MÜSLÜMANLARA YÖNELİK İBADET YASAĞI REDDEDİLDİ

MÜSLÜMANLARA YÖNELİK İBADET YASAĞI REDDEDİLDİ

Tessin`de “Müslümanlara açık alanda ibadet yasağı” önerisi Tessin Parlamentosu`nda oy çokluğuyla reddedildi. Yasağın Kanton Parlamentosu`nda reddedilmesinde, İsviçre Türk Federasyonu`nun Kanton parlamenterleriyle yaptıkları görüşmelerin büyük etkisi oldu

Cemil Baysal / TİCİNO ( Değerlendirme ve HABER - POST ÖZEL) - Tessin`de geçtiğimiz hafta çok tartışılan “Ticino Ticinistan olmamalı” şeklinde kampanyalarla siyasi gündeme oturan “Müslümanlara açık alanda ibadet yasağı” getirecek öneri Tessin Parlamentosu`nda oy çokluğuyla reddedildi. İlk olarak öneriyi ön komisyon reddetmişti. Şimdi de Tessin Parlamentosu öneriyi 21 evet oyuna karşı 52 hayır ve 5 çekimser oy ile reddetti. SVP temsilcileri, Lega dei Ticinesi partisinin büyük çoğunluğu ve 2 Yeşiller temsilcisi öneriyi destekledi. Yasağın Kanton Parlamentosu`nda reddedilmesinde, İsviçre Türk Federasyonu`nun Kanton parlamenterleriyle yaptıkları görüşmelerin büyük etkisi oldu.Önerinin sahibi Ghiringhelli 2020 Mart ayında konuyu halk oylamasına taşımayı hedefliyor.

 "Olmayan Bir Sorun" için yasaya gerek yok denildi. Tessin Kanton Parlamentosunun çoğunluğu salı günü “Müslümanların sokakta namaz kılmasını yasaklayan” bir dilekçeyi reddetti. Bu fikrin sahibi Giorgio Ghiringhelli, davası için mücadeleye devam edeceğini açıkladı. Konunun yakında ulusal politika haline gelmesi bekleniyor.

--Türk Federasyonu´ndan Duyuru –

namaz-5.jpg

Tessin Parlamentosu`nun öneriyi reddetmesi sonrası İsviçre Türk Federasyonu bir duyuru yayımladı.

Federasyon Başkanı İrfan Okutan imzalı duyuruda;

“Fatiha süresine atıfta bulunularak, değişik yerlerde açık alanlarda namaz kılan bir takım kişileri örnek göstererek, açık alanlarda ibadet yapılmasına ve “FATİHA SÜRESİ”nin beyin yıkama, Hristiyanlara ve Yahudilere kin ve nefret duyguları yaratmasına dem vurularak yasaklanması yönündeki önerge, Federasyonumuzun ve bağlı Ticino ve çevresi Türk-İslam Kültür Ocağımızın kıymetli başkanı ve değerli arkadaşlarımızın etkin çalışmaları (Kanton Parlamentosu Milletveilleri ile yapılan görüşmeler ve ikna çabaları) sonucu 52 hayır, 21 evet ve 5 çekimser oy ile ret edilmiştir” denilerek bölgedeki sağduyulu kanton milletvekillerine ve Ticino bölgesindeki ocak görevlilerine teşekkür edildi.

