Zaman zaman eski yazılarımı gözden geçiririm; geçmişte neler yazmışız, şimdi hangi yoldayız diye düşünürüm. Genellikle büyük bir fark göremem; düşüncelerimizde de pek bir değişiklik olmaz. On beş yıl kadar önce kaleme aldığım bir yazı da bunlardan biri. Adamlık üzerine yaptığım bir değerlendirme, bugün de geçerliliğini koruyor ve hatta daha da anlam kazanmış durumda.
İnsanoğlu gerçekten ilginç bir varlık. Aşırı dünyevileşme sonucunda doğruların farkına varamıyor, hatta bilinçli olarak görmezden geliyor. Bir makama, mevkiye ulaşma uğruna, geçmişte savunduğu manevi değerlerin yok olmasına kayıtsız kalabiliyor. Ne için? Sadece dünyevi menfaatler için. Üstat Cengiz Numanoğlu’nun dizelerinde de bu durum güzelce özetleniyor: “Fakirdik ve lâkin haddi bilirdik… Üç kuruş gördük, sanki delirdik…”
Bu mesele, aslında özeti bu olan bir durum. Dün inançlı birer mücahit olanlar, bugün birer müteahhit olmuş durumda. Elbette insanlar iş dünyasında başarı elde edebilirler, fakat önemli olan geçmişlerini unutmamak, istikametlerini kaybetmemek, adamlıktan ödün vermemektir.
Makam sahibi olmakla adam olmak arasında büyük bir fark vardır. Adam olmak zordur; ama ahbap, hemşehri veya diğer vasıtalarla makam sahibi olmak oldukça kolaydır. Mevki, para ve şöhret, insan için büyük bir imtihandır. Bu imtihanı hakkıyla geçenlerin sayısı azdır. Çoğunluk ise bu sınavda sınıfta kalır. Çünkü altyapıları zayıftır, geldikleri yeri sindiremezler ve dünya nimetlerinin parıltısı arasında kaybolup giderler.
Adam olmanın en önemli göstergelerinden biri de ağızdan çıkan sözdür. Verilen sözün tutulması, adamlık vasfına sahip olanlar için büyük bir değer taşır. Adam olan kişinin sözü tesirlidir, muhatabının gönlünde yer bulur. Bu kişiler aynı zamanda kemal ehli insanlardır; her zaman hayırla anılırlar. Allah dostlarından ve önemli din âlimlerinden Sadık Solakzade’nin dediği gibi: “Kelâmın fıdda(gümüş) ise sükutun olsun zehep(altın)… Kemâl ehli kemalâtı sükut ile buldu hep…”
Bu söz, susmanın önemini ve kemale ermenin yolunu anlatır. Boş konuşanlar karşısında susmak her zaman daha evlâdır. Kişiyi dış görünüşüne bakarak adam zannedebilirsiniz, fakat gerçek karakteri, ekonomik, siyasi veya sosyal ilişkilerde ortaya çıkar. Ve genellikle o kişinin iç yüzü çok geçmeden belli olur.
Bu tespitler uzar gider. Ancak bunları kimseye nasihat olarak sunmuyorum, çünkü nasihat dinleyen bir toplum değiliz. Nasihat pahalıdır ama alıcısı pek yoktur. Yine de bunları önce kendi nefsime söylemiş olayım.
Son olarak, Rabbim hepimizi, gerçek anlamda adam olanlardan eylesin.