Alman otomotiv endüstrisi zorda
Pandemiden olumsuz etkilenen Alman otomotiv devleri, elektrikli araçlara geçiş sürecinde de sıkıntı yaşayacağı endişesini taşıyor. Kömür santrallerini, termal santralleri, nükleer santraller kapalı.
Enerjinin nasıl karşılanacağı muamma! Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın, pandeminin, dünyanın 4. büyük otomotiv üreticisi olan Alman otomotiv endüstrisini arz ve talep şoklarıyla vurduğunu belirterek, “Almanya’da ağustos-eylül aylarında düzelmeler varsa da ilk 8 ayda tescil edilen otomobil sayısında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 29 azalma var. Yine siparişlerde de ilk 8 ayda yüzde 21 azalma var” dedi. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın katılımıyla Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından düzenlenen Almanya Otomotiv Dijital Sektörel Ticaret Heyeti Programı’nda konuşan Aydın, pandeminin Almanya’ya etkileri ve Alman otomotiv sektörüyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Cuma günü Almanya’da bugüne kadarki en yüksek vaka sayısı (8 binin üzeri) görüldüğünü hatırlatan Aydın, ülkede 2. dalga korkusunun ortaya çıktığını söyledi.
Ali Kemal Aydın, Almanya’nın Çin, ABD ve Japonya’nın ardından dünya otomotiv üretiminde 4’üncü sırada olduğunu belirterek, Alman otomotiv endüstrisinin 2019’da 436 milyar avroluk bir ciroya sahip olduğunu bildirdi. Ülkenin otomotiv cirosunun ülke sanayi cirosunun yüzde 24’üne tekabül ettiğini aktaran Aydın, şöyle devam etti: “Geçen yıl Almanya’daki otomotiv üretimi Avrupa’daki üretimin 4’te 1’i seviyesindeydi. 2019’da Almanya’da üretilen araçların yüzde 75’i de ihraç edildi. Yine 2019’da tescil edilen araba sayısı 3,6 milyon. Bu da Avrupa’daki tescil edilen arabaların yüzde 20’sine tekabül ediyor. Şu anda dünyada satılan her 5 arabadan 1’i Alman yapımı. Dünyanın en büyük 100 tedarikçisinin 18’i de Alman
Ali Kemal Aydın, pandeminin Alman otomotiv endüstrisini de vurduğunu, tedarik zincirinde yaşanan aksamaların arz şokuna dönüştüğünü söyledi.
Alman otomotiv üretiminin pandemi sebebiyle ilk 8 ayda üretimini yüzde 36 düşürdüğünü aktaran Aydın, yaklaşık 2 milyon adet üretim yapıldığını bildirdi.
Elektrik tüketiminde yüzde 60 artış olacağı konuşuluyor
Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Aydın, otomotiv endüstrisinin son yıllarda karıştığı skandallar nedeniyle kamuoyunda güven kaybı yaşadığını ifade ederek, elektrikli ve hibrit araçlara yönelik teşviklerin söz konusu olduğunu anlattı. Almanların hidrojen yakıt pilli araçlar konusunda da yatırım yaptığını belirten Aydın, Mercedes ve BMW’nin bu alanda yatırımlarını sürdüreceklerini kaydetti.
ABD’de Kaliforniya eyaletinin, 2035’te içten yanmalı otomobilleri tescil etmeyeceğini duyurduğunu aktaran Aydın, Almanya’nın da bundan ilham almayı düşündüğünü söyledi. Aydın, elektrikli araçlara ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Tüm araçların elektrikli hale gelmesiyle elektrik tüketiminde yüzde 60 artış olacağı konuşuluyor. Almanya yine son yıllarda kömür santrallerini, termal santrallerini kapattı. Nükleer santrallerini hemen hemen kapattı. Gereken elektrik ihtiyacının nereden sağlanacağı konusunda da tartışmalar var. Öte yandan, AB’nin emisyon salınımıyla ilgili 2030 hedefleri var. Burada 1990 yılına göre yüzde 55 az salınım öngörülüyor. Yine 2050’de sıfır salınım hedefi var AB’nin. Almanya bunlara da uymakla yükümlü. Bu da otomotiv sektörünü gerçekten zorluyor. 2050 sıfır salınım hedefine ulaşmak için Almanya’nın 2,3 trilyon avro yatırım yapması gerektiğinden söz ediliyor. AB’nin bu standartları, otomotiv endüstrisini daha az salınım üretecek araçlara yönlendiriyor. Bu da dizel skandalının belki bir sebebidir. Otomotiv üreticileri ‘Bizi çok zorladınız’ demeye getirdiler.”
“Yedek parça üreticileri riskle karşı karşıyalar”
Ali Kemal Aydın, Mercedes firmasının 2030’a kadar araçlarının yüzde 50’sini elektrikli olarak üretmeyi öngördüğünü, Volkswagen’in ise bu alanda 2025 yılına kadar 35 milyar avro yatırım yapacağını duyurduğunu bildirdi. Elektrikli araçlara geçiş iradesinin Alman otomotiv endüstrisini ve yedek parça üreticilerini zorladığını belirten Aydın, “Yedek parça üreticileri de bir riskle karşı karşıya. Geçiş dönemindeki riski azaltmak için 500 milyon avroluk bir fon oluşturmaya çalışıyorlar. Bunlar geçiş dönemini hafif atlatmak için hazırlık yapıyorlar.” şeklinde konuştu.
Bu haber toplam 41379 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.