--Ulusal Seçimler Öncesi Meşale Yakıldı—

İsviçre`de 2019 yılının sonlarına doğru gerçekleşecek Ulusal seçimler öncesi sağ popülist girişimler yeniden artmaya başladı. 20 Ekim 2019 tarihinde Federal Parlamento seçimlerinde halkı temsil eden milletvekillerinden oluşan 200 sandalyeli (Nationalrat) Ulusal Konsey ve Kantonları temsil eden 46 sandalyeli „Ständerat“ yenilecek. Daha önceki ulusal seçimlerde özellikle çok konuşulan seçim afişleriyle “akkoyun-karakoyun” gibi tartışmaları İsviçre dışına uzanan seçim kampanyalarında olduğu gibi, bu seçimlerden önce de aşırı sağcı girişimlerin ve yine ülkedeki Müslümanları ve yabancıları hedef alan- malzeme yapan seçim kampanyalarının artması bekleniyor. Bunun ilk sinyalleri geçtiğimiz haftalarda gelmeye başladı. Geçtiğimiz haftalarda Cenevre`de düzenlenen kantonal düzeydeki halk oylamasında “Laiklik Yasası” olaran bilinen yeni düzenlemeyle devlet çalışanlarının artık başörtüsü, kipa veya haç kolyesi takmaları yasaklandı. Burada direk Müslümanlara yönelik bir yasanın ayrımcılık kabul edileceği için, kavramı biraz daha genişleterek adını “tüm dini semboller” olarak içine kipa ve hristiyanların haçkolyesi gibi kavramlar doldurularak genişletildi. Ülkenin Güney Batısında Cenevre`de yakılan bu seçim meşalesini daha önce Burka yasağını ilk kabul eden Güney Kantonu Ticino devraldı.

Tessin çarşısında seccadesini sokak ortasında yere serip kıbbeye doğru yönelerek namaz kılan bir Müslüman ve Ticino Kantonu´nda Mendrisio`daki bir AVM önünde iki aracın arasında seccadesini yere serip namaz kılan iki Müslüman kadının görüntüleri sosyal medyada hızla yayıldı. "Ticinistan" terimi bir anda trend oldu. Sokaktaki Müslümanların ibadetleri bir anda politik bir mesele haline geldi.

1-158.jpg

22-005.jpg

Tartışmanın arka planı buradan başladı. Önlerine altın tepsiyle sunulan bu malzemeleri sağ parti destekçileri fırsata dönüştürmekte gecikmedi.

--Burka Yasağını Getiren Adam—

Burka yasağının mimarı Giorgio Ghiringhelli, Müslümanların sokaklarda ibadet etmesini yasaklamak istedi. Daha önceki demecinde, Kanton parlamentosu dilekçesini reddederse, popüler bir girişim – halk oylaması için çalışmalarını hızlandıracağını belirtmişti..

Losoneli partisiz ve bağımsız Giorgio Ghiringhelli adlı vatandaşın "nefret mesajları içeren, diğer dinlere karşı ayrımcılık yapan ve ırkçılık karşıtı cezaları ihlal eden" halka açık kamusal alanlardaki ibadetlerin yasaklanmasıyla ilgili talebi içeren bir dilekçe talebini, Müslümaların namazlarında (Fatiha Suresi kastedildi) Hristiyanlara ve Yahudilere yönelik nefret içeren dualar okuduklarını iddia ederek kendisini haklı çıkarmaya çalıştı. Ghiringhelli, argümanını Filistinli kökenli İsviçreli Avukat Sami Aldeeb'e ve Müslüman hukuk uzmanlarının ifadelerine dayandırıyor. Çok sayıda kitabın yazarı olan Aldeeb, eserlerinden birinde Müslümanların dualarındaki "nefret kültürü" ile ilgilenmişti. Kur'an'ı Fransızca, İtalyanca ve İngilizceye çevirdi.

Ticino Parlamentosu ön danışma komisyonu Ghirginghelli'nin isteğini açıkça reddetti. Ardından Parlalamento bu dilekçeyi bugün 19 Şubat günü oy çokluyuguyla 19 reddetti. Ghiringhelli, Parlamentonun muhtemel özel "plenum" oturumunda, dilekçe tamamen masadan kalkarsa,"yüzde 90 kesin" bir halk oylaması girişimi başlatacağını ifade etmişti. Parlmento öneriyi henüz daha görüşmeden once Ghiringhelli, www.ilgüastafeste.ch adlı internet sitesinde, girişim komitesine katılmak isteyenler için bir çağrı başlattı.

