Kur’an ve Peygamber sevdalıları akın etti

Kur’an ve Peygamber sevdalıları akın etti

İsviçre İslam Toplumu (SİG), her sene olduğu gibi bu senede düzenlemiş olduğu „Alemlere Rahmet Hz. Muhammed” (sav) anma programı yüzlerce Peygamber sevdalısını buluşturdu.

DİETİKON - Yaklaşık 1500 kişinin katıldığı ve iki bölüm halinde gerçekleşen Programa, T.C. Zürich Başkonsolosu Aslı ORAL’a vekaleten Abuzer Bey, Din Müşaviri vekili Engin YILMAZ, UETD İsviçre Başkanı Murat ŞAHİN , İTT İsviçre Türk Toplumu Başkanı Kahraman TUNABOYLU, MÜSİAD İsviçre Başkanı Cesur ÇITAK  katıldılar. Programa, hatip olarak Türkiye’den Mahmut Toptaş, Güney Afrika’dan hafız Abdurrahman Sadien ve yine Türkiye’den sanatçı, şair Dursun Ali Erzincanlı katıldılar.

Program açılış konuşmasında İsviçre İslam Toplumu Başkanı Abdullah Kasapoğlu kısaca,  ‘İslam düşmanlığı üzerinde negatif propagandalardan geçiyoruz. Bu zor süreci sabırla atlatcağız ve şu iki uğraşa ciddi sarılarak zor günleri gerçiereğiz. Birincisi modern dünyanın bitirmek istediği aileyi koruyarak ve güçlü tutmak için mücadele ederek. İkincisi ise cami ve cemaat bütünlüğünü koruyarak, kardeşliği, sevgi ve saygıyı yaygınlaşıtrarak, camilerdeki eğitim hizmetlerini artırarak bu süreci atlatacağız’ diyerek bu önemli günde yoğun katılımdan dolayı, bütün katılımcılara teşekkür ederek, ışıldayan Kur’an’ın evrensel bir kitap olduğunu ve dünya üzerindeki bütün insanlar için ne kadar önemli olduğunu anlatan kısa ve öz bir konuşma yaptı.

