Büyükelçi Acarsoy: "FETÖ, eğitim ve hayır kurumu değildir“

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü vesilesiyle Türkiye’nin Bern Büyükelçiliğinde düzenlenen anma etkinliğinde FETÖ terör örgütünün hain darbe kalkışmasında şehit ve gaziler yad edilirken ülkemizin atlattığı büyük tehlikeye dikkat çekildi.

Eyüp Ayvaz
BERN- Türkiye’nin Bern Büyükelçiliği 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kutlamaları yapılarak 6 yıl önce gerçekleştirilmeye çalışılan hain darbe girişimi bir kez daha hatırlandı. Bern Büyükelçimiz Emine Ece Özbayoğlu Acarsoy’un yönetiminde gerçekleşen anma merasimine Azerbaycan’ın Bern Büyükelçisi Fuad İsgandarov, ülkede faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri başkanları ve çok sayıda seçkin davetliler katıldı. Etkinlikte İsviçre genelinde Türkçe ve Türk Kültürü öğrencilerimizin katılımıyla düzenlenen “Türkiye Aşkına” temalı kompozisyon yarışmasında dereceye giren çocuklarımıza ödülleri verildi, aziz şehitlerimiz anılmış ve kahraman gazilerimiz hayırla yad edildi. 

Türkiye’nin Bern Büyükelçisi Emine Ece Özbayoğlu Acarsoy, 15 Temmuz teşebbüsü Türkiye’nin maruz kaldığı en kanlı terör saldırısıdır. Saldırıyı gerçekleştirenlerin sergilediği vahşetin ve hainliğin bir benzerini tarihimiz görmediğini belirterek, asker kılığındaki FETÖ’cü hainler, silah arkadaşlarına ve sivil vatandaşlarımıza vahşice saldırdıklarını, o karanlık gecede 251 vatandaşımız şehit olduğunu, iki binden fazla vatandaşımız yaralandığını, bu büyük tehdidin bertaraf edilmesinde en büyük payın, kendi iradesi üzerinde bir güç tanımayan, devletini ve demokratik kazanımlarını korumak için hayatını vermeye hazır olduğunu ortaya koyan Türk halkına ait olduğunu söyledi.
 
Büyükelçi Acarsoy, Darbe teşebbüsünde altı yıl geçtiğini bu süre zarfında Türk devletinin ana önceliklerinden birinin yurt içinde ve yurt dışında FETÖ’yle mücadele olduğunu belirterek,   “Yurt içinde, öncelikle 15 Temmuz sorumlularının hukukun üstünlüğü ilkesi temelinde adalet önünde hesap vermeleri sağlanmış, ayrıca, FETÖ’nün devlet kurumları içerisindeki örgütsel yapılanması deşifre edilmiş, mensupları hakkında hukuki süreçler başlatılmış, nihai tahlilde örgütün “paralel devlet yapılanması” çökertilmiştir. Ayrıca, FETÖ’nün devlet kurumları dışında kalıp eğitimden medyaya ve bankacılık sektörüne uzanan ve ekonominin tüm alanlarına yayılan paravan oluşumları da ortadan kaldırılmıştır” dedi. 

Büyükelçi Acarsoy, FETÖ, yurtiçindeki yapısının giderek zayıfladığını, bundan dolayı da yurtdışı faaliyetlerine ağırlık vermeye başladığını, Türkiye dışındaki FETÖ yapılarıyla mücadele daha fazla önem kazandığını, FETÖ’nün yurt dışı yapılanmasıyla mücadele en öncelikli gündem maddelerinden biri olduğunu vurguladı. 