BURKA YASAĞININ ÖNCÜSÜ, MÜSLÜMANLARIN KAMUSAL ALANDA İBADET ETMELERİNİ YASAKLATMAK İSTİYOR

2-155.jpg

Giorgio Ghiringelli tek başına başarılı bir şekilde burka yasağını hayata geçirdi. Şimdi de “nefret mesajları içeren, diğer dinlere karşı ayrımcılık yapan ve ırkçılık karşıtı ceza normlarını ihlal eden” kamusal alanda ibadeti yasaklatmak için bir halk hareketi başlatmayı planlıyor.

Giorgio Ghiringhelli Ticino kantonunda bir burka yasağı girişimini neredeyse tek başına başlatan ve sandıkta halkın üçte iki çoğunluk oylarıyla yasanın kabul edilmesini sağlayan kıvırcık, gri saçlı ve bıyıklı adam. Ona "guaştafeste" yani "Oyun Bozan" diyorlar. İbadet yasağı girişimini halk oylamasına taşıyabilmek için gerekli 7.000 imzayı da toplayacağına inanıyor. Sadece tek bir engel, inisiyatif metni olacağını düşünüyor. Ateist Ghiringhelli onu Müslümanlara karşı ayrımcılık yapmamak için uygunca formüle etmek istiyor ancak yine de sokakta ibadetin yasaklanmasını istiyor. Ghringhellii, Cenevre Kantonunun en son hafta kabul edilen yeni laik yasasında, toplumda dini tezahürleri yasaklayan ama istisnalara izin veren bir yasa taslağını örnek olarak kullanıyor. Avrupa’nın İslamlaşmasına karşı uyarıda bulunan Ghırınghelli, kamusal alanda Katolik ibadetlerini -dualarını yasaklatmak istemediğini belirtti. İslamofobik olarak eleştirilmesi onu rahatsız etmiyor ve ekliyor: “Ben buyum, gerçek anlamda da yalnızca İslam'dan korkuyorum.” Müslümanlara karşı hiçbir sorunu olmadığı ve ırkçı güdüleri bulunmadığını vurguluyor

--Cenevre`de Ne Oldu?—

Cenevre’de devlet çalışanlarının artık başörtüsü, kipa veya haç kolyesi takmaları yasak. Cenevre kantonu çeşitli dini toplulukların haklarını içeren kuralları açıklığa kavuşturdu. Buna göre parlamenterler ve devlet çalışanlarının artık dini semboller takmaları yasaklandı. Din ve devlet yönetimini birbirinden ayıran yeni laiklik yasasında, son sözü mahkemeler söyleyecek. Cenevre kantonu, bir asırdan fazla bir süredir dini açıdan İsviçre'deki en radikal kanton oldu. Laiklik ilkesi yani kiliseyle devlet arasındaki ayrım 1907 gibi erken bir tarihte kabul edildi. Bu örneği farklı nedenlerden de olsa, 1941 yılında sadece Neuchâtel takip etti.  2012'deki anayasa değişikliği, Cenevre laik düzenini doğruladı.

Liberal Demokrat Partili (FDP) Cenevre Devlet Konseyi Üyesi Pierre Maudet, daha sonra bir çalışma grubu kurarak anayasal ilkeyi açıklığa kavuşturdu. Ortaya çıkan laiklik yasası, parlamentoda rahat bir çoğunluk buldu, ancak en az dört farklı grup taslağı referanduma taşıdı ama nafile. 2 hafta önce azar günü yapılan oylamada yüzde 55,05'i yeni yasayı kabul etti.

--Cenevre`deki Yasa Müslümanlara Karşı mı?—

Cenevre İsrail Topluluğu hariç, halkın çoğunluğunu oluşturan Müslüman dernekler, feministler ve sendikalar, söz konusu yasayı, Müslümanlar gibi bazı dini cemaatleri kasıtlı olarak dışlama girişimi olarak görüyor. Çünkü yeni düzenlemeler artık devlet çalışanlarının iş yerinde başörtüsü, kipa veya görünür biçimde boyna takılan haç kolyesi gibi dini sembol giymelerini yasaklıyor.

