Bizim devlet geleneğimizde "Hakkı olanın hakkı verilir, Baş kaldıranın başı alınır" “Başı alınır” derken gerekli cezayı verir demektir. Binlerce yıllık geçmişi olan Türk devletlerinin tamamı 15 Temmuz ihaneti gibi bir ihanet görmemiştir. Kim ne derse desin bu ihanetin ne affı olan ne da kabul edilir bir tarafı var. İhanete alet olan fakat neye hizmet etmediğini bilmeyen bir çok zavallı bu ihanetin en ağır bedelini ödemelerine rağmen, fitne zamanında alınan kararlar ve uygulamalarda kurunun yanında yaş da yanıyor. Hatta umumi olarak gönderilen bela ve musibetlerde bile suçlularla birlikte masumlarında helak olduğunu tarih kitaplarında görmekteyiz.
15 Temmuz öyle bir musibet ki utanmadan bazı muhalifler, bunun bir oyun olduğunu bile söyleyecek kadar ileri gidebiliyorlar. Bunlar, kalkışmaya kalkan ve onlara akıl veren elebaşları kadar suçludur ve bunlar hala aramızda dolaşıyorlar. Kim ne derse desin, eğer 15 Temmuz gecesi Türk milleti sokaklara çıkmayıp sessiz kalsaydı, bu gün müstemleke olarak başımızda işgal kuvvetleri komutanları olacaktı. Belki isimleri bizde olacaktı, lakin ruhları satılık olacaktı.
Bunun için 15 Temmuz’un hazırlığını yarım asır önceden başlatan zihniyeti, ülkemizden Türk ve İslam dünyasından kazımalıyız. Dini kullanarak kılcal damarlarımıza kadar giren bu habis mikroplara karşı dinin gerçeğini öğreterek ancak başa çıkabiliriz.
Bu örgüt dini istismarın yanı sıra Türkçemizi, eğitim sistemimizdeki açığımızı fırsat bilerek örgütlendi. Biz ise eğitim konusundaki çıkmazlarımızı görmezlikten geliyoruz. Devletin okullarını tercih eden öğrenciler her geçen gün azalıyor. Öğrencinin yerine müşteriler almaya başladı. Yani tehlikenin yeşerdiği her bataklık kurutulmalı ve devlet bir daha bataklıklar oluşmaması için eksikliklerini tamamlamalıdır. Türk devleti var olduğu müddetçe böyle bir ihanet yaşamamak için ne gerekiyorsa yapmalıdır. Geçmiş darbeleri hesap ederek sokağa çıkanların sonlarının nasıl olacağını bu millet canı pahasına ortaya koydu. Bundan sonrada koyacaktır.
15 Temmuz’u gelecek nesillere anlatmak için belgeseller filimler kitaplar yayınlanmalı, eğitim müfredatımıza 15 Temmuz hain darbe girişi özel ders olarak okutulmalıdır. Hiç bir şeye yaşandı bitti gibi yaklaşamayız. Bu tehlike dün nasıl varsa bu günde aynen devam ediyor. Fırsat buldukları anda yine aynı kalkışmaya aynı ihanete tevessül ederler. Allah bunlara fırsat vermesin. Bunlar hala Sayın Cumhurbaşkanımızın dönemi bittikten sonra kaldıkları yerden hareket edeceklerini hesaplıyor ve çalışmalarını o derece gizlilik içinde yapıyorlar. Bunun için her an uyanık olmalıyız. Tehlike geçmiş değil. Bu hain darbe girişiminden sonra Türkiye onlarca darbe girişimi ile karşılaştı. Ekonomik, siyasi ve toplumsal birlik beraberliği bozmak için onlarca iç ve dış bağlantılı eylem yapıldı. Çok şükür hepsi atlatıldığı gibi, kılcal damarlarımızdan bu cerahati attıkça Türkiye daha hızlı büyümeye başladı. Ekonomi de olduğu gibi askeri alanda da başarılarımızı bütün dünya konuşuyor. İnşallah daha da yükselecek ülke olarak insanlığa umut olacağız.
Allah vatan hainlerine fırsat vermesin. FETÖ ne ise PKK'da DEAŞ'te aynıdır. Aynı değerlendirilmelidir. 15 Temmuz gecesi canları pahasına bu hain direnişe dur diyerek hayatlarını kaybeden şehitlerimize rahmet diliyoruz. Gazilerimize sağlık sıhhat ve afiyetler ve sokaklara çıkarak tankları durduran kahraman Türk halkına sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz.
İyi ki varsın Ömer Halisdemir. İyi ki varsın Eren Bülbül.