Programın zirvesini Mahmut Toptaş’ın, ‘Peygamber Efendimiz (sav) anlamak’ konferansı oluşturdu. Peygamberimiz (sav) ‘in hayatından örnekler vererek günümüz insanlığının meseleleri ile ilgili bir değerlendirmede bulundu. Kısaca özet olarak ‘Peygamber Efendimiz (sav) Peygamber olarak görevlendirildiğinde tek bir insandı. Derken Hz. Hatice validemiz katıldı yanına, oldu iki kişi. Mantık bu ‘nolur iki kişiden’. Derken Hz. Ebu Bekir, derken Hz. Ali, derken Hz. Zeyd katıldılar. ‘Bir avuç insandan ne olur’ demişler. İşte bu hareket İsviçre’de Zürih’de bu içinde bulunduğumuz salonu dolduracak halde. Ve Avrupa’nın bağrında beş bini aşmış cami de İslam Dini baharda açan çiçekler gibi açmaya devam ediyor. Onların üzerine kezzap dökselerde, baharın gelişini kimse engelleyemez. Çokluk hiç önemli değildir. Bu üç bin metre küplük salonu, aydınlatan da iki tane ampüldür. Bu iki ampül bütün karanlığı dışarıya atıveriyor. Azlık önemli değil. Bütün mesele gönül kablonu Allah’a c.c. bağlayabildiysen, o nur enerjiyi O’ndan alabildiysen, karanlığın çokluğu bize hiçbir zarar veremez. Hanımlar daha iyi bilirler, 10 kilo sütü kaynatırlar, 20 gramlık bir yoğurtu içine dökerler akşamdan, o 10 kiloluk süt yoğurda dönüşüveriyor. O 20 gramlık yoğurt dermi ‘abla sen ne yapıyorsun o benim tam 500 katım, o benden 500 kat daha fazla, ben ona bir şey yapapam, o beni yutar’ demiyor. O 20 gramlık yoğurt ‘löp’ diye aşağıya iniyor ve kendine deyeni kendine benzetiyor ve bakı vermişsiniz sabahleyin sütün tamamı yoğurta dönüşüvermiş. Allah’tan ümidinizi kesmeyeceksiniz. Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler, Allah nurunu tamamlayacaktır. Biz iyilik yapmaya devam edeceğiz. Efendimiz (sav)’i Hz. Ömer öldürmeye geliyor, ama sevgili Peygamberimizin getirdiği kitabın güzelliği onun zalimliğini adalete dönüştürüyor. Yedi milyar insan Hz. Adem’in çocuğudur. Bütün kulları Allah’ın dır. ‘İn ahsentüm ahsentüm li enfusikum’ ayetini ezberleyeceğiz. Manası: iyilik eden kendine iyilik etmiş olur. İyilik eden iyilik bulur, kötülük eden kötülük bulur. Hatice bacıya bir gün gelmişler ve demişler, ‘geceleyin Ahmet amcanın bahçesindeki elma ağaçlarını kesmişler. ‘Eden kendine eder kuzum’ demiş. Adam demiş ‘Hatice bacı kendine etmemiş, Ahmet amcanın elma ağacını kesmiş’, ‘olsun kuzum eden kendine eder’ demiş Hatice bacı. Filan adam bekar adamı evlendirmiş demiş, ‘eden kendine eder kuzum’ demiş, yok sen anlamadın kendi cebinden parayı çıkarıp çocuğa vermiş ve evlendirmiş, ‘olsun kuzum eden kendine eder’ demiş. Bunun bu iyi niyetinden rahatsız olan kadın, ‘ben sana gösteririm bakalım eden kendinemi edermiş’ demiş. O halı dokurken, kötü niyetli olan kadın börek yapmış ve için fare zehiri atmış. Hatice teyzeye getirmiş ve ‘Hatçe bacı ümüğümden geçmedi sana sıcacık börek yaptım getirdim hadi geliver de ye’ demiş. Bırakmış böreği yanına ve köylü görmeden hemen kaçmış evine. Ve biraz sonra yolun kenarında bir otobüs durur ve içinden asker elbiseli bir genç koşarak gelir ‘Hatçe bacı kolay gelsin, anam evdemi?’ diye sorar. O kötü kalpli kadının oğludur soran kişi. ‘Anan evde kuzum, uzak yoldan geldin açsındır, ananın kendi elleriyle yaptığı börek sıcacık hala az önce getirdi, otur da şunu ye’ demiş. Delikanlı zehirli böreği yemiş anasını görememiş. O kadında artık ‘eden kendine eder’ demiş ama iş işten geçmiş olmuş. Biz Avrupa’da İslamı temsil eden insanlarız, kimsenin zatına kinimiz yoktur. İnsanların taşıdıkları kötü günahlara ve o günahların kaynağı olan şirke düşmanız. Hz. Ömer daha önce zulümle meşgul iken, bugün kıyamete kadar adaletle anılır hale gelirvermiştir.....’ gibi kendine has uslubu ile Avrupa’da yaşayan Müslümanlara, İslam’ın doğru bir biçimde anlatılması ve yansıtılması için büyük görevler düştüğünü söyleyen Toptaş, pratik örneklerle de Nebev-i metodlar sundu. Ayet-i Kerime olarak ‘in ehsentum ehsentum li enfusikum’ - ‘kim ne ederse kendine eder’ ve ‘el muminu miraatül mümin’ – ‘mümin müminin aynasıdır’ diyerek tüm katılımcılara Aile ve Dünya hayatına dair positif bir bakış noktasında reçeteler sundu. Ve Peygamberin izinden ayrılmadan sabırla, güler yüzlülükle, samimi ve hasbi hal ile çalışılması gerektiğinin altını çizdi. Ayet ve Hadis-i Şerifler doğrultusunda Rasulullah’ın (sav) hareket metodunun anlatıldığı konferansta, sık sık hem duygulu hem neşeli anlar yaşandı.

Kısa bir moladan sonra sahne alan Dursun Ali Erzincanlı, birbirinden güzel anlatımlarda bulunarak salondakileri Asr-ı Saadet’e götürdü.  Kur’an tilaveti ve Hatim duası için en son olarak sahnede Güney Afrika’dan Hafız Abdurrahman Sadien vardı. Abdurrahman Sadien’in kendisine has uslubu ve güçlü sesi ile Kur’an-ı Kerim tilaveti salondakilerin gönüllerini mest etti. Kur’an ziyafetinin ardından, İsviçre İslam Toplumu ve Şubelerinde okunan 85 Hatim, 2.720 Yasin-i Şerif ve 137.000 Salavat-ı Şerif’in de duası toplu olarak yine Abdurrahman Sadien tarafından yapılarak program son buldu.

fotogaleri.jpg

Bu haber toplam 3375 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.