--İsviçre Basını Tessin`deki Konuyu Cumhurbaşkanı Erdoğan`a Nasıl Bağladı?--

img_7078.jpg

Tessin kantonunda burka yasağının savunucularından Giorgio Ghiringhelli Ticino`da, Müslümanların sokakta namaz kılmalarının yasaklanması çağrısında bulundu. Yeni Şafak gazetesi internetteki İngilizce sayfasında cumartesi günü "Aşırı sağcı, ırkçı saldırgan kampanyasını İsviçre’de Müslümanlara karşı sürdürüyor.” yorumunda bulundu. Recep Tayyip Erdoğan'a yakın durduğu iddia edilen Yeni Şafak gazetesi`nin bu girişimi ırkçılıkla suçlaması sonucu İsviçrenin bazı gazetelerinde “Erdoğan`ın Basını öneriyi ırkçılıkla suçluyor” başlıkları attı.

--HALK PARTİSİ SVP MİLLETVEKİLİ GLARNER AÇIK ALANDA MÜSLÜMANLARA İBADET YASAĞINI DESTEKLİYOR—

Halk Partisi (SVP) Ulusal Konsey Üyeleri girişimden memnuniyet duydu ve bu girişimi yaygınlaştırarak ulusal çapta bir düzenleme talep etti. İsviçre Halk Partisinin (SVP) açık alanlardaki ibadet yasağı fikrini desteklemesi, Meclisteki diğer parti vekillerinin tepkisini topladı.

İsviçre açık alanda bir ibadet yasağına ihtiyaç duyuyor mu? Sorusuna, SVP Ulusal Konsey üyeleri “evet gerekli” diyor. “Çok gereksiz” diyenler Wermuth ve Romano....

SVP Ulusal Konseyleri Andreas Glarner ve Walter Wobmann, Müslümanların açık alanda ibadet etmelerini yasaklamak istiyor. Fikir Ticino'dan geldi. Güney Kantonu 2016'da burka yasağı getirmişti. SVP’nin iltica karşıtı “iltica şefi” olarak bilinen Glarner, “Müslümanların açık alanlardaki ibadeti henüz kitlesel bir fenomen değil.” diyor ve ekliyor: “Ama yurt dışına gittiğimizde bizi gelecekte neyin tehdit ettiğini görüyoruz.Belçika’da, Müslüman gettoları konusu önemli sorunlardan birisi.”

--Yılanın Başını Küçükken Ez—

Ulusal Konsey Üyesi meslektaşı Eğerkingen Komitesinden Wobmann ise “Başlangıçlara diren ve yılanın başını küçükken ez.” diye uyardı. Wobmann, konunun Eğerkinger komitesinin bir sonraki kurul toplantısında görüşüleceğini söyledi. Komite neredeyse sadece SVP üslerinden oluşuyor, minare ve burka yasağı girişiminin önderleri olarak tanınıyor.

--Cédric Wermuth: "En Büyük Tehlike Müslümanlar değil, SVP"--

Ulusal Konsey meslektaşı Sosyal Demokrat (SP) Parti Üyesi Cédriç Wermuth, Halk Partisi vekillerinin taleplerinin iyimser olmadığını iddia etti. Wermuth, "SVP her zaman anayasal haklarımızın İslam tarafından tehlikeye atıldığını iddia ediyor. İronik olarak ne tesadüf tam da SVP, şimdi anayasal hakları kısıtlamak istiyor.” diye açıklamada bulundu.

Wermuth, "Böyle bir girişim aşırılık yanlılarına karşı değil, Müslüman olan tüm insanlara yöneliktir." diyor ve meslektaşlarını topa tutuyor: "Bu ülkede özgürlük ve demokrasi için en büyük tehlike Müslümanlar değil, SVP'dir."

