AB gündemini 2019'da "Brexit" ve "seçimler" belirleyecek
Avrupa Birliği (AB) gündeminde 2019'da İngiltere'nin birlikten ayrılışı (Brexit) ve Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri üst sıralarda yer alacak.
Avrupa'da 400 milyon civarında seçmen 23-26 Mayıs arasında AP seçimleri için sandık başına gidecek.
İngiltere'nin birlikten ayrılacak olması nedeniyle AP'deki koltuk sayısı 751'den 705'e düşürülecek.
Son AP seçimleri 22-25 Mayıs 2014'te yapılmıştı. Seçimlerde üye ülkeler nüfuslarına göre AP'de temsil ediliyor. AP seçimleri 5 yılda bir yapılıyor.
AP'de en fazla oyu alan siyasi partinin adayının, mevcut AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in yerini alması bekleniyor.
2014'te ilk kez "Spitzenkandidat" olarak adlandırılan süreçle parlamentoda en çok oyu alan siyasi partinin gösterdiği aday AB Komisyonu Başkanlığına seçilmişti.
AB Komisyonu ve Konseyi başkanlarının 2019 sonunda Juncker'den ve AB Konseyi Başkanı Donald Tusk'tan görevi devralmaları bekleniyor.
İNGİLTERE'NİN AB'DEN AYRILMASI
İngiltere, üyelerin AB'den ayrılma sürecini düzenleyen Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesine göre birlikten 29 Mart 2019'da ayrılmış olacak.
Bunun AB ile bir anlaşmaya varılarak mı yoksa herhangi bir anlaşma olmaksızın mı yapılacağı ise belirsizliğini koruyor.
Brexit'in ertelenmesi, bu konuda yeniden bir referanduma gidilmesi ve hatta bütünüyle iptali gibi seçenekler de masada bulunuyor.
İngiltere ile AB kasımda, bir Brexit anlaşması metni ile tarafların Brexit sonrası ilişkilerine dair bir siyasi deklarasyon üzerinde anlaştı ancak her iki metnin de İngiliz parlamentosunda oylanması, milletvekillerinin muhalefeti nedeniyle ertelendi.
Anlaşmadaki, "tedbir maddesi" ülkede hiçbir kesimi memnun etmezken, Başbakan Theresa May'in bu maddeye zaman tahdidi veya tek yanlı çekilme mekanizması ilave ettirme girişimleri de sonuçsuz kaldı.
May, son olarak anlaşmanın ocak ayının üçüncü haftasında parlamentoda oylanacağını duyurmuş olsa da muhalefet partilerinin ve May'in azınlık hükümetine dışarıdan destek veren Kuzey İrlanda'nın aşırı sağcı Demokratik Birlik Partisinin (DUP) anlaşmaya karşıt pozisyonu değişmedi.
AVRUPA MERKEZ BANKASINA YENİ İSİM
Avro bölgesinin para politikalarını yöneten Avrupa Merkez Bankasının (ECB) yeni başkanı seçilecek.
Halen ECB'nin başkanlık görevini yürüten Mario Draghi 8 yılın ardından koltuğunu kasımda yeni bir isme bırakacak.
BRÜKSEL, İRAN İLE YENİ "TİCARET MEKANİZMASINI" AÇIKLAYABİLİR
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, 2018'in Aralık ayı ortasında yaptığı açıklamada, yakın zamanda İran'a ABD yaptırımlarını bertaraf edecek özel ticaret mekanizmasını kuracaklarını söyledi.
Ancak şu ana kadar AB henüz bu ticaret mekanizmasının faaliyete geçtiğini kamuoyuna duyurmadı. Bu nedenle söz konusu mekanizmanın 2019 başında açıklanması ve işletilmesi öngörülüyor.
AB, özel ödeme mekanizmasıyla kendi şirketlerini korumanın yanı sıra Tahran yönetimini yaptırımlardan koruyarak ABD'nin mayısta tek taraflı olarak çekildiği nükleer anlaşmada tutmaya çalışıyor.
