Esasen Cenevre'deki YTB etkinliği ve Göçün 50. Yılı kapsamında dağıtılan ödüllerle ilgili uzunca ve baya ağır sert eleştiri içerikli yazı yazmıştım. Topluma hizmet edenler ya da hizmet ettiği söylenenlerle ilgili. Bu organizasyonla ilgili oluşan tepki ve rahatsızlıklar öyle böyle değil...
Yazıyı bazı nedenlerle şimdilik rafa kaldırdım. YTB'nin sınıfta kaldığı göçün 50. Yıl programıyla ilgili o yazıyı vakti zamanı gelince tekrar ısıtırız.
Geçtiğimiz ay Ulusal seçimleri geride bıraktık. Yeşiller Partisi'nin de bakanlık hayali bir sonraki bahara kaldı. Aslında Yeşiller gibi bizim de siyasete olan ilgimiz de bir sonraki bahara kadar rafa kalktı.
Ulusal seçimlerden bir kaç hafta önce, seçimlerle ilgileniyor gibi olduk. Bir kaç Türk Adayı destekledik ya da destekler gibi olduk. Seçimler bitti her şey rafa kalktı.
Şimdi dört yıl sonraki ulusal seçimlerden bir kaç hafta öncesine kadar kimse bu konuyla ilgili bir çalışma yapmayacak. Nereden mi biliyorum?
Bundan önce yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatı dermişim. Oysa 4 yıl sonraki Ulusal Seçimlere hazırlanacak bir Türk aday şimdiden belirlenmeli. Hem adayın kendisi hazırlanmalı hem STK'lar bu aday üzerine çalışmalı. Sonra ''bizim Aday başaramadı- beceremedi'' laflarını bundan sonraki yıllarda da duymaya devam ederiz.
Ama yumurta ucuna gelince harakete geçmeye gelince haraket etmeye alışkın olduğumuz için, buna da şaşırmamak lazım.
Ancak tam da bu noktada başka bir soru aklıma takılıyor.
Zaman zaman sosyal medya paylaşımlarında ''falanca STK'yı ziyaret ettik'' ya da ''Falanca STK bize ziyarete geldi'' gibi paylaşımlar okuyorum. Artık öyle bir hale gelindi ki, dernek denilmeyecek kuruluşa da, şube ya da vakıfa da, temsilciliğe de, bir siyasi partinin İsviçre temsilciliğine de STK deniliyor. Gerçek manada STK denilecek yapıya da dernek diyoruz. Ayrıca kendine STK dedirtmeye ve STK diye lanse edilmeye o kadar da meraklı kurum ve insan sayısı var ki, bazen hayretler içinde kalıyorum.
Aslında önce STK nedir buna bir bakalım. Bu konuda gerçek anlamda düzgün çalışmalar yaparak STK'lığın hakkını veren yapılar var. Hem dini hem maneviyata yönelik çocukların eğitimi, hanımların bilgilendirlmesi, sosyal ve uyum konularında gençlere ve üyelerine yönelik geniş yelpazede güzel çalışmalar yapan STK'lar var. Bunların hakkını verelim.
'Sivil toplum örgütü (STK) nedir?' sorusunun yanıtıyla başlayalım. Bu soruların yanıtını okuduktan sonra İsviçre'de gerçek manada kaç STK var, STK sandığınız kurumların gerçek manada kaçı STK, kaçı şube, kaçı vakıf veya dernek, kaçı temsilci siz karar verin.
Alltaki STk kriterlerine uygun kaç tane STK var İsviçre'de?
Vikipedi'nin STK tanımlaması aynen şöyle:
“Sivil toplum kuruluşları ya da sivil toplum örgütleri, resmi kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan...
Politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi faaliyetleri, ikna ve eylemlerle çalışan...
Üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kar amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar veya üyelik ödemeleriyle sağlayan kuruluşlardır.”
Peki, görevleri nelerdir?
* Siyasi, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçlar doğrultusunda çalışmalar ve eylemler yapmak.
* Devletin gücünün yetersiz kaldığı konularda araştırma, tesis ve hizmet sağlayarak açığın ve gecikmenin kapanmasına yardımcı olmak.
* Ülke vatandaşlarının seslerini duyurmalarını, sorumluluk almalarını ve devletle kurdukları örgütü diyoloğa geçirmeyi sağlamak.
* Toplumsal anlamda bilinçlendirme ve eğitim çalışmaları yapmak.
* Toplumun zararına olan etkenlerin ortadan kaldırılması için mücadele etmek.
* Halkın çıkarlarını ve haklarını korumak için çalışmalar yapmak.
Vs... Vs...
En son bölüm ''Halkın çıkarlarını ve haklarını korumak için çalışmalar yapmak'' bölümünü okuyunca, yakın zamanda gurbetciler için dövizle askerlik borçlanmasının 3 katına yükseltilmesi geldi aklıma. Bunun yanında diğer ciddi değişiklik ise gurbetçilerin sigortalılık statülerinin SSK'dan Bağ Kur'a geçirilmesi. Görünüşe göre durum daha da kötü olacak. Yakında geriye dönük başvurusu yapıp maaş bağlanmayanların da bu hakları alınacak gibi. Çifte vatandaşların askerlikten muafiyeti de kaldırıldı. Bir İsviçre vatandaşının başka bir ülkede askerlik hizmeti yapması da ayrıca suç.
Şimdi buna karşı kim ne yaptı?
Türkiye'ye telefon götürme meselesini hadi geçtik neyse..
Biz bu konuları gazetemizin manşetinden duyurduğumuzda bir anda ''Hükümet düşmanı'' ilan edildik. STK'ların en önemli misyonlarından birisi halkın çıkarlarını ve haklarını savunmak. Bu ülkede yaşayan vatandaşların STK'lardan en başlıca beklentileri onların haklarını savunmak ve korumaları. Şimdi acaba bu konuda gurbetcilerin - vatandaşların hakkını savunmak adına kaç STK girişimde bulundu? Bu konuda girişimde bulunanlar lütfen bildirsin, gelecek sayıda köşemden bunu duyuracağım.
2020 yılının, tüm insanlığa hayırlar getirmesini, Dünyada, barış, huzur, sağlık,hoşgörü, birlik, beraberlik, bereketli ve sorunsuz bir yıl olmasını dilerim.