--CVP`li Vekil Marco Romano: "İlk Önce Topu Yere İndirirdim"—

Hristiyan Demokrat Partisi (CVP) Ulusal Meclis Üyesi Marco Romano biraz daha sakin. Ticinolu siyasetçi, “ilk önce topu düz sakin tutmalı. İş hassas durumlara gelirse o zaman devlet müdahale etmeli ve müdahale edebilir. Bunun bir polis müdahalesiyle mi yoksa yasal bir önlemle mi olacağı belirtilmelidir.” diye konuştu.

Buna bağlı olarak duruma göre kantonlar veya federal hükümet sorumludur. Romano, “Aylar öncesindeki yaşanan sokaklarda Kur’an-ı Kerim’in dağıtıldığı “Oku” kampanyası gibi bir sorunla karşılaşıldığında ve sokakta gerçekten şiddet çağrıları yapıldığında da devlet müdahale etmeli.’’ diye açıkladı.

--Camilere Mercek Altına Alın Daha Mantıklı—

Glarner ve Wobmann gibi Romano bir sorun görmüyor ancak sözlerine şöyle devam ediyor: “Tabii ki herhangi bir yerde sokakta açıkça yerde oturup ibadet etmemelisin ama bana öyle geliyor ki şu anda böyle bir sorun yok. Ben Lugano'nun şehir merkezindeki ofisimin penceresinden dışarıya meydana baktığımda bunu yapan kimseyi göremiyorum.”

Roman kamusal alanlarda ibadet etmenin bu nedenle büyük bir sorun teşkil etmemesi gerektiğini vurgulayarak asıl halka açık olmayan camilere odaklanılmasını savunuyor. Romano, “Orada cihat çağrıları yapıldığına dair bir şüphe varsa camilere daha yakından bakılmalı. Ama orada da “Şiddet çağrısı yapılsa bile ve müdahale gerekiyorsa bunun için yeterli yasalar zaten var.”

Romano'nın parti başkanı CVP Ulusal Meclis Üyesi Gerhard Pfıster, talep üzerine SVP'nin ibadet yasağıyla ilgili taleplerine ilişkin yorum yapmak istemedi.

--Dini Özgürlükle İlgili Endişeler—

Liberal Demokrat Partisi (FDP) Çoğunluk Komisyon Sözcüsü Giorgio Pellanda, "İbadetlerini bu ülkede kamuya açık alanlarda yapan Müslümanlar, türban takanların durumuna benziyor, mutlak bir marjinal fenomen bir durum.’’ diyor. Sporadık olarak yapılan ibadetlerin rahatsız edebileceğini ve kavram karmaşasına neden olabileceğini itiraf ediyor. Bununla birlikte bir yasağın orantısız gereksiz - ve anayasal olarak garanti edilen dini özgürlükler açısından sorunlu olacağına dikkati çekiyor. 

--Saida Keller Messahli: "Olmayan Bir Şey"--

İlerici İslam Forumu Başkanı Saida Keller Messahli, İsviçre medyasına verdiği demecinde problem olmayan bir şeyin yasaklanmasının yanlış olacağını düşünüyor. Messahlı, “İsviçre toplumuna kusursuz bir şekilde uyum sağlayan ortalama bir Müslüman, dua ederek Yahudilere ve Hristiyanlara karşı ayrımcılık yapabileceğini aklına bile getirmez. Hatta Belçika, İngiltere veya Fransa gibi diğer Avrupa ülkelerinde provokasyon yaratmak için kamusal alanda namaz kılan Müslüman gruplar var ama İsviçre’de böyle şeyler yok.” dedi.

Post Gazetesi web sitesinden içeriği çalanlara UYARI (Haber kopyalanamaz- izinsiz YAYIMLANAMAZ)

Bu haber toplam 3309 defa okunmuştur