DÖNEM BAŞKANLIĞI ROMANYA'YA GEÇTİ
Romanya, 6 ay sürecek AB Dönem Başkanlığını 1 Ocak'ta Avusturya'dan devraldı.
Türkiye, Romanya'nın dönem başkanlığını AB ile ilişkilerin geliştirilmesi açısından fırsat olarak görüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Romanya Başbakanı Viorica Dancila'nın AB Dönem Başkanlığını üstlenmeden önce Türkiye ziyaretinden memnuniyet duyduğunu belirtmişti.
Erdoğan, "2019 yılının ilk yarısında Rumen Dönem Başkanlığı ve Avrupa Birliği ile yakın bir çalışma ilişkisini tesis edeceğiz. Sayın Başbakan ile bu konuda atılabilecek adımları gerek ikili gerekse heyetler arası görüşmede ele aldık." demişti.
AB Dönem Başkanlığı 1 Temmuz'dan itibaren Finlandiya'ya geçecek.
AB'DE DOĞU-BATI AYRIŞMASI
AB'nin 2018'de başını ağrıtan Vişegrad ülkelerinin "birlik değerlerine aykırı hareket ettiği" tartışmaları 2019'da da devam edecek gibi gözüküyor.
AP'nin bu yıl Macaristan için, üye ülkelere uygulanabilecek en ciddi yaptırım olan 7. maddenin devreye sokulmasını öngören kararı kabul etmesi birlik içindeki çatlağı derinleştirdi.
Üye ülkenin, AB Konseyindeki oy hakkının elinden alınmasını öngören ve "nükleer seçenek" olarak adlandırılan 7. maddenin Polonya'dan sonra Macaristan için devreye sokulması ihtimaline Budapeşte, "şantajlara boyun eğmeyeceğiz" yanıtını verdi.
Cezai yaptırım uygulanabilmesi için ilerleyen süreçte diğer tüm üye devletlerin onayı gerekiyor. Polonya ve Macaristan'ın AB Konseyindeki nihai oylamada birbirlerini desteklemesi öngörüldüğünden 7. maddenin işletilebilmesi uzak ihtimal olarak değerlendiriliyor.
AVRUPA'NIN LİDER KRİZİ
2018 yılında Avrupa'nın Almanya ve Fransa gibi lokomotiflerinin yaşadığı siyasi çalkantılar ve İngiltere'nin AB'den ayrılacak olması 2019'da Avrupa'nın "lider krizi" yaşayabileceği şeklinde yorumlanıyor.
Sadece Avrupa değil, dünya genelinde "en güçlü kadın lider" imajına sahip Angela Merkel'in gücünü kaybetmeye başlamasını 2015'te kapılarını göçmenlere açma kararına kadar geriye götürmek mümkün görünüyor.
Merkel'in liderliğinde Hristiyan Demokrat Birlik Parti (CDU), Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) ve Sosyal Demokrat Partisinden (SPD) oluşan koalisyonun oldukça kırılgan olduğu değerlendiriliyor.
Avrupa'da liderlik rolünü Almanya Başbakanı Merkel'den devralma ihtimali en yüksek kişi Fransa'nın yaklaşık 1,5 yıllık Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron olmuştu.
Fransa genelinde akaryakıt zamları ve genel ekonomik koşulları protesto eden "sarı yeleklilerin" sokağa dökülmesi ve şiddet içeriği yoğunlaşan protestolar nedeniyle Macron görev süresi boyunca karşılaştığı en ciddi siyasi krizle başa çıkmaya çalışıyor.
Fransa'da bir sonraki genel seçimlerin 2022'de yapılması öngörülüyor ancak Macron'un açıklamalarını ve attığı adımları yetersiz bulan "sarı yeleklilerin" protestolarının daha fazla devam etmesi, ülkenin ciddi bir kriz ortamına sürüklenme ve Macron'un cumhurbaşkanlığını ciddi riske atma ihtimalini artırıyor.
Bu haber toplam 1394 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.