Bu kararın, mahkemelerin dürüstlük ilkesine uygunluk sağlamak amacıyla ve sahte belge kullanımı gibi durumlarda başvuruyu yapan kişinin suçlanmasının önüne geçmek icin alındığı belirtildi. Ancak, sahte belge düzenleyen kişilere yönelik ceza davaları devam ediyor. Bu yeni içtihat ile birlikte, yasa dışı ikamet nedeniyle mahkumiyetlerin gözden geçirilmesi gündeme gelebilir.

Ancak genel olarak kararla ilgili Cenevre'de bulunan yasadışı göçmenlerin bir “nefes aldıkları” değerlendirmesi yapıldı. "Papyrus" projesine başvuruda bulunan bir kişi, dosyasını bilinçli olarak manipüle etmediyse yabancılar yasasına aykırı hareket nedeniyle mahkum edilemeyecek. Savcılık, Federal Ceza Mahkemesine başvurmayacak bir Ceza Temyiz ve Gözden Geçirme Odası kararını çarşamba günü onayladı. Bu kararın, uygulamayı yasaklayan bir karar olduğu belirtildi.

Yargıçlar 27 Mart tarihinde alınan kararlarını şu sekilde açıkladılar, “Papyrus projesi çerçevesinde devlet, yasa dışı ikameti sadece kendisinin talep ettiği düzenleme başvurusuyla öğreniyor: bu nedenle, bu temele dayanarak cezalandırmak, "makamların dürüstlük ilkesini açıkça ihlal eder" demektir. Bu yöntem, aslında dolandırıcılık olur, çünkü kişiyi ispatlaması gereken bir durumda, yani bir süre boyunca bölgede ikamet süresi gibi bir suç için mahkum etmek anlamına gelir.”

Ancak, bu durumla alakalı yaşanan bir kaç vaka örneğinde, Nüfus ve Göç Dairesi (OCPM), çeşitli dosyalarda sahte belge olduğuna şüphelenilen "birçok belge" tespit etti. Savcılığın rapor ettiği bu vakalar icin ceza davaları açıldı. Ancak bu vakaların bazılarında yargı makamlarınca, başvuruda bulunan kişinin yapıldığı iddia edilen “sahtekarlığı” kanıtlayamadığı kaydedildi. Verilen örneklerden birinde Kosovalı olduğu belirtilen ve içlerinden birinin kendisini avukat olarak tanıttığı dört kişi, "müşterilerinin saflığından faydalanarak", birbiri ardına sahte belgeler hazırlamakla suçlanıyor. Yapılan açıklamada bu insanların, haklarında açılan soruşturmanın bitiminden sonra yargılanacakları ifade edildi.

Mevzuat gereği bugüne kadar, başvuruyu yapan kişinin “sahte”likten haberi olmasa da “yabancılar yasasına aykırı hareket ettiği” için cezalandırılıyordu. Savcılıktan yapılan açıklamada, bundan böyle başvuru sahibi kişi belge sahtekarlığından suçlu bulunmazsa, "örneğin sahte belgelerin dosyasına bilgisi dışında dahil edildiği için" yasa dışı ikamet nedeniyle mahkum edilemeyeceği belirtildi.

Stajyer avukat Dushyantha Piyadigamage ve Me Pierre Ochsner'ın ofisinde görev yapan Me Mehdi Chraibi, bu içtihada öncülük ederek kararı son derece "mantıklı" bulduklarını ifade ettiler. Avukatlar yeni mevzuatla ilgili durumu, "Uzun zamandır talep edilen bir şeydi. Savcılık yapabileceği tek şeyi yapıyor" şeklinde yorumladı.

2017 ve 2018 yıllarında gerçekleştirilen Papyrus projesi, 3541 adet “düzenleme” başvurusunu da beraberinde getirdi. Bunların yüzde 30'unu Arnavutluk’tan gelenleri içerdiği bildirilirken, Nüfus ve Göç Dairesi’nin sahtekarlık şüphesiyle 440 dosyayı adalet makamlarına ihbar ettiği kaydedildi. Bu davalarda 230 ceza davası devam ederken, sonuca ulaşan davalarda 160 mahkumiyet kararı verildiği ifade ediliyor.

Savcılık’tan dava kararları ile ilgili yapılan açıklamada bu “mahkumiyetlerin” bazılarının kesinleştiği belirtiliyor. Ancak, yeni içtihada göre, "dosyasına bilgisi dışında sahte belgelerin eklenmiş olması gibi" durumlarda sahte belgelerle suçlu bulunmazsa "yasa dışı ikamet" nedeniyle mahkum edilemeyeceğinine dikkat çekiliyor. Söz konusu davalarda yer alan bir stajyer avukat olan Dushyantha Piyadigamage, bu tür kararların değiştirilmesinin zor olduğunu belirtse de, yeni içtihat nedeniyle bazı revizyon taleplerinin gündeme gelebileceği konusunda kuşkulu olduğunu belirtti.