol partileri taklit ederek temelsiz saçma vaatler getiriyorlar. Umarım CHP, bu kimlik bunalımından kurtulur ve Türkiye de adam gibi bir muhalefete kavuşur. AK Parti Türkiye için büyük bir şans olarak açık ara tek başına iktidarına devam edecek. Ancak muhalefetin de AK Parti’nin hızına ayak uydurması şart. Dünya uzay çağına geçmişken, hala kardeşlerimizin başörtüsüyle uğraşan bir anlayış, Türkiye’ye zaman kaybettiriyor” dedi.
TÜRKİYE GÜÇLÜ OLMALI
Gençlere çağrıda bulunan Ozan Ceyhun, “Türk olmak çok değerlidir ve Türkiye’nin daha da güçlenmeye ihtiyacı var. Bulunduğumuz ülkelerde varlığımızın hak ettiği şekilde devam edebilmesi için, cumhurbaşkanımıza ders kitaplarında hakaret edilmemesi için, Türkiye’nin, Türk kültürünün ve dinimizin gerektiği gibi değer bulması, hak ettiği muameleyi görmesi için bizim de o ülkelerde yaşama da katılmamız lazım. Ben eğer Almanya’da öylesine oturuyorsam o zaman Almana diyecek bir sözüm olmaz. Elbette ki, ben de bir taraftan tutmak zorundayım. Örneğin, sendikalarda, siyasi partilerde görev almalıyım. Bir yandan Türkiye’deki gerçeklerini anlatırken diğer yandan da Almanya’da yaşıyorsam, çoluğum, çocuğum orada doğup büyüyorsa ve benim ülkem konumuna geldiyse Almanya’nın gidişatına katkı yapmalıyız. Almanya’nın yükünü sırtlanmalıyım. Ama bu demek değildir ki, yalaka, onların uşağı olmalıyım ve onların emrine girmeliyim. Ya da onlara şirin görünmek için Ermenilerle ilgili abuk sabuk açıklamalar yapmalıyım veya diğerlerinin yaptığı gibi iki günde bir Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kötülemeliyim. Böyle olmamalı. Böyle olmaması içinde ben orada olmalıyım. Çünkü ben orada olmazsam diğerleri orada olacak, o zaman benim diyecek sözüm kalmıyor. Bu açıdan gençlerimiz yaşadıkları dili çok iyi öğrensinler, iyi eğitim görsünler, eğitimde gördüklerini toplumla paylaşsınlar. Kökenlerini, kültürlerini unutmadan ama öte taraftan da bulundukları yerde de bir olsunlar” dedi.
ALMANLAR 100 YILDIR NEREDEYDİ?
Ozan Ceyhun, Alman Meclisi’nde kabul edilen 1915 olayları kararına da tepki göstererek “100 yıldır Almanlar neredeydi” sorusunu sordu. Alman Parlamentosu’nda bugün bütün partilerin ortak kararıyla 1915 olaylarının soykırım olarak nitelendirilmesine tepkiler gelmeye devam ediyor. Ceyhun, hem Alman Parlamentosu’nda alınan karara hem de geçmişte birlikte siyaset yaptığı Alman Yeşiller Eş Başkanı Cem Özdemir’e cevap verdi. AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Ceyhun şunları söyledi: Bugün Alman Meclisi’nde Türkler’in, Osmanlılar’ın Ermeniler’e soykırım yaptığını keşfeden Almanlar beni çok şaşırttı. “Bugüne kadar neredeydiler” diye soruyorum. Madem ki Osmanlı İmparatorluğu Almanlarla müttefik halindeydi ve Alman arşivlerinde o tarihlerle ilgili yeterince detaylar olduğunu da biliyoruz. Eğer böyle bir şeyleri biliyorlarsa bu nasıl bir oportünizmdir, nasıl bir sahtekârlıktır ki bugün ifşa ediyorlar. İlk önce bunu sorguluyorum. Siz Almanlar bunları biliyordunuz. Hitler öncesi arşivleriniz de mevcut bugüne kadar niye konuşmadınız? Türkiye’ye panzer satarken, miğfer ve Doğu Alman silahlarını satarken, bunları bilmiyor muydunuz? Araç gereç satarken Türkiye’ye dev yatırımlar yaparken bunları bilmiyor muydunuz? Bunları yaparken hiç mi vicdanınız sızlamadı? Bu safsatalar doğru değil. Federal Parlamento’nun, tüm siyasi grupların bu konuda iş birliği yapması beni şaşırtmıyor. Asıl dertleri galiba rakip bir Türkiye’dir”.
CEM’İN BAKAN OLMA PLANLARI VAR
Federal Meclis’te Yeşiller Eş Başkanı Cem Özdemir’in, “1915 yılında yalnız Ermeniler değil aynı zamanda Asuriler, Süryaniler ve Pontuslu Rumlar da katledildi” sözlerine de değinen Ozan Ceyhun, “Bence Cem eksik söylemiş. Cem Özdemir iyi bilgilendirilmemiş bu konuda. Ben ona yardımcı olayım. ABD’deki Kızılderilileri de Türkler katletti. Afrika’daki siyahilerin köle olarak dünyanın dört bir yanına satılması ve siyahilerin çok sayıda katli, Cezayir’deki Cezayirlilerin katledilmesi, örneğin Yunanistan’daki Batı Trakya’daki Müslümanların inim inim inletilmesi, ezilmesi hatta belki Cem Özdemir bilmiyordur, onun ataları Çerkezleri katledenler Türklerdir. Cem Özdemir öyle bir açıklama yapmıştır ki bütün katliamların hesabını bizim atalarımıza yükleseydi hiç şaşırmazdım. Bir yerden sonra ciddiye alınacak hali kalmıyor. Cem Özdemir bu konuşmaları yaparak eminim günün birinde Almanya’da bakan olmayı hesaplıyordur. Kendi bileceği şey. İnşallah Almanya’da bakan da olur, daha büyük mertebelere de gelir ama şunu bilsin ki Almanya’da veya Türkiye’de veya Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklerin hiçbir zaman için artık bakanı olmayacaktır. Cem Özdemir, Almanların ve de Türkiye ile sorunlu, Türkiye’yi sevmeyen Türkiye ile dertli Almanların bakanı olabilecek ve bunun için bu kadar koşturuyor, bu konuşmaları yapıyorsa da ne diyeyim; Allah kurtarsın” açıklamasında bulundu.