FETÖ terör örgütünün yeni nesil bir terör örgütü olduğunu ifade eden Büyükelçi, “FETÖ kendisini lanse etmeye çalıştığı gibi eğitim ve hayır işleriyle uğraşan toplumsal bir hareket olmadığı, siyasi ve ekonomik emelleri bulunan karanlık ve sinsi bir örgüt olduğu uluslararası planda yavaş da olsa anlaşılmaya başlanmıştır. Üçüncü ülkelerde FETÖ’ye karşı oluşan farkındalık, sözkonusu ülkeler tarafından bu unsurların faaliyetlerinin yakından izlenmesi ve soruşturulması sonucunu doğurmuştur. Çeşitli ülkelerde FETÖ iltisaklı oluşumların giriştikleri gayri kanuni işlemler ortaya çıkartılmıştır. Çeşitli ülkeler ve uluslararası örgütler, FETÖ’yü terör örgütü olarak ilan etmişlerdir. Bu çerçevede; 19 Ekim 2016 tarihinde düzenlenen İİT Dışişleri Bakanları 43. Toplantısında FETÖ terör örgütü olarak ilan edilmiş; benzer bir karar 1 Aralık 2016 tarihinde Asya Parlamenterler Asamblesi tarafından alınmış; 27 Ocak 2017 tarihinde ise İİT Parlamenterler Birliği’nin 12. Konferansında teyit edilmiştir. Ayrıca KKTC’ye ilaveten, Pakistan Yüksek Mahkemesi, 28 Aralık 2018 tarihinde aldığı kararla, FETÖ’yü terör örgütü olarak tanımlamıştır. FETÖ’nün küresel ağında gözle görülür bir bozulma yaşanırken, örgüt, halkla ilişkiler ve lobi imkânlarını kullanarak asılsız haberler üzerinden mağduriyet hikâyesi yaratmaya, medyada tekrar görünür olmaya, Türkiye’ye düşman çevrelerle işbirliğini güçlendirmeye gayret etmektedir. İsviçre’de de malvarlıklarının dondurulması dahil, idari/adli tedbir ve süreçlere dair taleplerimizin takipçisiyiz. Bu noktada, İsviçre makamlarından beklediğimiz tutum, 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ertesinde gösterdikleri ve ülkemizle dayanışma içinde olunduğuna dair beyanın ortaya koyduğu dayanışma ruhudur.
 
İsviçre’de de hain örgütün eğitim kisvesi altında faaliyet gösteren yapılarının, talep yetersizliği sebebiyle ya kapatıldığını ya kapatılma sürecine girdiğini ya da kabuk değiştirmek zorunda kaldığını görüyoruz. Bunu başaran sizlersiniz. İsviçre’deki Türklerin FETÖ karşısındaki bu örnek hassasiyetinin hiç azalmadan sürmesini diliyoruz. Aranızda bu şahıslara yer vermemenizi istiyoruz. FETÖ ve benzeri yapılarla irtibatı olanların İsviçre’deki Türk toplumunu bölmeyi asla başaramayacağına da yürekten inanıyoruz. Hacı Bektaş Veli’nin veciz ifadesiyle “Bir olalım, iri olalım, diri olalım.” FETÖ, PKK gibi terör örgütleri vatandaşlarımız arasındaki en ufak ayrışmalara, çatlaklara dahi sızabilecek sinsi örgütlerdir. Dolayısıyla ülkemizi hedef alan tüm terör örgütlerine karşı farklılıkları bir kenara koyarak, vatan sevgisiyle tek vücut olup birlik içerisinde hareket etmeliyiz. Ebediyete uğurladığımız şehitlerimizi bir kez daha rahmetle ve minnetle yâd ediyorum. Şehitlerimizin ailelerine sabır diliyorum. Gazilerimize sağlık ve afiyet diliyorum. Milletçe birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz daim olsun” temennisinde bulundu.

whatsapp-image-2022-07-16-at-13-21-15.jpeg

whatsapp-image-2022-07-16-at-12-14-19.jpegwhatsapp-image-2022-07-16-at-12-13-15.jpegwhatsapp-image-2022-07-16-at-12-13-00.jpeg

Bu haber toplam 1796 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum