Avrupa'daki aşı krizinin perde arkası: Nerelerde yanlış yapıldı?
COVID-19'da üçüncü dalganın yaşandığı dönemlerde Avrupa'daki aşı krizi de giderek büyüyor.
Tedarik krizinde İngiltere ile karşı karşıya gelen AB'ye uyarıda bulunan DSÖ, "Avrupa'da aşılama kabul edilemez şekilde yavaş ilerliyor" yorumunda bulunarak endişelerini dile getirdi. Peki Avrupa'daki aşı krizinin asıl nedeni ne? İşte krizin perde arkası...
2020 sonlarına doğru Pfizer/BioNTech aşısının sonuçlarıyla birlikte dünya nefes alsa da Aralık ayında Avrupa için tehlike çanları Aralık ayında çalmaya başladı.
ABD ilk COVID-19 aşılarını uygulamaya hazırlanırken Avrupa Birliği programın birkaç hafta geride olduğu ifade ediliyordu.
O zamandan bu yana Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki uçurum azalamadı aksine daha da büyüdü ve bu Avrupa ülkelerinden bazıları yeni varyantlar ile birlikte ölümcül üçüncü dalgayla karşı karşıya.
Fransa, İtalya, İspanya ve Almanya'da tatiller ertelendi ülkeler bir kez daha kapandı. Son araştırmalara göre hafta yaklaşık 20 bir Avrupalı Covid-19 nedeniyle hayatını kaybediyor.
Brexit ile AB macerasına son veren İngiltere'de ise durum daha farklı. İngiltere'de Mart sonunda paylaşılan verilere göre COVID-19 aşısının ilk dozunu yaptıranların sayısının 30 milyon 151 bin 287'ye ulaştı ve yetişkin nüfusun yüzde 57'sinin aşılandı. İngiltere Sağlık Bakanlığı, ülkede 65 yaş üstündekilerin yüzde 95'ine de COVID-19 aşısı yapıldığı belirtildi. Aşılanma programının başarısı tedbirlerin de hafifletilmesini sağlarken geçtiğimiz gün aylar sonra ilk kez COVID-19'dan ölüm görülmedi.
İngiltere, aşılama programındaki bu başarıya sevinse de AB tarafında durum daha farklı.
AB - İNGİLTERE KRİZİ
Avrupa Birliği bugüne kadar Pfizer/BioNTech firması ile 600 milyon, Oxford/AstraZeneca ile 400 milyon, Sanofi-GSK ile 300 milyon, Johnsonhttps://www.cnnturk.com/haberleri/almanyaamp;Johnson ile 400 milyon, CureVac ile 405 milyon, Moderna ile 460 milyon doz aşı almak için sözleşme imzaladı. Bunlardan Pfizer/BioNTech, Moderna, Oxford/AstraZeneca ve Johnsonhttps://www.cnnturk.com/haberleri/almanyaamp;Johnson tarafından üretilen aşılar AB onayı almış durumda...
Avrupa Birliği 2,6 milyar doz aşıyı satın almayı sözleşmeye bağlarken 1 Haziran'a kadar 450 milyonluk Avrupa Birliği'nde, yetişkin nüfusun yüzde 70'ini aşılamayı hedefliyordu. Ancak aşı tedarikinde yaşanan aksamalar, bu hedefin 2021'in daha ileri tarihlerine ertelenmesine neden oldu.
İngiltere'nin büyük tartışmalara yol açan Oxford/AstraZeneca aşısının anlaşma gereği tedarikte önceliği İngiltere'ye vermesi ve buna bağlı olarak da AB ülkelerine taahhütlerini yerine getirememesi rahatsızlığa neden oluyor.
Öyle ki bu kapsamda Avrupa Birliği, COVID-19 aşılarına yönelik ihracat kısıtlamalarını katılaştırma ve başta İngiltere olmak üzere diğer ülkelere aşı gönderilmesini sınırlandırma kararı aldı.
AB Komisyonu Kıdemli Balkan Yardımcı Valdis Dombrovskis kararı savunarak aşı ihracatına "mütekabiliyet ve orantılılık" ilkeleri getirdiklerini söyledi. İngiltere ise karara karşı çıktı.
AVRUPA'DAKİ BÜYÜK UÇURUM
Son verilere göre ABD'de nüfusun yüzde 23'ü İngiltere'de yüzde 39'u aşıda ilk dozunu alırken bu oran AB'de yalnızca yüzde 10 civarında. Türkiye ise dünyada 7. sırada yer alıyor.
Peki AB ülkelerinin yaşadığı bu krizin sebebi ne?
Uzmanlar süreçte bir değil birden fazla hatalar yapıldığına dikkat çekiyor. Yetkililer, AB'nin ilaç üreticileriyle yapılan sözleşmeleri müzakere etmekte diğerlerine kıyasla oldukça yavaş olduğunu belirtiyor ve bazı aşıları onaylarken durumun aciliyetine karşın fazla temkinli davrandıklarını belirtiyor. Avrupa'nın sonuç göstermeyen veya önemli ölçüde kesintiler olan aşılara da girerek süreci bu noktaya getirdiği ifade ediliyor.
Haziran 2020'de 27 üye devletin tamamı, AB'ye aşı satın alma konusunda merkezi sorumluluk veren bir programa katıldı. Ancak AB, tedarik sorunlarına neden olan Oxford/AstraZeneca ile sözleşme müzakere etmekte İngiltere'den daha yavaştı.
Şubat ayında Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB'nin aşı başarısızlıklarını kabul ederek "Yetkilendirmede geç kaldık. Büyük üretime geldiğinde çok iyimserdik ve belki de sipariş ettiğimiz şeyin zamanında teslim edileceğinden çok emindik. Bu bir hataydı" dedi.
OXFORD/ASTRAZENECA KARMAŞASI
Ocak ayında, Avrupa İlaç Ajansı (EMA) Oxford/AstraZeneca aşısının tüm yaş grupları için kullanılmasını onayladı, ancak bazı AB ülkeleri başlangıçta 65 yaşın üzerindeki kişiler için kullanımını önermeyi reddetti.
Fransa ve Almanya kararlarını bir süre sonra revize etti ve Mart ayı başında 65-74 yaşları arasındaki aşıyı onayladı. Ancak Mart ayında az sayıda insanın aşıyı aldıktan sonra kan pıhtıları geliştirdiği bildirildikten sonra bu süreç tekrar durdu.
Avrupa İlaç Ajansı, aşının pıhtılara neden olduğuna dair hiçbir kanıt olmadığını söyledikten sonra süreç yeniden başladı ancak bu birkaç aylık aksama anlamına geldi. Son olarak Fransız yetkililer, Oxford-AstraZeneca aşının yalnızca 55 yaş ve üstü kişilerin alması gerektiğini söylerken Almanya da aşının 60 yaşın altındaki kişilerde kullanımını askıya almaya karar verdi.
AstraZeneca'yı çevreleyen manşetler daha sonra da AB genelinde aşıya güvenin azalmasına neden oldu. Anket şirketi YouGov, Almanların yalnızca üçte birini ve Fransızların ise % 23'ünün bu aşıyı güvenli bulduğunu bildirdi.
ÇARE BAŞLARDA DÜŞÜNÜLMEYEN RUS AŞISINA DÖNÜŞ MÜ?
AB'deki bu kriz üçüncü dalganın dünyada başlaması ile daha büyük bir kasırgaya dönüştü.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Avrupa Direktörü Hans Kluge yayımladığı yazılı açıklamada "Salgından çıkışın en iyi yolu aşılardır. Ancak kıtada bu aşıların uygulanması 'kabul edilemez şekilde' yavaş ilerliyor ve Avrupa bölgesinde pandeminin süresini uzatıyor" dedi.
Avrupa Birliği, COVID-19 aşılarına yönelik ihracat kısıtlamalarını katılaştırma ve başta İngiltere olmak üzere diğer ülkelere aşı gönderilmesini sınırlandırma kararı alarak süreci normalleştirmeyi düşünse de daha ciddi adımlar atılması gerektiği herkes tarafından kabul ediliyor.
Bu noktada ise ilk başlarda düşünülmeyen Rusya'nın COVID-19 aşısı Sputnik V sahneye çıkıyor.
Tedarik krizi sonrası AB, Rusya'nın Sputnik V koronavirüs aşısının olası bir onay için değerlendirmeye başladı.
Mart sonunda Almanya Başbakanı Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Rusya Devlet Başkanı Putin ile aşı tedariğine ilişkin ciddi telefon görüşmeleri gerçekleştirdi.
Rusya'nın Ulusal Varlık Fonu RDIF'in başında bulunan Kirill Dmitriev de, aşının AB'de kullanım onayı alması halinde 50 milyon kişiye yetecek miktarda aşıyı Haziran ayından itibaren AB'ye satabileceklerini belirtti.
Avrupa Komisyonu aşının Rusya'dan alınması için müzakere yürütmediğini açıklasa da Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, Avrupa Birliği'nde aşıların "adil dağıtılmadığını" belirterek, Rusya'dan Sputnik V aşısının büyük ihtimalle gelecek haftaya sipariş edilebileceğini bildirdi.
İsveç Aşı Koordinatörü Richard Bergström de Sputnik V aşısının İsveç'te kullanılabileceğini ve konuyla ilgili gerekli değerlendirmelerin yapılmaya devam ettiğini belirterek, "Sputnik V kısa süre önce büyük ölçekli 3. aşama çalışmasında iyi bir güvenlik profiliyle birlikte yüzde 91,6 verimlilik gösterdi. 20 binden fazla katılımcıya dayanan ara sonuçlar, prestijli bilimsel dergi The Lancet'te yayınlandı" demişti.
Avrupa'da tedarik krizinin ne zaman biteceği tam olarak bilinmese de herkes tarafından fa kabul edilen bu başarısızlığın alınan önlemlerle bir nebze de olsa hafifletilmesi ve yıl sonuna kadar rahat nefes alınması umuluyor...
Bu haber toplam 3038 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.