2018’de Avrupa’yı en çok bu konular meşgul edecek

Avrupa’ya 2018’de ekonomi, terör ve sığınmacı gibi sorunların yanı sıra koalisyonlar, seçimler ve ayrılıkçı hareketler damga vuracak.

Orta Avrupa’nın en önemli gündem maddesini kronik koalisyon görüşmeleri ve kurulacak hükümetler, İspanya, Fransa ve İngiltere’yi ise ayrılıkçı hareketler meşgul edecek. İtalya, Macaristan ve Balkanların gündeminde ise yerel ve genel seçimler var.     

Eski kıtanın batısından doğusuna, güneyinden kuzeyine 2018’de en çok üzerinde durulacak konular ülkelere göre şöyle:     

AVUSTURYA

Avusturya’da 2017’nin ekim ayındaki erken genel seçimlerin ardından başlayan merkez sağ Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ve aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) koalisyon görüşmeleri sonucu kurulacak hükümet, 2018’de en çok konuşulacak konuların başında yer alacak. 13 yıl sonra ülkenin yönetimini üstlenecek iki partinin oluşturacağı hükümet, şimdiden kaygılara neden olurken özellikle aşırı sağcı parti saflarında meclise giren ve Neonazi oluşumlara yakınlığıyla bilinen isimlerin bakanlıklarda görev alması durumunda sert tartışmalar ve kitlesel gösterilerin yaşanacağı tahmin ediliyor. Her iki partinin koalisyon pazarlıkları çerçevesinde hemfikir olduğu sığınmacı ve göçmen karşıtlığı, eğitim ve güvenlik gibi konulardaki yeni sert düzenlemeler, 2018’in ülkede yaşayan başta Müslümanlar olmak üzere azınlıklar açısından  zor geçeceği yorumlarına yol açıyor. 2018’de Avusturya gündemini meşgul edecek ikinci konu ise ülkenin 3’üncü kez AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nı üstlenecek olması. Bulgaristan’ın ardından 1 Temmuz’da dönem başkanlığını üstlenecek ülkenin önceliklerini terör ve şiddet yanlısı aşırıcılıkla mücadele, AB’nin küresel stratejisinin belirlenmesi ve Akdeniz’deki göçmen hareketliliği ile mücadele oluşturacak.     

ALMANYA

Almanya’da 2018’in en önemli gündem maddesini, koalisyon hükümetinin kurulması oluşturacak. Sonbaharda koalisyon hükümetinin küçük ortağı CSU merkezinin bulunduğu Bavyera eyaletinde eyalet meclisi seçimi yapılacak. Bu seçimde CSU’nun az oy almasının Almanya’nın federal iktidarına da etkisinin olması bekleniyor. Almanya’da şubat ayında hem Berlinale Film Festivali hem de Münih Güvenlik Konferansı, uluslararası medyanın ilgiyle takip edeceği iki etkinlik olarak göze çarpıyor.  Ayrıca, 2018’in ağustos ayında Berlin’de Avrupa Atletizm Şampiyonası da yapılacak.     

BELÇİKA

NATO, AB Komisyonu, Konseyi ve Parlamentosu’na ev sahipliği yapan Belçika’nın başkenti Brüksel’in 2018 gündemine NATO’nun Brüksel Zirvesi’nin damga vurması bekleniyor.  NATO’nun iki yılda bir düzenlediği ve tüm müttefiklerin devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getiren zirve, Temmuz 2018’de Brüksel’deki yeni NATO karargahında düzenlenecek. Zirvede NATO’nun Açık Kapı Politikası, komuta yapısı, AB-NATO iş birliği ve terörle mücadele konularının ele alınması bekleniyor. NATO bünyesinde her yıl rutin düzenlenen NATO Savunma Bakanları ve NATO Dışişleri Bakanları toplantıları gerçekleşecek.  AB Liderler Zirvesi, mart, haziran, ekim ve aralık ayları olmak üzere 4 kez düzenlenecek. İngiltere’nin AB’den ayrılmasına ilişkin Brexit müzakerelerinde ikili ilişkilerin geleceğini tesis edecek olan ikinci aşamaya yönelik müzakereler, yıl boyu Brüksel’de devam edecek. Tarafların Ekim 2018’e kadar, İngiltere’nin Mart 2019’da birlikten ayrılmasını sağlayacak anlaşmaya varması gerekiyor. Belçika genelinde ise 14 Ekim’de yapılacak yerel seçimler, bir sonraki yıl gerçekleştirilecek genel seçimlerin yönünü belirleyecek. Yerel seçimlerde yine birçok Türk kökenli aday yarışacak.

HOLLANDA

Hollanda’da ülke gündemine 21 Mart 2018’de gerçekleştirilecek yerel seçimler damgasını vuracak. Özellikle bir önceki yerel seçimlerde yalnız iki belediyede aday gösteren Geert Wilders’inin lideri olduğu aşırı sağcı ve ırkçı Özgürlükler Partisinin (PVV) bu kez 60 belediyede seçimlere girmeyi hedefliyor olması, 2018 yerel seçimlerinin tahmin edilenden daha çekişmeli geçmesine yol açacak.  Ayrıca, ilk defa yerel seçimlere katılacak Türklerin kurduğu Denk Partisi’nin de hedefinde 12 belediyenin olması, ülkede yaşayan azınlıklar açısından heyecan oluşturacak. Hollanda’da 2017’de rekor uzunlukta sürede kurulan koalisyon hükümetinin pamuk ipliğine bağlı olması, 2018’i meşgul edecek bir başka konu başlığı halinde öne çıkıyor.     

İSPANYA 

İspanya’nın ayrılıkçı girişimlerinden dolayı en önemli sorunu olarak öne çıkan Katalonya, 2018 yılında da ana gündemde kalmaya devam edecek. İspanya ulusal birliğini tehdit eden Katalonya krizinin çözümü veya çözümsüzlüğü, ülkenin siyasi ve ekonomik istikrarının kaderini belirleyecek temel etken olacak. 21 Aralık’ta yapılacak erken yerel seçimlerin ardından Katalonya yerel parlamentosunda oluşacak yeni dağılımda bağımsızlık yanlısı siyasi partilerin konumu kilit önem taşıyacak.  Bağımsızlık yanlısı üç siyasi partinin mevcut konumlarını koruyup yerel parlamentodaki çoğunluğu tekrar elde etmeleri halinde 21 Ekim’de ilan edilen tek taraflı bağımsızlık kararıyla ilgili talepleri doğrultusunda İspanyol devletine baskılarını artırmaları, kuvvetle muhtemel gözüküyor.  Katalonya kriziyle bağlantılı olarak ana muhalefetteki Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) tarafından ortaya atılan İspanya’daki 17 özerk yönetimin statülerinin güçlendirilmesini öngören anayasal reform tartışmaları da 2018 yılının siyasi açıdan diğer bir önemli maddesi olacak.  Azınlık hükümetiyle iktidarda olan sağ görüşlü Halk Partisinin anayasanın değiştirilmesine karşı tutumundan dolayı anayasal reform çalışmalarında herhangi bir yol katedilmesi beklenmezken böyle bir durumun ülkeyi siyasi belirsizliğe iterek, bir kez daha erken genel seçimin gündeme gelmesi olasılığı bulunuyor. Ayrıca, ekonomide yaşanacak yeni bir istikrarsızlık, işsizlik sorunu ve yasa dışı göç konularının da İspanya’nın 2018 yılındaki gündeminde yer alması bekleniyor.     

FRANSA

2017’yi seçimler, siyasi skandallar ve ülke tarihinde az görülen değişimlerle geride bırakan Fransa, yeni yılda dünya ve Avrupa sahnesinde daha güçlü yer edinmek için hamleler yapacak. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, seçim stratejisi haline getirdiği AB’yi güçlendirme ve geliştirme projesine 2018’de hız verecek. Fransa’da terör saldırıları ve ekonomik krizlerle anılacak son iki yılın ardından hükümet, hem terörle mücadele hem de mali politikalarda istediği değişiklikleri gerçekleştirdi. Paris yönetimi, yeni yılda terör örgütlerinin finansmanı ve mali kaynaklarını kurutma konulu uluslararası zirveye ev sahipliği yapacak. Fransa seçimleri bitmiş olsa da seçim ve referandum konuları, 2018’de de Fransız halkının gündeminde olacak. Akdeniz’deki Korsika Adası’nda yapılan ve ulusalcı-bağımsızlık yanlılarının zaferiyle sonuçlanan bölgesel meclis seçimi sonrası, adanın “yeni bir Katalonya” krizine dönüşebileceği sinyalleri mevcut.  Dünyanın en önemli nikel madeni üreticilerinden Fransa’ya bağlı Yeni Kaledonya’da bağımsızlık sürecini başlatacak “kendi kaderini belirleme referandumu”, sonbaharda yapılacak.     

İTALYA

Mart ya da nisan ayında olağan parlamento genel seçimlerinin yapılması bekleniyor. Seçimler öncesinde ülkedeki son kamuoyu yoklamalarına göre, merkez solda öne çıkan iktidardaki Demokrat Parti, ana muhalefet 5 Yıldız Hareketi’nin oy oranları birbirine yakın gözükmekle beraber, merkez sağdaki Forza Italia’nın sağ ve aşırı sağdaki diğer partilerle ittifak yapması durumunda iktidar şansının daha yüksek olduğu ifade ediliyor.  Katolik aleminin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus’un, 15-22 Ocak tarihlerinde Şili ve Peru’ya gerçekleştireceği resmi ziyaretin yanı sıra ülkede ağustos ayında düzenlenecek 75’inci Venedik Film Festivali, 2018’in kültür sanat açısından en önemli gündem başlığı olacak.     

İNGİLTERE

Geride kalan yıla Brexit müzakereleri, terör ve iktidar partisinin zayıflayarak çıktığı erken seçim damga vururken her üç başlık da 2018’in başlıca gündem maddeleri olmayı sürdürecek. Geçen yıl yapılan referandumla Brexit kararı alan ülke, AB ile yürüttüğü ayrılık müzakerelerini 2018’de büyük ölçüde tamamlamak zorunda. Bununla birlikte, AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile Kuzey İrlanda arasındaki sınır sorunu ve İngiltere’nin AB’ye mali taahhütlerinden kaynaklanan ödemelerin meblağı, İngiliz iç siyasetini doğrudan ilgilendiren sorunları teşkil ediyor.  İrlanda Cumhuriyeti ve AB, fiziki bir sınıra karşı tutumunu sürdürürken böyle bir sınırın yokluğunda Gümrük Birliği ve Ortak Pazara üyeliğin Kuzey İrlanda üzerinden sürmesi olasılığı “sert Brexit” yanlılarının tepkisini çekiyor. Brexit referandumu süresince AB’den ayrılmanın, İngiltere’nin birliğe yapageldiği mali katkıları artık sosyal güvenliğe ve sağlık hizmetlerine ayırma imkanı vereceği propagandasını yapan ayrılık taraftarları, şimdi AB’ye ödenmesi gündeme gelen milyarlarca euroluk faturadan dolayı zor durumda. 50 ila 100 milyar euro arasında değişen meblağın AB’ye ödenmesi durumunda, May hükümeti de “sert Brexitçi”ler de bunu kamuoyuna izahta güçlük çekecek.   

Ülkenin iç istihbarat teşkilatı MI5’ın Başkanı Andrew Parker’ın geçen yıl kasım ayında yaptığı terör uyarısının ardından İngiltere’de kısa aralıklarla 5 büyük terör saldırısı yaşandı. Bu saldırıların 2018’de de sürebileceğinden korkuluyor. Haziran ayında gittiği erken seçimde tek başına iktidar çoğunluğunu kaybeden ve DUP’un desteğiyle azınlık hükümeti kuran May’in 2018’i başbakan olarak tamamlaması, zayıf ihtimal olarak görünüyor. May hükümeti, kasım ayında iki bakanın istifasıyla sarsıldı. May’in en güçlü destekçilerinden Savunma Bakanı Michael Fallon, adının karıştığı cinsel taciz iddiaları nedeniyle istifasını verirken Uluslararası Kalkınma Bakanı Priti Patel, İsrailli yetkililerle yürüttüğü gizli görüşmelerin ortaya çıkmasıyla istifaya mecbur kaldı. İngiltere’de ilkbahar aylarında yeniden bir erken seçime gidilmesi kuvvetle muhtemel. Böyle bir durumda iktidardaki  Muhafazakar Partinin yola son erken seçimde büyük darbe alan May’le devam etmeyeceği öngörülüyor.     

BULGARİSTAN    

2018 gündeminin en önemli maddesi, ülkenin 1 Ocak ila 30 Haziran tarihlerinde AB Konseyi Dönem Başkanlığı olacak. Hükümet, başkanlık döneminde Batı Balkanlar’ın AB’ye entegrasyon sürecine destek vermeyi planlıyor. Bu desteğin belki en önemli boyutu, Balkan ülkelerinin de AB’nin takviyeli ücretli olmayan roaming alanına katılması olacak.  Başbakanı Boyko Borisov, 2018 yılının başında Türkiye’yi ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İstanbul’da Türkiye’nin restore ettiği ve dünyada tek olan Aziz Stefan Ortodoks Kilisesi’nin açılışına katılacak.     

MACARİSTAN

2018 yılında bekleyen en önemli gelişme, nisan ayında düzenlenmesi planlanan parlamento seçimleri olacak. Muhalefet partilerinin seçimlere az bir süre kalmasına rağmen ortak bir platformda buluşamaması nedeniyle, 2010 yılından beri hükümette bulunan Viktor Orban’ın genel başkanlığını yaptığı Macar Yurttaş Birliğinin (FİDESZ) nisan ayında gerçekleşecek seçimlerden birinci parti olarak çıkması bekleniyor.  İzlediği sert sığınmacı siyasetiyle gündeme gelen ve AB Komisyonu tarafından “hukukun üstünlüğü ilkesi, demokrasi ve temel hakların ciddi derecede bozulduğu” gerekçesiyle Avrupa Adalet Divanına sevk edilen ülkenin, 2018’de de AB ile kriz yaşamaya devam etmesi bekleniyor.  Ukrayna’nın eylül ayında eğitim kanununda yaptığı değişiklik nedeniyle ülkede yaşayan Macar azınlığın haklarının ihlal edildiğini öne süren, olayı AB ve NATO’ya da taşıyan Macar hükümetinin, bu ülkeye karşı tutumunda değişiklik yapması beklenmiyor.     

BOSNA HERSEK

2018 yılında Bosna Hersek kamuoyunu en fazla meşgul edecek gündem maddesi, devlet başkanlığı ve parlamento seçimleri olacak. Milliyetçi söylemlerin her zaman oy getirdiği ülkede, seçim kampanyaları sırasında ve seçim sonrasında etnik gerginliğin yükselmesi de kaçınılmaz görünüyor. 2014 yılında yapılan genel seçimde ve 2016 yılında yapılan yerel seçimde milliyetçi partiler sandıktan galip çıkmıştı, 2018’deki seçimde de benzer sonuç bekleniyor.  Devlet Başkanlığı Konseyinin mevcut üyelerinden Bakir İzetbegovic, iki dönem bu görevi yaptığı için yasaya göre yeniden aday olamayacak. Ülkedeki en büyük Boşnak partisi konumundaki Demokratik Eylem Partisinin (SDA) kimi aday göstereceği en büyük merak konusu.

KARADAĞ

Karadağ’da da cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Üç dönemdir cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Cumhurbaşkanı Filip Vujanovic’in görev süresi ilkbaharda dolacak.  Seçim tarihi hala açıklanmazken ilkbahar aylarında yapılması beklenen seçimin ciddi bir muhalefet-iktidar krizinin yaşandığı ülkede yeni gerginlikleri de beraberinde getirebileceği ifade ediliyor. 2016 yılındaki genel seçimde batı yanlısı Demokratik Sosyalist Parti (DPS), sandıktan galip çıksa da en güçlü muhalif kanat konumundaki Rusya yanlısı Demokratik Cephenin (DF) meclis çalışmalarını boykot etmeye devam etmesi, ülkeyi iki yıldır ciddi bir siyasi krize itiyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de Batı ve Rusya yanlılarının bir kez daha karşı karşıya gelmesi kaçınılmaz görünüyor. Yıl sonuna kadar seçim tarihinin belirleneceği öngörülen Karadağ’da cumhurbaşkanlığı adaylıklarının da seçim tarihinin netleşmesinin ardından açıklanması bekleniyor. Milo Djukanovic’in, cumhurbaşkanlığı için en güçlü aday olabileceği ifade ediliyor.     

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Avrupa Haberleri